Sevgili okurlarım, Başkent Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Ali Haberal’dan gelen 12 Nisan 2022 tarihli yazı aynen şöyle: “Sayın Emin Çölaşan, 12 Nisan 2022 tarihinde göndermiş olduğunuz 142 adet kitapla, yazarlarından imzalı olarak bağışladığınız kitap sayısı 6.391’e ulaşmıştır. Üniversitemiz kütüphanesine yapmış olduğunuz değerli katkılarınızdan dolayı teşekkürlerimi sunarım. Saygılarımla.” Bana gönderilen kitapları çeşitli yerlere bağışladığımı daha önce de yazmıştım. Ama yazarlarından gelen imzalı kitapları ayrıca biriktirip on binlerce gencin okuduğu Başkent Üniversitesi’ne bağışlıyorum. Kütüphanede benim adıma açılan büyük bölümlerde duruyorlar!

★★★

Değil Türkiye’de, dünyada bile böyle bir koleksiyon olduğunu hiç sanmıyorum. Dile kolay, uzun yıllar içinde sayısı 6.500’e yaklaşan bir koleksiyon... İmzalı kitaplarını benim bir talebim olmadan (kendiliğinden) gönderenler arasında Türkiye’nin en ünlü yazarları olduğu gibi, amatör yazarlar da var.O kitaplar şimdi Başkent Üniversitesi’nde hocaların, öğrencilerin, çalışanların ve bütün toplumun emrinde ve hizmetinde.

★★★

İlk imzalı kitabımı bana armağan eden, ODTÜ’de öğrencilik yıllarında ekonomi hocam Prof. Dr. Ergin Günçe olmuştu: “E. Çölaşan’a. Bu kitap hızlı yaşamaya, çabuk ölmeye ve güzel bir cesedi olsun istemeye karşı bir direniştir. Bütün genç ölenlere yakılmış bir ağıttır. Sakın genç ölme. 29 Aralık 1964.” Hocam Ergin Günçe’nin tavsiyesine (!) ben uydum ama o 45 yaşında iken bir uçak kazasında “genç öldü.”

★★★

Kitap, evde veya iş yerinde turşusu kurulacak, raflarda saklanacak bir nesne değildir. Hele de yazarlarından imzalı, manevi değeri çok büyük olan kitaplar... Belki inanmayacaksınız ama bu imzalı kitapların (pek çoğunu hiç tanımadığım, bazılarının ismini bile bilmediğim) yazarlarının tümünü, elime geçtiği anda tek tek arayıp teşekkür ettim. Bu yazıyı okuyunca içinizden “Aferin sana Emin Çölaşan, kırk yılda bir iyi iş yapmışsın” derseniz o ses bana mutlaka ulaşacaktır!.. Zira kitap, ister amatör olsun ister profesyonel, her yazarın emeği, alın teri, göz nurudur. Bir kuru teşekkürü herhalde fazlasıyla hak eder.  

★★★

Uzun yıllar öncesinde ve yakın geçmişte imzalı kitaplarını bana gönderen bazı yazarlarımız vefat etti... Aziz Nesin, Uğur Mumcu, ODTÜ’de hocam Ergin Günçe, değerli sanatçımız Sadri Alışık ve gazetede benim yanımdan çıktıktan hemen sonra evinin girişinde öldürülen yurtsever Prof. Dr. Muammer Aksoy... Hepsini saygıyla anıyorum, şimdi burada onlardan birkaç örnek veriyorum...



İmzalı kitaplarını gönderen binlerce yazara teşekkürlerimi burada bir kez daha yineliyorum. Ve bazılarının imzasını taşıyan geçmiş yıllardan bir demeti bugün sizlere sunuyorum.



İster imzalı olsun ister imzasız, lütfen sizler de kitaplarınızın turşusunu kurmayın, bir yerlere bağışlayın ki birileri okusun! Okullara, kışlalara ve özellikle de cezaevlerine.