Arda Güler’in maç içindeki öyküsü mükemmel... Önce, kendi yarı sahasından Valencia’ya Beckham gibi nefis bir uzun pas gönderdi. Sonra, Dinamo Kiev’li rakibine Xavi gibi öyle bir çalım attı ki, adam bel fıtığı olabilirdi. Attığı golde, Raul’ün fırsatçılığı ön plana çıkıyordu. Bu yazdığım isimler dünya futbolunda iz bırakanlar... Neden Arda böyle olmasın? Bu yetenekli bilekler bu kez bizim topraklarda... Dünya markası, Türk manşetlerini hayal ettiriyor bana...

Jesus, Dinamo Kiev”i birinci bölgesine kilitledi. Çıkamadılar kolay, kolay... Dinamo Kiev’i hiç bu kadar çaresiz görmemiştim. Arda, kornerden Arao’ya ‘Bir zahmet kafayı vur, gol olsun’ pası attı. Bu güzel oyun, sonuca yansımıştı. Arao kaliteli pası Valencia’ya verdiğinde, işte üçüncü gol geldi dedim, atamadı. Böyle maçlarda affetmeyeceksin. Atabildiğin kadar gol atacaksın. Çünkü, gece yarısını geçen böyle anlarda ancak uyku gelmez.

Jesus'un oyuncu değişiklikleri yine olumluydu. Takımın ritmi üst seviyede devam etti. Zabarnyi’nin kırmızı kartı ile Dinamo Kiev için oyun sona erdi.

Fenerbahçe hak ettiği galibiyeti, en önemlisi çok güzel oynayarak aldı.