Dünya Kupası’na katılamayacak iki takımın mücadelesinin nasıl olacağını merak ediyordum. Morallerin bozuk olduğu kesindi. Biz maça presle, istekli başladık. Sanki eleme maçıydı bizim için...

Dördüncü dakika henüz dolmuştu, Cengiz ceza sahası içinde dar açıda sert vurdu. Donnarumma’nın bacak arasından golü bulduk. Gol öncesi, Enes iyi pas verdi. Attığımız gol sonrası İtalya topa daha çok sahip oldu. Biz biraz geriye yaslandık. Yeni sistemde, özellikle birinci bölgemizde daha iyi oyun kurmamız lazım. Bunun için de zaman gerekiyor galiba...

Orta alandaki pres karşısında etkisiz kalınca, arka arkaya iki gol yedik. Cristante ve Raspadori, İtalya’nın gollerini attı. Birinci golde, duran topta adam paylaşımı yapamadık. İkinci golde ise Altay’ın hatası netti. Savunma kanat oyuncularımız, hücum bölgesinde oyun kurma anlamında etkisiz kaldılar. Bir santrfor sıkıntısı yaşama ihtimalinin çok yüksek olduğu duygusu oluştu bende...

Oyunun yönünü değiştirmede çabuk ve başarılı olamıyoruz. İtalya’nın üstünlüğünü bize kabul ettirdiği dakikalarda, yine Raspadori, üçüncü golü attı. Bu sistem, kolay gol yememize yol açıyor. Hem de komik goller... Serdar ile farkı bire indirdik.

Takım savunması anlamında, sınıfta kaldığımız bir maç daha geride kaldı.