Bütün temeli ihracat ve turizmde gelir artışına dayanan ekonomik program anlamını kaybetti. Hesaba göre ülke cari fazla verecekti. Cari açık bir ayda 7 milyar doları aştı. 12 aylık dönem itibarıyla 20 milyar doların üzerine çıktı. Ocak ve şubat aylarındaki dış ticaret açığı toplamı iki ayda 18.4 milyar dolara ulaştı. Faiz ile suni olarak oynamaya çalışınca iş çığırından çıktı. Kur Korumalı Mevduat gibi saçma sapan bir model icat edilerek ülke ekonomisini daha büyük risklerin içine atıldı. Çıkılabilecek gibi de değil...



★★★

Kim yaptı? Dış mihraklar bahanesi bu saatten sonra alıcı bulmaz. Savaşı öne sürüyorlar ama millet cebine bakıyor, o da tutmaz. Biri bu durumu üstlenmeli... Baş harfi Nebati... Zira üç vakte kadar bir yol görünüyor diye çıktı falında... Üç hafta mı olur, üç ay mı orasını bilmem ama önce hangisi gider acaba? Ne var ki Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu epeydir sırada...

Gökleri delen bir beton vardır!


Gökdelen kriterine uyması için yapılan binanın 150 metre veya üstünde olması gerekir. Gök kubbeyi delmede hoş bir seda bırakmada Avrupa birincisi açık ara Türkiye’dir... Şimdilik 67 gökdelenle uzak ara… İkinci sırada İngiltere’nin 33 gökdeleni var. Almanya, Fransa, Norveç, İtalya aklınıza hangi ülke gelirse Avrupa’da, paraları ve mühendislik bilgileri yeterli olmadığından yapamıyorlar anladığım kadarıyla...

★★★

Bunlara bir tane daha eklenecek yakında... Devasa boyutta Merkez Bankası binası... Bildiğim kadarıyla açık ihale falan da yapılmadı. Kendi aralarında toplandılar Limak yapsın diye karar aldılar.

Bu hafta açılacak geçiş garantili Çanakkale Köprüsü’nü de Limak yapmıştı. Orada işi bitti hemen yeni inşaata geçmeli... Maşallah işleri gayet iyi... Merkez Bankası binası tamamlandığında 352 metre ile Avrupa’daki en yüksek gökdelen olacak. En komik yanı da burası… Merkez Bankası o binada ne yapacak? Ne kadarını dolduracak?

Boşuna para harcama... Bırak gökdeleni,1+1 daire bile yeter Merkez Bankası’na...

Ne yapıyorlar ki? Oturup fikrini beyan edip “bu karara karşıyım” diyebilen var mı aralarında? Daha önemlisi kendi fikirleri var mı? Ya söyleyecek cesaretleri?



★★★

Usulen toplantı odasına girip kapıları kapatıp saraydan gelecek emri bekliyorlar. Emin olun bu yazıdaki cümlelerin yarısı bile kurulmuyor toplantıda... Hoş geldin beş gittin... Tuzlu söyledim yer misin... Çay var içer misin?

Saat 14:00 olunca yapılan bir açıklama... Merkez Bankamızın faiz kararı budur... Nokta! Bir keresinde telefon düşmemişse demek ki, 10 dakika geç açıkladılar faizi..

★★★

Erdoğan, “Öyle 50 kat, 60 kat, 70 kat bir mimari, aslında bizim medeniyet ruhumuza da uygun bir mimari değildir” falan demişti... Demek 100-110-120 gibi bir şeyse bizim medeniyet ruhumuzun hayali... Onu mu dile getirdi...

126 milyar dolar nerede?


Bu ülke ekonomisi nasıl bu duruma geldi diye sorarlarsa... Boşuna çabalama... Tarımda Türkiye’nin geldiği noktayı göster anlar nasıl olsa... AKP iktidara geldiği tarihten itibaren 126 milyar dolarlık tarım ithalatı yaptı. Tarım ülkesi Türkiye’nin arpası az gelmiş olmalı ki arpa ithalatına 1 milyar 690 milyon dolar ödedi.



★★★

Tütün ulan tütün... Türk tütünü dünyanın en iyisiydi. Türk tütünü kullanmak cemiyette zenginlik göstergesiydi. Dört yüz yıl boyunca bu böyle gitti... Tütün üretici sayısı AKP iktidarı ile birlikte 406 bin kişiden 45 bin kişiye indi... Tütün ihracatçısı olan Türkiye, tütün ithalatçısı oldu. Hatta tütün ithalatında alınan ton başına 150 dolar vergi bile sıfırlandı ki kalan numunelik üretici de bıraksın ekimi... Ne kadar tütün ithal edildi? Tamı tamına 8 milyar 489 milyon dolar!

★★★

Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı üretici sayısı her yıl geriliyor. Kimse ekip biçmek istemiyor çünkü emeğinin karşılığını alamıyor. Nitekim tarım arazilerinin üçte birinden fazlası verilmeyen destekler, artan maliyetler nedeniyle boş bırakılıyor.

★★★

Buğday için ödediğimiz para 21.2 milyar dolar... Daha bunun mısırı, pirinci, fasulyesi, pamuğu, ayçiçeği, çayı, şekeri, cevizi, bademi hatta zeytini bile var. Anadolu toprakları bereketlidir ama yanlış ellerde bu hale gelir. Yanlış dedimse “yanlışlıkla yapıldı, pardon” anlamında değildir. Bilerek ve isteyerektir!