İktidar yeni yeni adalet sarayları yaptırıyor ama... İçinde adalet olmazsa bu saraylar neye yarar?

Halen Türkiye cezaevlerinde toplam 314 bin tutuklu ve hükümlü yatıyor.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında tutuklu ve hükümlü sayısı 52 bin dolayında idi. 20 yılda bu rakam yaklaşık 7 kat arttı.

Dolup taşan cezaevlerinde artık yatacak yer bulmak mümkün değil!

Yeni hazırlanan “Sansür yasası” ile tutuklu ve hükümlü sayısı daha da artacağı için 2 milyar liralık bütçe tahsis edilerek 36 yeni cezaevi yapımına başlandı. Böylece halen 387 olan Türkiye cezaevlerinin sayısı toplam 423’e yükselecek.

“Ekonomide Türkiye’yi uçuracağız” diyen iktidar ekonomide değil ama hapishane konusunda Türkiye’yi uçurmuş bulunuyor!

Cezaevine atılan tutuklu ve hükümlülerin hepsi suçlu mu, Allah bilir!

★★★

Hapis yatanlardan bir kısmı, 28 Şubat olaylarından hüküm giymiş olan emekli generaller...

Bunlar önce beraat etti, sonra Yargıtay, 30 Haziran 2021 tarihli kararı ile 14 emekli generali ömür boyu hapse mahkûm etti, 16 sanığın da yeniden yargılanmasına karar verdi.

Yaşları 82 ile 90 arasında olan emekli generaller, ciddi sağlık sorunları yaşıyor, çeşitli hastalıklarla mücadele ederek demir parmaklıklar arkasında yaşam mücadelesi veriyor.

Emekli generallerin arasında demans ve alzheimer hastası olan da var. Fakat Adli Tıp Kurumu, geçmişini hatırlamayan, kendi ailesini bile tanımayan hasta general için “Cezaevinde kalabilir” diye rapor verdi.

Bu, tıbbi ve vicdani bir rapor mudur, bilemiyoruz!

★★★

Bugün Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Yargıtay tarafından kararı bozulan 16 sanığın yargılanmasına devam edilecek.

Davanın, halen cezaevinde tutuklu olan FETÖ’cü bir savcının sahte belgelerle (ki sahtelikleri kanıtlanmıştır) hazırladığı iddianame esas alınarak sürdürülmesi şaşırtıcıdır.

Sanık avukatlarının belirttiğine göre, sanıkların aileleri umutlarını kaybetmiş değil. “Biz adalete güveniyoruz. Beklemekten başka yapacak bir şeyimiz yok. Hak yerini bulacaktır.” diyorlar. Dileriz öyle olur.

Siyasi intikam davası mı?


Alican Türk, 28 Şubat Kumpas Davası’nın beraat eden sanıklarındandır.

Bugün Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edecek duruşmadan önce 12 siyasi parti genel başkanına mektup yazan Alican Türk, 28 Şubat Davası’nın nasıl bir kumpas olduğunu anlatarak “Siyasi parti liderlerinin, hukuk ve adalet adına üzerlerine düşen tarihi göreve (oy kaygısı nedeniyle) kayıtsız kalmamalarını” istedi.

Alican Türk mektubunda (özetle) şöyle diyor:

“Dosya halen Anayasa Mahkemesi’ndedir. Dava sürecinde sergilenen hukuksuzluklar, bu davanın ‘Siyasi intikam davası’ olduğunu gösteriyor. Adalet, her türlü siyasi çıkarın ve oy kaygısının üzerinde bir değerdir. Siyaset kurumunun ve siyasetçilerin adaletsizlikleri görmezlikten gelmeleri acı ve kabul edilemez bir durumdur. Bu, hukuka siyasetin alet edilmesinin ya da hukukun siyasete kurban edilmesinin bir başka şeklidir.”

TEBESSÜM

Doğum tarihi...


Kadının en büyük zaafı yaşını söylememekti... Geçinemediği kocasına boşanma davası bile açamıyordu, çünkü hâkim mahkemede yaşını soracak diye korkuyordu!

Günün birinde iş için bir şirkete başvurdu. Doldurduğu müracaat formunu inceleyen personel şefi, kadının doğum yılını yazmadığını gördü:

“Hanımefendi, buraya yazdığınıza göre doğum tarihiniz 3 Şubat ama hangi yıl?”

Yaşını söylemeyen kadın gayet ciddi:

“Her yıl efendim.” dedi “Her yıl 3 Şubat!”

GÜNÜN SÖZÜ


Adalet ve doğruluk minarede kalmış, onun da içi eğri!