Kılıçdaroğlu’na gösterilen tepkileri hiç doğru bulmuyorum.

Cesur bir karar aldı, hem sağdan, hem soldan tüm şimşekleri üzerine çekti!

Bir yandan AKP iktidarı, diğer yandan iktidara muhalif gruplar eleştiri yağdırıyor.

AKP’nin saldırması çok normal... Çünkü Kılıçdaroğlu iktidarın önemli bir kozunu elinden aldı.

AKP yandaşları koro halinde “Biz gidersek CHP başörtüsü yasağını geri getirir. Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa başınızı zorla açtırır” diye muhafazakâr seçmende bir korku iklimi yaratmaya çalışıyordu. Artık başörtüsü konusunu istismar edemeyecekler.

AKP’nin, Kılıçdaroğlu’nun hamlesini geri püskürtmek için amansız bir mücadeleye girmesi bundandır.

★★★

Kılıçdaroğlu, halen serbest olan başörtüsüne yasal güvence sağlamak için Meclis’e kanun teklifi verdi.

Bu beklenmedik hamle, yalnız AKP’lileri değil, muhalif grupları da kızdırdı.

CHP içinde bile Kılıçdaroğlu’nu eleştiren çok sayıda insan olduğunu duyuyoruz:

“Kılıçdaroğlu hata yaptı. CHP’nin 6 okundan biri olan laiklik ilkesini kırdı, parçaladı. AKP’ye mi benzemek istiyor?” diye tepki gösterenler olduğu haberleri geliyor.

Oysa Kılıçdaroğlu’nun yaptığı, AKP’nin çok önemli bir silahını ustaca elinden alma hamlesidir.

Seçime giderken iktidar sürekli olarak bu konuyu işleyecek, mütedeyyin seçmenin dinsel hassasiyetini istismar edecekti.

Günümüz Türkiye’sinde başörtüsünün artık siyaset gündeminden tamamen çıkması lâzım.

İktidara başörtüsü üzerinden “korku siyaseti” yapmaya fırsat verilmemeli!

Kılıçdaroğlu’nun tepki çeken hamlesini bu yönden düşünmek gerekiyor.

Ellerinden oyuncağı alınan çocuklara döndüler!


AKP ve dinci çevreler, başörtüsü sorununu tamamen bitirmeye yönelik yasa teklifinden neden bu kadar rahatsız oldular? Neden böyle kızgınlar?

AKP yöneticilerinin, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun hamlesini boşa çıkartmak için canhıraş bir şekilde mücadele etmeleri ilginçtir.

Birçok iktidar yandaşı ve medyası, ellerinden oyuncağı alınan çocuklar gibi hırçınlaştı.

Âdeta “Nereden çıktı bu Kılıçdaroğlu? Saf insanlarımızı din, türban, başörtüsü filan diyerek ne güzel idare ediyorduk!” dercesine sızlanıyorlar.

Yandaşlarla birlikte bir kısım solcular, daha önce Kılıçdaroğlu’nun “Helâlleşme” konusunda attığı adımlara da bozulmuşlardı.

AKP’nin başörtüsüne yasal güvence sağlanmasından rahatsız olmasını anlamak mümkün de... Muhalif sol kesimlerin Kılıçdaroğlu’nu acı bir dille eleştirmelerini anlamak zor!

Aslında o gruplar, Kılıçdaroğlu’nun Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu gibi sağcı liderlerle uzlaşıp “6’lı Masa”yı kurmasına da pek hoş bakmamışlardı.

Önemli olan, sağ-sol demeden tüm yurtseverler birlik olup, ülkede ekonomiyi bozan, özgürlükleri yok eden, insanları perişan eden AKP iktidarına sandıkta son vermektir.

Kılıçdaroğlu’nun hamleleri bu amaca yöneliktir.

Türkiye’nin başarısız iktidardan kurtulması gerekiyor!

TEBESSÜM

İnsanlara yenilik lâzım!


Adam, cami önünde kör bir dilenci görür. Ertesi gün dilenci yine aynı yerdedir ama bu defa kör değil, topal olmuştur. Üçüncü gün dilenci yine oradadır ve bu defa sağır ve dilsizdir.

Adam hayretle “Yahu dilenci bey” der “Her gün değişiyorsun, bir gün kör, bir gün topal...”

Dilenci tebessüm eder:

“Ne yapayım beyim, iyi iş yapmak için hep yenilik gerekiyor!”

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatta çoğu zaman iyilikler unutulur, nankörlük baki kalır!