Görünen o ki, iktidar CHP’yi “din kavgasına” çekmek istiyor!

Anketlerde sürekli gerilediğini gören ve seçimde kaybedeceğini anlayan AKP umudunu, siyasi mücadeleye “Din kavgası süsü” vermeye bağladı. Fakat...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu oyuna gelmiyor.

CHP, İYİ Parti ve diğerleri bu topa girerlerse iktidarın değirmenine su taşımış olacaklar!

AKP, aklınca kurnazlık yapıyor, “Tuzak stratejisi” uyguluyor.

Siyasi çekişmeleri “Dindarlarla, din karşıtları mücadele ediyor.” havasına sokma çabalarının amacı, mütedeyyin kesimi kolayca avlamak!

Ekonominin kötü gidişini, yapılan korkunç zamları bile dine bağladılar, “Bize bunları Allah yaptırıyor!” diye akıl almaz açıklamalarla vatandaşın gözünü boyamaya kalkıştılar.

★★★

Halk neden yoksullaşıyor?

İşsiz sayısı neden milyonlarca?

Fukaralık ülkeyi neden sel gibi istila ediyor?

Mutfaktaki yangın neden büyüyor?

İktidar bunların konuşulmasını istemediği için “Dini” ortaya sürüyor... Lâfla, vaatlerle karın doyurmaya çalışıyor.

Oysa gerçek olan şudur:

Aç insan lâfla doymaz!

Bin lâf bir borç ödemez!

Bağlar, tarlalar lâf ve dua değil, çapa ve tohum ister!

★★★

Kemal Kılıçdaroğlu, yıllardır yaşadığı deneyimlerden büyük dersler çıkartmışa benziyor, akılcı ve gerçekçi bir siyaset izliyor.

Bu durum, karşı tarafın “Bay Kemal... Bay Kemal...” diye öfkelenip köpürerek feryat etmesine sebep oluyor.

★★★

İktidarın hazırladığı bir tuzak daha var.

Yandaş yazarlar, televizyonlardaki kuklalar ve Meclis’teki vekiller:

“Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim? Adayınızı açıklayın!” diye bağırıp duruyor.

Amaçları, Millet İttifakı’nı oluşturan partileri birbirine düşürmek ve adayı yıpratmak!

Kılıçdaroğlu bu oyuna da gelmiyor, hafifçe tebessüm ederek cevap veriyor:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim tarihini belirlemediği halde ‘Adayınız kim?’ diye soruyor. Biz onun ‘Sandığı getiriyorum’ demesini bekliyoruz. Tarihi ortaya koysun o zaman biz de adayımızı belirleriz.”

İktidarın tahrikleri nafile... Kılıçdaroğlu yaş tahtaya basmıyor ve basacağa da benzemiyor!

Sabahın köründe işkence!


Sabah ayazında ve zifiri karanlıkta okula gitmeye çalışan çocukları gördükçe üzülüyorum.

Küçücük ya da gencecik çocuklar kör karanlıkta kapı önlerinde servis bekliyor, okulları yakın olanlar uykulu uykulu yürümeye çalışıyor.

AKP iktidarı “Sabit yaz saati uygulaması” ile bu yavrulara neden böyle işkence çektiriyor? Aslında önemi bir elektrik tasarrufu da yok.

Türkiye’de 6 yıldan beri kalıcı hale getirilen “İleri saat uygulaması” nedeniyle çocuklar karanlıkta okula, yetişkinler de işe gitmek zorunda kalıyorlar.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, tasarruf iddialarının bir aldatmaca olduğunu belirterek:

“Vatandaşlarımızın şiddetle karşı çıktığı uygulamayla gerçekten tasarruf edildiğine dair bilimsel bir veri yok.” diyor.

Halk, kendisini üzen bu uygulamaya gereken cevabı sandıkta verecek!

TEBESSÜM

Selam ve öpücükler...


Sekreter kız, öğle yemeğinden dönen doktoru muayenehanenin kapısında karşılar, paltosunu alıp askıya yerleştirirken, tebessüm ederek haber verir:

“Efendim, siz yokken karınız telefon etti...”

“Yaa... Ne dedi?”

“Size selam ve öpücükler gönderdi...”

“Peki kızım, selam sende kalsın, lütfen o öpücükleri bana verir misin?”

GÜNÜN SÖZÜ

Damlayan su mermeri, inançla yürüyen insan, koca dağları deler!