Adana’da ithal plastik atıkların gizlice boşaltıldığı ve yakıldığı arazilerde yapılan ölçümlerde kirlenmemiş toprağa kıyasla 400 bin kat fazla kimyasal tespit edildi. Gündoğdu, “İnsanların kanında, akciğerlerinde mikroplastik bulundu” dedi.



Türkiye, Avrupa ülkelerinden en çok çöp alan ülke durumunda, neredeyse çöplerinin üçte ikisini biz büyük bir cesaret ve özveriyle (!) çöp satın almak ayrıştırmaktan daha ucuz diyerek alıyor, kötü sonuçlarını ise birçok konuda olduğu gibi halının altına süpürmeye çalışıyoruz. Çevre Bakanlığı, Avrupa’dan en çok çöp alan ülke olmamıza “ticaret” diyor ama uzmanlar bu çöplerin arasındaki plastiklerin parçalanarak mikroplastiğe (küçük plastik parçacıkları) dönüştüğünü, tarım alanlarında kullanılan sulara karışarak besin zincirinde kanserojen madde tehlikesi yarattığını, yakıldığında ise havanın kansere neden olan gazlarla kirlendiğini ve bu durumun tüm ülkeye ve gelecek kuşaklara da zarar vereceğini tekrarlıyorlar. Dün bu konuda Greenpeace’in Akdeniz Proje Lideri Nihan Temiz Ataş’la yaptığım röportajı yayımlamıştık, bugün çöplerin büyük çoğunluğunun gönderildiği Adana’da Çukurova Üniversitesi, Mikroplastik Araştırma Grubu Lider Araştırmacısı Doç Dr. Sayın Sedat Gündoğdu ve konuyu 3 kez Meclis’e taşıyan CHP Adana Milletvekili Sayın Burhanettin Bulut’un anlattıklarını okuyacaksınız.

EKONOMİ Mİ, EKOLOJİ Mİ?

■ Sedat Bey, siz yıllardır Türkiye’ye yurtdışından alınan plastik atıklarla nasıl bir zarar ortaya çıktığını ekibinizle birlikte araştırmaktasınız. Bize neler olduğunu anlatır mısınız?

Adana’da 2017’den, 2018’den beri bas bas bağırıyoruz ve tehlikeyi anlatmaya çalışıyoruz ama kimsenin harekete geçtiği yok, tartışıldığı yok. Sözde ekonomi nedeniyle, “Para kazanılıyor” diye susuluyor. O söylenen rakamlar, bütçeler de şaibeli çünkü şeffaflık yok, kim ne kazanıyor, nasıl kazanıyor hiçbir bilgi yok. CHP Milletvekili Burhanettin Bulut işin içine aktif olarak girdi ama şimdiye kadar olan süreçte bir sessizlik söz konusu. “Bizim böyle bir ekonomiye ihtiyacımız var mı” sorusu çok önemli bir soru çünkü “Ekonomi mi, ekoloji mi” tartışmalarında Türkiye’de hep ekonomi kısmı ağır basıyorsa ekoloji kısmı göz ardı ediliyor.

Sedat Gündoğdu, “Plastik açısından Türkiye kıyıları Akdeniz’in en kirli kıyıları” dedi.

İktidar, Avrupa’dan çöp alınmasını teşvik ediyor


■ Türkiye kendi çöplerine plastik atık kutuları koyarken, 85 milyonluk ülkenin çöpleri yetmiyor ve Avrupa’dan her yıl yüzbinlerce ton atık alıyor, bu nasıl bir ticarettir?

Çevre Bakanı “çöp” değil, “ham madde” diyor. Bizim marketlerde satılan yumurta, sosis kabından, çikolata ambalajından hiçbir farkı olmayan ambalajlar görüyoruz, biz yılda 32-33 milyon ton belediye çöpü üretiyoruz, bunun neredeyse 4-6 milyon tonu plastik ve aynı plastikler. Şimdi sen bunları toplamıyorsun, bunları istemiyorsun, bunların toplanması için bir teşvik vermiyorsun, neye teşvik veriyorsun; yurt dışından atık alıp bir kısmını dönüştürüp tekrar yurt dışına satacak diye bir çöp endüstrisine yatırım teşviki veriyorsun. Ocak 2021’de Ticaret Bakanlığı’nın verilerinden konuşuyorum; 69 milyon TL bu geri dönüşüm tesislerine teşvik verildi, ayrıca bu firmalar KDV istisnasına sahip. Bu firmaların çevre alt yapısı o kadar yetersiz ki burada kırılıp parçalanan çöplerin ardından atık suya karışan mikro boyutlu plastikler atık su tesislerini tıkıyor. Bakın insan kanında bile mikroplastik bulundu, akciğerlerden plastik çıkıyor, burada halkın ürettiği atık suyun arıtıldığı tesis arıtma işlemini yapamıyor.

Sofra tuzunda, balık ve midye dolmada mikroplastik bulduk


■ Adana’dan diğer şehirlere satılan gıda ürünlerinde de bunların bulunması mümkün, sadece Adana risk altında değil denebilir mi?

Ben birçok markanın sofra tuzlarında mikroplastik buldum ve bunu yayınladım, daha sonra balıkta ve midye dolmada bulduk. Denizlerimize karışan plastik çöplerle alakalı bir sonuç bu. Türkiye’nin en büyük deniz tuzu üretim alanı İzmir’de, dolayısıyla deniz kirliyse tuz da kirli olacak. Şu anda Türkiye kıyıları Akdeniz’in en kirli kıyıları plastik açısından. Niye, çünkü özellikle Seyhan ve Ceyhan nehirleri; denize en fazla plastik atık boşaltan üç nehirden ikisi Akdeniz’de. Bu tesislerin hepsi atık sularını Seyhan, Ceyhan nehirlerine boşaltıyor. Sadece tek bir su arıtma tesisine bu fabrikalardan haftada 80 tona yakın mikroplastik akıyor. Burada büyük bir bölgede geri dönüşüm tesis alanı var, o bölge sanayi bölgesi gibi, bunların arıtma tesislerinden gelen içi kırpıntı plastik dolu atık su bu arıtma tesislerinde arıtılamadığı için plastiklerle beraber Seyhan ve Ceyhan’a bırakılıyor. Dolayısıyla, bu tesisler ithal atık da aldıkları için o ithal atıkları atık su arıtma tesislerinde parça olarak görmek mümkün. Daha büyük olanlarda zaten yabancı menşeli markaları görüyorsunuz ve buradaki yasadışı döküm alanlarının çoğu sulama kanallarının kenarları, ciddi riskli alanlar, o su tarımsal sulama için kullanılıyor.

400’e yakın alıkonulmuş konteyneri fareler bastı


■ Mersin dışındaki diğer limanlarımızda olup bitenler nasıl ortaya çıkarılacak?

400’e yakın konteynerden bahsediliyor, zamanında Almanya’dan gelmiş ve bir yıldır limanlarda alıkonulmuş bu plastik çöpler. Almanya da geri almıyor, alıkonulmuş olarak Gemlik’te, Ambarlı’da, İzmir’de bekliyor.

■ Çöplerin oralarda uzun süre beklemesi bile zararlı olabilir.

Bunlar gıdayla temas etmiş plastikler olduğu için içerde kokuşuyor, fareler basmış zaten.

■ Hükümete, Bakanlığa “Başka hangi illerde var, araştırmak zorundayız” dediğinizde ne cevap geliyor?

Adana’da dökülen yerlerin listesi verilmesine rağmen buraların tespit edilemediği söylenmiş, oysa biz ertesi gün gidip yine aynı yerde görüyorduk. Sadece Adana’da değil zaten, İstanbul’da Alibeyköy’de de, Alibeyköy Barajı’nın dibinde var. Sultangazi taraflarında, Kuzey Ormanları içinde ormanlık alanlara da boşaltıyorlar. İzmir’de de çok büyük bir depo dolusu, içinde tıbbi atıkların da olduğu yasadışı çöp tespit etti bir CHP milletvekili.

Geri dönüşüm sektörü ciddi lobi yapıyor, tehdide varan konuşmalar var


ABD ve Avrupa ülkelerinin gönderdiği yüzbinlerce ton “kanserojen plastik” içeren çöpün yarattığı tehlikeler konusunda konuştuğum Greenpeace  Kampanya Lideri Nihan Temiz Ataş da Çukurova Üniversitesi  Mikroplastik Araştırma Grubu Lideri Doç. Dr. Sedat Gündoğdu da CHP Milletvekili Eczacı Burhanettin Bulut’un bu konuyu önlemek için Adana’da yaptığı yayınları vurguladılar. Kendisiyle konuşarak onun görüşlerini aldım.



ORTADA ŞEFFAFLIK YOK

■ AB ülkelerinden alınan ve sağlığı zararlı atıkların büyük ölçüde Adana’ya gönderildiği biliniyor, siz yerinde incelemeler yapıyorsunuz, Çevre Bakanı “Bunlar çöp değil ham madde, sulama borusu yapıyoruz” gibi açıklamalar yaptı, son durum nedir acaba?

İki yıl içinde Meclis’te bu konuyla alakalı 3 kez söz aldım ancak son olarak Bakan “Böyle bir şey yok” dedi, ben de geçen Cuma Adana’ya gittim ve çöplerin olduğu yerden video çektim, ondan sonra bu olay biraz daha büyüdü. Sonuç itibarıyla bu işi somutlaştırmış olduk. Her konuda “dış güçler” deniyor ya biz kendimiz bu olayı iyice ortaya çıkarmış olduk. Adana’da geri dönüşüm sektörü güçlü, hatta ciddi de lobi yapıyorlar, tehdide varan şeyler de oluyor; “Binlerce insan çalışıyor, siz de buna engel oluyorsunuz” gibi sözler söylüyorlar. Birincisi şu; Biz geri dönüşüme niye karşı olalım, böyle bir şeyi hiçbirimiz söylemeyiz ancak bu ithal edilen ürünlerde Avrupa’da birinci sırada olmamıza rağmen bir ekip kurulmuş değil. “Konteynerler kontrol ediliyor” diyorlar, kontrol ediliyorsa o zaman nasıl dökülüyor? Hem de şehrin içerisine dökülüyor, şehrin içine dökülenleri görüyoruz, bir de görmediklerimiz var. Böylesi bir konuda hiçbir bilgi vermiyorsunuz, kaç ton ithal edildi,  ne kadarı kullanıldı, ne kadarı çöpe ayrıldı, nerelerde yakıldı, hiçbir bilgi vermiyorsunuz sadece “geri dönüşüm tesislerimiz var” deniyor, olur mu?

İngiltere’nin plastiği Adana’ya kadar takip edildi


Sadece plastik atık değil, çöpler arasındaki tıbbi atıklar da ya yakılıyor veya doğaya atılıyor” diyen Burhanettin Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Greenpeace Adana’da farklı bölgelerdeki çöp döküm alanlarından aldığı örneklerde toprakta kanserojen maddeler tespit etti ve bunların normalden 400 bin kat fazla olduğu ortaya çıktı. Çevre Bakanı ‘İngiltere’den gelen plastik çöpler’ konusunda söylenenleri yalanladı ama Londra’da kendileri plastik çöp poşetlerine GPS yerleştirdiklerinde bunların üçte ikisinin Adana’ya geldiğini tespit ettiler. Adana’nın merkezinde İngiltere’den gelen plastik ambalajlar zaten görülüyor. Marketlerin poşetlerini paralı yaparken Avrupa’nın bütün çöpünü almak hiçbir çevre sorununu çözmez aksine üstüne bir de ciddi sağlık sorunları ekler.”