“28 Şubat 1997 MGK kararları” denildiğinde ilk akla gelen isimlerden birisi dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir oluyor. “28 Şubat Davası”nın bir numaralı sanığıydı. Birisi sivil olmak üzere 103 komutan yargılandı. Onlardan emekli tümgeneraller 75 yaşındaki İdris Koralp, Kenan Deniz, 77 yaşındaki Erol Özkasnak, 78 yaşındaki Cevat Temel Özkaynak, 82 yaşındaki Korgeneral Yıldırım Türker, orgeneral Fevzi Türkeri, 83 yaşındaki  koramiraller Aydan Erol, Hakkı Kılınç, Orgeneral Çetin Doğan, 84 yaşındaki Korgeneral Çetin Saner, Orgeneral Çevik Bir, 85 yaşındaki Korgeneral Vural Avar, 87 yaşındaki eski Hava Kuvvetleri komutanlarından Orgeneral İlhan Kılıç , 91 yaşındaki Orgeneral Ahmet Çörekçi ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. 19 Ağustos 2021’de Silivri, Sincan ve Buca cezaevlerine konuldular.

Yerel mahkemenin kararlarının bozulması sonucu emekli orgeneraller Orhan Yöney, Şükrü Sarıışık, emekli korgeneraller Kamuran Orhon, Köksal Karabay, Altaç Atılan, emekli tümgeneraller Ersin Yılmaz, Şevket Turan, Yücel Özsır, emekli tuğgeneraller Metin Yaşar Yükselen, Refik Zeytinci, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Hayri Bülent Alpkaya, emekli Korgeneral Erdoğan Öznal, emekli Tümgeneral Erdal Şenel, eski YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz, emekli Korgeneral İzzettin İyigün, emekli Albay İ Selman Yazıcı’nın Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamaları da  yeniden yapılıyor.

“YATTIM, ÇIKTIM” DEMİŞTİ

Bu köşenin okurlarına, cezaevindeki yaşlı komutanların önemli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu belirtmiştim. Bunlardan birisi de Çevik Bir’di. Bir’de unutkanlık başladığını, cezaevine girmesinden bir ay önce fark etmiştim. Telefonla arayıp, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığını hatırlatıp görüşünü sorduğumda “Nereden çıkarıyorlar anlamadım. Cezaevinde iki yıla yakın yattım, çıktım. Şimdi ne cezasıymış? Onca yıl sonra ceza mı olurmuş?” demişti.

Ben yargının işleyişini anlatırken, cezaevinde yattığı dönemde “Tutuklu” olduğunu, şimdi ise hüküm verildiğini belirttiğimde “Bunların gerçekle ilgisi yok. Kasıtlı olarak bunu gündeme getiriyorlar” karşılığını verdi. Çevik Paşa’da yaşı gereği olsa gerek unutkanlığının tırmandığını gözlemledim. Nitekim cezaevinde girdiğinde de demansın giderek arttığı anlaşıldı.

Çevik Bir’i cezaevi önünde kardeşi Gülören Pişmişoğlu karşıladı.


SÜREKLİ UYUYORDU

Emekli Orgeneral Çetin Doğan ile Çevik Bir, Buca Cezaevi’nde aynı odada kalıyordu. Dubleks olan odanın üst katına çıkamayacak kadar sağlık sorunları da yaşıyorlardı. O yüzden yatağı alt kata indirdiler. İki kişinin yatağı sığmayınca odaları ayrıldı. Emekli Orgeneral Çetin Doğan, son yıllarda ömrü cezaevine gidip gelmekle geçen eşi Nilgül Doğan’a, “Çevik paşa’nın durumu çok kötü. Yemek bile yemiyor. Sürekli uyuyormuş” dedi.

Bir’in 73 yaşındaki kardeşi Gülören Pişmişoğlu, ağabeyinin çok zayıfladığını, kendisini bile tanımadığını, nerede olduğunu bile bilmediğini belirtti. Avukatı Ümit Kara, Çevik Paşa’nın rahatsızlığının dikkate alınarak “Ceza ertelemesi” talebinde bulundu. Önceki gün akşam saatlerinde Bir’in tahliye edileceği bilgisine ulaştım. Tahliye haberini de Türkiye’ye SÖZCÜ internet sitesindeki haberimle duyurdum.

KARDEŞİNİ ANNE SANDI

Ağabeyinin hastalığı nedeniyle tahliye edileceğini 73 yaşındaki Gülören Pişmişoğlu, avukat Ecem Hanım’dan öğrendiğinde Buca Cezaevi’ne gitti. Yeğenleri Figen ve Nezih Akdirim de gelmişti. Cezaevi aracından kapı önüne bırakıldığında, Çevik Bir’in bitmiş, tükenmiş hali dikkat çekiyordu. Cezaevi personelinin çıkış saatiydi. Onlar da bu durumu gördü. Çevik Bir’in haline daha az şaşıran ise ağabeyini her hafta ziyaret eden vefalı kardeş Gülören Pişmişoğlu’ydu. Çünkü her seferinde ağabeyinin giderek eridiğini görüyor, tahliyesi için çırpınıyordu.

Çevik Paşa, kardeşini görünce ona “Annem beni almaya gelmiş” dedi. Yeğeni “O hepimizin annesi” deyince, Çevik Paşa “Şimdi hepimizin annesi oldu” karşılığını verdi. Paşa’nın yorgun, bitkin haline rağmen “Vefakar, cefakar annem beni almaya gelmiş” derken gözlerinin içinin güldüğünü kardeşi fark etmişti. Bir, kardeşini annesi sandı ama yeğeni Nezih’i tanıdı ve ona adıyla hitap etti.

“GÖNÜLDEN İSTİYORUM”  

Avukat Ecem Hanım, otoban girişindeki dinlenme tesisinde bekleyen Bir’in eşi Nilgün Hanım’la buluştu. Çevik Paşa, eşi Nilgün Bir baldızıyla birlikte  Bodrum’a gitti. Evlerinin girişinde onları Bodrum Gündem gazetesinin sahibi meslektaşım Fatih Bozoğlu ilk röportajı yapabilmek için gecenin 00.30’u civarında bekliyordu.  Çevik Paşa yürümekte bile zorlanıyordu. Nilgün Hanım “Keşke daha erken bıraksalardı” dedi.

Ağabeyi Çevik Bir’in sağlık nedeniyle tahliyesine kardeş Gülören Hanım kuşkusuz çok sevindi sevinmesine. Bana şunları söyledi:

“Evet, ağabeyim çıktı diye sevindim sevinmesine ama hepsi yaşlı, hasta, ilaç kullanan önemli sağlık sorunları yaşayan diğer komutanların da tahliye edilmesini canı gönülden diliyorum, istiyorum.”

PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI

Jandarma Genel Komutanlığı kurmay başkanlığı görevinde bulunan emekli Korgeneral Hakkı Kılınç’ın da sağlık durumu iyice kötüleşti. Eşi Saadet Hanım “Ameliyat sonrası dikişleri bile alınmadan cezaevine gönderilmişti. Yüzünde kan kalmamış. Onunla ilgili de sağlık kurulunun karar vermesini bekliyoruz” dedi.

Çetin Doğan Paşa’nın eşi Nilgül Hanım “Bu insanların belki dış görünüşleri sağlam ama hepsinin önemli sağlık sorunları var. Hayatları pamuk ipliğine bağlı. Hepsi tahliye edilse sevineceğim. Ama önce hastalar çıkarılmalı” dileğinde bulunuyor.

“Hastalar” derken cezaevlerinde 600 civarında önemli hastalığı olan mahkum var. Onların serbest bırakılması için “ölüm orucuna” yatanlar bulunuyor. Bunlar, cezaevi duvarlarının dışına pek çıkmıyor...