Sabah 08.30’da simit ve krem peynir alıp gazeteye geldim. Az sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve Danışmanı Ali Mert geldi. Simitle, Döne Hanım’ın getirdiği çayla kahvaltımızı yaparken, 28 Şubat Pazartesi günü 6 siyasi parti genel başkanını bir araya getirecek olan toplantıyı da konuşuyorduk.

CHP’li Muharrem Erkek, Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtladı.


Her şey Ekim ayında 6 partinin genel başkan yardımcıları hukukçu Muharrem Erkek (CHP), Bahadır Erdem (İYİ Parti), Ayhan Sefer Üstün (Gelecek Partisi), Mustafa Yeneroğlu (Deva Partisi), Bülent Kaya (Saadet Partisi), Bülent Şahinalp’in (Demokrat Parti) bir araya gelmesiyle başladı. O yemekte, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda neleri, nasıl yapacaklarını konuştular. Sonra bu toplantılara TBMM’de devam ettiler. Yaptıkları çalışmaları genel başkanlarına anlattılar. Bu kez 12 Şubat’ta onlar bir araya geldi. Yapılanlar millete anlatmak için Pazartesi günü açıklama yapacak, herkesin önünde, o düzenlemeleri yapacaklarına ilişkin imza atacaklar.

5’ER DAKİKA KONUŞACAKLAR

Cumartesi-Pazar günü genel başkan yardımcıları yine boş durmayacak. Her şeyin aksaksız olması için toplantı provaları yapacak. Pazartesi günü o yapılan çalışmaların 22 sayfa tutan özetini genel başkan yardımcıları 5’er dakika içinde okuyacak. Ardından genel başkanlar sahneye konulan masada metni imzalayacaklar. Genel Başkanlar oturma düzeni için, “Siz karar verin bizim için hiç fark etmez” diyor. Davetiyelerde bile parti isimleri yazılırken alfabetik sıraya uyuldu. Ama, birileri, “Böyle yapın” dediği için değil, komisyon böyle karar aldığı için bu şekilde düzenlendi. Genel başkanlar da saygı gösterdi. Başından beri çalışmalara CHP adına katılan Muharrem Erkek şunları söylüyor: “Gerçekten çok uyumlu, karşılıklı nezaket çerçevesinde çalıştık. Merkezimize demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü koyduğumuz için temel ilkelerde uzlaştık. Hazırladığımız metni sayın Genel Başkanlara sunduk. Onlar da uygun buldular. Metinde bir değişiklik olmadı. Metnin önemli başlıkları var: Yasama, yürütme, yargı, temel hak ve özgürlükler, kamu yönetimi, siyasi etik gibi.”

ONLAR SUNACAK

Yaklaşık 700 kişi imzaya tanık olacak. Toplantıya davetli olanlar ağırlıklı olarak sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve basın mensupları olacak. İşçi, işveren sendikaları, konfederasyon temsilcileri de farklı görüşte olsalar da toplantının davetlileri arasında bulunacak. Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek davetlilerle ilgili şunları söylüyor: “Davetiyeleri hiçbir ayrım yapılmadan gönderdik. İnsan hakları, kadın hakları, gençlik, önemli vakıflar, derneklerde davetlilerimiz arasında. Bu süreçte sistem tartışmalarına ciddi katkı veren, güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda kitapları, makaleleri, çalışması olan hukukçular, akademisyenler, gazeteciler, köşe yazarları, basın dünyasının temsilcileri var. Partilerden yönetim kadroları da katılacak. Ama partililerin sayısını çok yüksek tutmadık ki  sivil toplum ve medya ağırlıklı olsun. Pandemi koşullarını da dikkate alıp toplam 700 kişiyi davet edebiliyoruz.”

ÖNCE HUKUK DEVLETİ

Toplantıya AKP’den, MHP’den davetli olup olmadığını sorduğumda, “Hayır, sadece 6 siyasi partinin bir çalışması olduğu için yalnızca  sivil toplum örgütleri ve basın var. Yani, diğer partilerden davetlimiz yok” karşılığını verdi. Kısaca, Bilkent Otel’de yapılacak törenin özü  22 sayfalık metnin sunumu, paylaşılması ve genel başkanların imzasından oluşuyor. Onların da kısa birer konuşma yapması bekleniyor. Konuşma sırası da partilerin alfabetik sırasına göre yapılacak. Yani kimse kimseden farklı olmayacak.

Simidimizi yerken, ister istemez, ekonomik sıkıntılar da gündeme geliyor. Hukukçu Muharrem Bey, “En önemli ekonomistlere soruyoruz, soruyorlar ‘Bu krizden nasıl çıkılır?’ diye. Hemen hepsi ‘Önce hukuk sistemi, önce hukuk devleti’ diyor. Ekonomiyi de sağlıklı bir sistem ve hukuk düzeltecek” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

“İnanın çok sağlam bir temel atıyoruz. Kuvvetler ayrılığında hukuk devleti tesis eden, demokratik, özgürlükçü bir sistem inşa ediyoruz. Türkiye’nin yeniden inşası bu. Ekonomik kurulların bağımsızlığını da sağlayan hukuktur.  Bugün Merkez Bankası bağımsız değilse, tamamen keyfiliğe dayanan bir tek adam sistemi varsa bunun sorumlusu sistemdir. Bu sistemi getirenler, milyonlarca aileye şiddetli yoksulluk yaşatıyor. İnsanımız geçim mücadelesi veriyor. Her 100 haneden 40 hanenin geliri, giderinden az. 15-30 yaş arası 20 milyon gencin üçte 1’i ne eğitimde, ne de istihdamda. Gençlerin 3’te 2’si sokağa çıkabilmek için babasından harçlık alması gerekiyor. Bir çok baba bu harçlığı veremiyor. Bu tabloyu değiştirmemiz lazım.”

FARKLILIKLARIMIZDAN KORKULMASIN

Muharrem Bey ve diğer genel başkan yardımcıları farklı görüşte olmalarına rağmen bir araya geldiler. “En önemli temeli atıyoruz” diyor. Peki bu temelde neler olacak:

1- Demokratik hukuk devleti yani demokrasi, sistem, hukuk devleti ve özgürlükler. Özgürlükten ve farklılıklarımızdan da korkulmayacak.

2- Üretime büyük önem veriyoruz. Üniversiteler bilgi üretecek. Özgür üniversiteler ancak bilgi üretebilir. YÖK’ü kaldıracağız. Dünya sıralamasında bugün ilk 500’de üniversitemiz yok. Üniversiteler bilgi üretmezse katma değeri yüksek ürün üretemeyiz. Teknolojik ürün ihracatında 2020 verilerine göre Almanya 200 milyar dolar, Türkiye 4 milyar dolar.

3- Güçlü sosyal devlet. İnsan onurunu koruyan ve yücelten bir sistem. Şiddetli yoksullukla mücadelede, aile destekleri sigortası. Bu zaten yasalaşması gereken bir sigorta dalı. Asgari ücretin altında geliri olan ya da hiç geliri olmayan her aile onurlu bir yaşam sürebilecek.

4- Kamu yönetiminde liyakati sağladığımızda ve devlette israfı önlediğimizde dahi çok önemli adımlar atılmış olacak.

DESTEK GİDEREK ARTIYOR

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme vatandaşın desteği her geçen gün güçlü bir şekilde artığını kaydeden Muharrem Erkek, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Kamuoyu yoklamalarında yüzde 65’e 35 çıkıyor. Vatandaş yaşayarak gördü bu sistemin sorunları, ekonomik krizi, siyasi krizi derinleştirdiğini, toplumsal barışı zedelediğini, adalette, eğitimde yani Türkiye’nin temel sorunlarında sürekli geriye gittiğimizi. Bütün kamuoyu araştırmalarında parlamenter sisteme destek her geçen gün yükseliyor.  Vatandaş bugünkü ekonomik sistemin bu hale gelmesinin de sorumlusu görüyor. Güven veren bir sistem değil. Yatırımcı nasıl güvensin?”

BU METİN ESAS ALINACAK

Pazartesi günü sunum yapıldıktan sonra, imzalar atıldıktan sonra 6 siyasi parti yoluna nasıl devam edecek? Bunu da Muharrem Erkek şöyle anlattı:

“İlk seçimden sonra toplumsal uzlaşmayla yeni Anayasa hazırlanırken bu metin temel alınacak. Her partinin ekonomi masaları çok ciddi çalışıyor. Ekonomi, sosyal politikalar alanında çok ciddi çalışmaları var. Bunlar birleştirilecek. Yol haritası var. Her konuda tam bir uzlaşma var. Çünkü Türkiye’nin yeni bir siyasi kültüre, normalleşmeye, demokratikleşmeye ihtiyacı var. Altı Partinin bir araya gelmesi bu açıdan da çok değerli. En sağlam temel 28 Şubat’ta atılıyor. Her şeyin temeli bu olacak.”

YAZAR KASA MI, İNTİHAR MI?

Ecevit hükümeti döneminde bir esnafın yazar kasayı Başbakanlık önünde fırlatmasından sonra ülkede yaşanan dalgalanmaları hatırlatan Muharrem Erkek’in örnekleri de çarpıcıydı. İşte söyledikleri:

“Atanamayan bir öğretmen Tarsus’ta intihar etti. Bir baba evine ekmek götüremiyor ve intihar ediyor. Bir esnaf bir yazar kasa attı bütün gazetelerde manşet oldu. Bu olay aylarca, yıllarca konuşuldu. Esnaf haklıydı. Bugün esnaf, intihar ediyor, yaşamına son veriyor. Atanamayan öğretmenler intihar ediyor, işsiz gençler intihar ediyor. Yani bir yazar kasanın atılması mı daha önemli bir esnafın bir insanın yaşamına son vermesi mi? Çok acı bir tablo var. Toplumda ekonomik sorunu olmayan da mutsuz, herkes mutsuz. Bu tabloyu değiştireceğiz.”

YOL HARİTASI

Genel başkanlar sorumluluklarının bilincinde. 12 Şubat’ta bir araya gelmeleri tarihli bir süreçti. Türkiye’nin yeniden inşası için kararlılıklarını ortaya koydular. Genel başkanların görevlendirdiği kadrolar çalışıyor. Muharrem Bey’in son sözleri de şöyle oluyor:

“Hiçbirimizin ne şahsi bir kaygısı var, ne bir bakanlık ya da başka bir şey. Bu mesele Türkiye meselesi. Türkiye için, demokrasi için birlikte çalışıyoruz. Çünkü ülkemiz demokrasisini kaybetti.”

Simitler bitti, sohbet de bitti. Pazartesi gerçekten çok heyecanlı olacak. Tanıklık etmek bir gazeteci için de unutulmaz bir gün olacak...