Sevgili ookurlarım, Türkiye akıl almaz olayların ve gerçeklerin merkez üssü olmayı sürdürüyor!..

Her gün, her hafta öyle olaylara tanık oluyoruz, içimizden bile olsa olamaz bu kadarı diye haykırmak zorunda kalıyoruz.

Hepimizin belli bir eğitim düzeyi var.

Bazılarımız ilkokul bitirmiş bazıları üniversite...

Bazılarımız okuma yazma bile bilmiyor ama hepimiz kanun indinde aynı eşit haklara sahip olan seçmenleriz.

★★★

Anayasa madde 101 aynen şöyle:

“Cumhurbaşkanı kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir...”

Bu maddede açık seçik görülen hususlardan biri şudur:

Cumhurbaşkanı üniversite bitirmiş olacak.

Vazgeçilmez kuraldır.

Dolayısıyla örneğin bir lise ya da ilkokul mezununun isterse ağzıyla kuş tutsun, cumhurbaşkanı seçilmesi asla söz konusu değildir.

★★★

Cumhurbaşkanlığına aday olan şahsın öncelikle yerine getirmesi gereken belli formaliteler vardır.

Kendisiyle ilgili gerekli bilgi ve belgeleri Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK’ya) teslim etmek...

YSK, aday gösterilen şahsı yasal gerekçelerle inceler, adaylığını ya kabul eder, ya da reddeder.

Bunlardan biri, belki en önemlisi üniversite diplomasıdır.

Eğer o belge yoksa, kayıtlarda rastlanmıyor ya da bulunamıyorsa o şahsın adaylığını geri çevirir ve kabul etmez.

Son karar YSK’nındır.

Bu karar nedeniyle dava açılamaz.

Başka bir çözüm yolu yoktur, iş orada sonlanır.

★★★

Recep Tayyip bundan önce iki kez cumhurbaşkanı seçildi.

Şimdi üçüncü kez aday oldu.

Gerçi anayasamızın yukarıda değindiğim maddesinin sonraki cümlesinde açık bir hüküm var ama!..

“...Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.”

Burası Türkiye abicim, kim takar anayasayı, kim takar yasaları!

Recep Tayyip şimdi üçüncü kez aday.

YSK bu konuda verilen dilekçeler konusunda ne yapacak bilinmiyor.

Ama çok büyük olasılıkla  ret kararı verecek.

★★★

Yazımızın konusu bu değil, beyefendinin yıllardır izine rastlanmayan, kayıp olan üniversite diploması.

Adaylığı bundan önce iki kez kabul edildiğinden, akla bazı sorular geliyor...

-Önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üniversite diplomasını YSK’ya acaba vermiş miydi?

-Eğer verdiyse YSK bunu niçin ve hangi gerekçelerle açıklamıyor? Başka bir deyişle niçin gizliyor?

-Şahıs bu belgeyi evinde tutuyorsa niçin?..Turşusunu mu kuracak?

-Üniversite diploması evde tutulup hele böyle durumlarda milletten bile gizlenecek bir nesne midir?

★★★

Akla gelen ve kamuoyu önünde sık sık dillendirilen başka kuşkular da var.

-Recep Tayyip’in gençlik yıllarındaki bir sürü faaliyetleri kendisi tarafından açıklanmış ve anlatılmıştı. Örneğin o dönemlerde sucuk ticareti yaptığını, İETT takımında futbol oynadığını bilmeyen yok.

Fakat gel gelelim üniversite yıllarından bugüne kadar bir tek arkadaşı bile ortaya çıkmadı! Hiç kimse biz onunla aynı sınıftaydık, hocalarımız şunlardı, birlikte şu anılarımız var diyemedi.

Bir tek anı resmi de yok.

Bitirdiği ve kendisine diploma verdiği iddia edilen Marmara Üniversitesi de tam bir suskunluk ve sessizlik içerisinde.

Ama hakkını yemeyelim, günün birinde ortaya Aydın Ayaydın isimli bir CHP eski milletvekili çıktı ve şöyle dedi: 

“Ben sayın cumhurbaşkanımızın o yıllarda hocası idim. Bu konuda söylenenler yalan ve yanlış!”

İyi de beyefendi ortalıkta meçhul bir diploma var, o nerede?

★★★

Sevgili okurlarım, şimdi iki kamu kurumuna çok önemli ve acil bir görev düşüyor.

-Marmara Üniversitesi diplomanın orijinalini bütün ekleri ve ayrıntılarıyla birlikte açıklamalıdır.

-Aynı işi YSK yapmalı ve (eğer varsa) diplomayı arşivinden çıkarıp olduğunu dosta düşmana, herkese göstermelidir.

Bir insan, hele de bir cumhurbaşkanı, üniversite diplomasını gizler mi?

Bunu yapmak yasal ve ahlaka uygun olur mu?

Bu konuda kamuoyunda çok ciddi kuşkular var.

Haydi bismillah, araştırsınlar bakalım!