Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e, “Siz daha önce AKP karşıtlığıyla biliniyordunuz. Şimdi neden AKP’ye yakın, Millet İtifakı’na karşısınız?” diye sordum.  AKP’nin 2014’den sonra Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile PKK’ya karşı etkili mücadele başlattığını belirtti, “Biz değil, AKP bizim yanımıza, çizgimize geldi” dedi. Vatan Partisi, Cumhur İttifakı içinde henüz yer almıyor. Yer almazsa, Perinçek 100 bin imza toplayıp Cumhurbaşkanı adayı olacak.

Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek, Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtladı.


Perinçek, Cumhur İttifakı’ndaki gelişmeleri yakından izliyor. Köklü bir geçmişe sahip olan MHP’nin, AKP’nin yan örgütü konumuna geldiğini, bunun hem AKP’yi, hem de MHP’yi zayıflattığını belirtiyor. Perinçek, “Cumhur İttifakı’nın yeniliğe ihtiyacı olduğunu”, AKP ve MHP’nin hükümet ortaklığına dönmesi gerektiğini kaydediyor.

HÜDA PAR BİR TUZAK

Hizbullah, “Allah’ın Partisi” anlamına geliyor. Hizbullah’ın siyasi kolu olarak ortaya çıkan HÜDA PAR da, Kürtçe “Allah’ın Partisi” demek. Kürt kökenli vatandaşlarımıza yönelik olarak kurulmuş olan HÜDA PAR’a “Partiye Xudê” deniliyor. Doğu Perinçek, HÜDA PAR’ın Cumhur İttifak’ı içine alınmasını “AKP için büyük bir tuzak” olarak değerlendiriyor ve şunları söylüyor:

“AKP’nin, HÜDA PAR ile ittifak projesi içinde olması, AKP’ye seçim kaybettirecektir. Toplumda HÜDA PAR’ın ayrılıkçı, bölücü bir parti olduğu bilinir. Cumhur İttifakı nasıl HDP ile ilişki kuran Millet İttifakı için ‘Bölücü terör örgütüyle işbirliği yapıyor’ suçlamasında bulunuyorsa, Millet İttifakı da HÜDA PAR’la Cumhur İttifakı’nın işbirliği içine girmesini dinci terör örgütüyle işbirliği olarak görecek ve suçlayacaktır. HÜDA PAR’la işbirliği bana göre bir tuzaktır. Bu tuzağı kuranlar ise HÜDA PAR’la işbirliğini öneren, kapısına giden, bunlarla ilgili açıklamalar yapanlardır. Böyle bir işbirliği AKP’ye milyonlarca oy kaybettirecektir. MHP’nin içi kaynıyor. Beni arayan MHP’liler açıklamalarımdan dolayı beni tebrik ediyorlar. Ancak, kendileri bu konuda kamuoyuna açıklama yapmıyorlar.”

PKK’YA KARŞI

HÜDA PAR’ı, PKK’ya karşı kullanmak mı istiyorlar? Perinçek: “PKK’yı, HÜDA PAR aracılığıyla temizleme gibi bir düşünceleri olabilir. Ama ordusu, polisi, jandarması olan bir devlet terör örgütlerini birbirine kırdırarak değil, hukuk içinde sorunu  çözer. AKP ve MHP içinde HÜDA PAR konusunda çok ciddi rahatsızlar var.”

HDP’nin bloke edilen 539 milyon lira olan seçim yardımının ödenmemesi gerektiği görüşünü savunan Perinçek, “Anayasa Mahkemesi paranın HDP’nin ödenmesine karar verdi. Bu ödeme Cumhurbaşkanı tarafından engellenmeli.Kamu hukukçusu olarak bunu söylüyorum. O para Mehmetçiğe bomba, mayın, kurşun olur. HDP kapatılmalı. PKK’lılar meclise girmemeli. Eğer bunları yapmıyorsa devletin terörü bitirme gibi bir niyetinin olmadığı anlaşılır” görüşünü savundu.

BİR DÖNEM ANAP, DSP VARDI

Bir dönem Turgut Özal’ın genel başkanlığını yaptığı Anavatan Partisi (ANAP), Bülent Ecevit’in Genel Başkanlığı’nı yaptığı Demokratik Sol Parti (DSP) vardı. Ülkeyi yıllarca yöneten bu siyasi partilerin şimdi tabela partisi olduğu biliniyor.

ANAP Vakfı’nın Başkanlığını eski Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu yapıyor. “ANAP kapanmıştır. ANAP adıyla kurulan partilerin hiçbirinde ANAP’ta milletvekilliği, yöneticilik yapmış kimse yok. Bunlar, seçimden seçime sahneye çıkıyorlar” dedi.

Deneyimli siyasetçi Sungurlu’ya, CHP’nin, HDP yetkilileriyle AKP’nin, HÜDA PAR yetkilileriyle görüşmelerini sordum. Sungurlu: “Birisi şeriatçı, diğeri Marksist parti. Bunlar Türkiye’nin partileri. Görüşmeleri de normaldir.”

Yavaş ve İmamoğlu iki görevi yapabilir mi?


Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’na getirileceğinin açıklanması üzerine “Anayasaya, 127. maddeye göre vesayet makamı ile belediye başkanlığı asla birleşemez.  Aynı kişinin hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı hem Belediye Başkanı olması Anayasa’nın açık ihlalidir” dedi.

Atıf yapılan düzenlemede “Cumhurbaşkanı yardımcılığı” ibaresi geçmiyor. TOBB Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Sezginer, “Mehmet Uçum’ un değerlendirmesi, ‘Hem idari vesayet yetkisine sahip merkezi idarede, hem de vesayet denetimine tabi mahalli idarede eş zamanlı görev yapılamaz’ şeklindedir. Bu değerlendirme, ‘Denetleyen makam ile denetlenen makamın aynı kişide birleşememesi prensibi’ bakımından, eminim, ilk bakışta herkese makul görünmüştür. Ancak, hukuki bir konuda fikir beyan ederken, konuya tüm yönleri ile hâkim olunması gerektiği açıktır”  görüşünde.

Sezginer, “İdari vesayet yetkisi, hiyerarşi yetkisi gibi genel bir yetki olmayıp, kanunlarla açıkça düzenlenmesi gereken, sınırlı bir yetkidir” diyor ve buna ilişkin örnekler veriyor. Sonuçta, Yavaş ve İmamoğlu’nun, büyükşehir belediye başkanlığının yanı sıra cumhurbaşkanı yardımcılığı görevlerini yürütebileceklerini belirten Murat Sezginer, Mehmet Uçum’a bir taş atmaktan da geri durmadı:

“Fakülte de Anayasa ve özellikle İdare Hukuku derslerini kırmamak gerekiyor!”