Anketler 3. kez yanıldı ve ABD seçimlerinin kazananı açık ara farkla Donald Trump oldu.

Trump 2.0 birçok kesimde "sistemi artık iyice bilen Trump'ın intikam için geri dönmüş olabileceği" gerekçesiyle endişe yaratıyor.

Fakat ABD'nin kaygıyla takip ettiği “tek adamlık” dahi Başkan’ın yetkileri ve de kurumların gücü sebebiyle “başka” ülkelere benzemiyor.

***

Çürüme tepeden başlar, tabana yayılır derler.

Bir süredir Türkiye'de kökten başa büyük bir çürümüşlüğü tartışıyoruz.

Nereye elimizi atsak kurumuş halde.

Yargı, ekonomi, medya…

Yapılan araştırmalarda "En çok hangi kuruma güveniyorsunuz" diye sorulduğunda halkın büyük çoğunluğu "Hiçbirine" yanıtını veriyor.

Üstelik yan yana üzümler misali.

Her çürüyen, yanındakini de tehdit ediyor.

ABD’de de benzer bir tartışma var bugünlerde.

Trump'ın ikinci zaferinden sonra ABD'lileri ve de ülkedeki kurumları bir endişe sardı.

Bundan sonra nasıl politikalar izleyeceği, tek bir emirle 3. Dünya Savaşı’nı başlatıp başlatmayacağı, kurumları tamamen çökerteceği konusunda korkular var.

Ancak şimdiden gelen sinyaller bunun pek de kolay olmayacağı yönünde.

***

Bunun en önemli işareti ABD’nin Merkez Bankası FED’in Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları oldu.

Bir önceki başkanlığı döneminde Trump faizi düşürmüyor diye Powell’la sürekli tartışıyordu.

Ancak kurumların önemi işte.

Başkan’ın FED üzerinde en baştaki atama sonrasında herhangi bir yetkisi olmadığı için Powell kararlarında direnebildi.

Halbuki Türkiye’de Nas tezi için Merkez Bankası Başkanları da Ekonomi Bakanları da bir kalemde değiştirilebiliyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Davul birinin elinde, tokmak diğerinin, olmaz" diye savundu bu kararlarını hep.

Bugün dahi “Benim ekonomideki mantığım bu” diyerek görüşünün arkasında.

Ancak en meşhur başkanlık sistemine sahip ABD’de davul da tokmak da pekala başka kişilerin elinde.

Powell yeni döneme tartışmaları alevlendirerek girdi.

Seçilmiş başkana kafa tuttu.

Trump istese dahi istifa etmeyeceğini, Trump’ın da kendisini görevden alma yetkisi olmadığını söyleyerek meydan okudu.

Çünkü yapabiliyordu.

***

Kurumların varlığı otoriterleşmenin önünde önemli bir barikat olarak durur derler.

Dalgakıran misali açık denizden gelen dalgaları yumuşatır, kıyıya vereceği zararı engeller.

Trump’ın ikinci dönemi için birçok vaadi var.

Onlardan biri de Suriye’deki ABD askerlerini geri çekmek.

Bu aslında daha önce de duyduğumuz vaatlerden biri.

Çünkü Trump 2018’de dünyanın mega gücünün başkanı olarak bizzat bunun emrini de verdi.

Ama aradan geçen 6 senede emri gerçekleşmedi.

Çünkü bazı kararlar onu da aşıyordu.

YPG’ye verilen desteğin Demokrat Başkan Obama döneminde başlaması, Cumhuriyetçi Trump döneminde de sonrasında gelen Demokrat Biden döneminde de devam etmesi gibi…

Bu tarz kritik konuların kazananı her seferinde ABD Başkanı değil müesses nizam oldu.

Yıllar sonra Trump yine karşımızda.

Çürümemiş kurumların Trump 2.0’da neler yapabildiğine önümüzdeki günlerde bir kez daha tanıklık edeceğiz.

Bekleyip görelim bakalım…