SEVGİLİ Artvinliler,
SÖZCÜ TV’de taklit ve tağşiş ürünleri konuşurken sözü bala getirerek, arıya şerbet vererek tağşiş yapanlara dikkat çekmeye çalıştım. Bunu yaparken gözümle gördüğüm bir tabloyu anlatıp, peşi sıra Ardahan’da Kars’ta sıkça duyduğum bir fıkrayı anlattım.
Öyle “kastımı aştım” falan demeyeceğim.
Bu fıkra için “Artvinliler için anlatılıyor” demem büyük bir sorumsuzluktu.
Yayından sonra ilk arayan, televizyonculuğun duayeni FOX TV Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk oldu.
“Evet Ardahan’da Kars’ta bu fıkra anlatılıyor olabilir ama sen televizyon ekranında keşke Artvin’i anmasaydın” dedi.
Ben hatamın farkına varmıştım ve bir sonraki programda düzeltip özür dileme kararı vermiştim.
Yaptığım hatayı fark eden sadece Doğan Şentürk değildi elbet.
Siz Artvinliler’in de dikkatini ve tepkisini çekmiştim.
30 yılı bulan meslek hayatımdaki -belki de- ilk ciddi ve büyük hatamdı ve (tekzip dahi yememiş bir gazeteci olarak) bu hatamla yüzleşip özür dilemek zorunda kalmak benim için yeterince ağır bir sonuçtu.
Bütün ağırlığına rağmen sorumlu davranıp bütün samimiyetimle özür dilemeliydim.
Öyle de yaptım.
Aynı kanalda, aynı programda iki üç katı fazla zaman ayırarak fıkradan rahatsız olan bütün Artvinliler’den en az üç defa özür diledim.
Gelin görün ki birilerinin niyeti üzüm yemek değil bağcıyı dövmekti.
Mesele üzerinden yürüyüp, Artvin halkına “bakın hakkınızı savunuyorum” mesajı vermeye çalışan popülist siyasetçiler, bu işi fırsat bilip ismini duyurmaya çalışan bazı sivri tipler hemen saldırıya geçti. Olayı köpürttükçe köpürttüler.
Yerel medyada haber olabilmeye çalışan birileri savcılığa suç duyurusunda bulunup basın toplantısı yaptılar.
Sosyal medya trolleri durur mu? Onlar da saldırıları bir üst seviyeye çıkardılar.
50 yıllık ömrümde duymadığım akıl almaz küfürler işittim, okudum.
Ne annem kaldı ne eşim, çocuğum.
(Benim yüzümden yedikleri bütün küfürler yüzünden yakınlarımdan da özür diliyorum.)
Bu süreçte onlarca Artvinli ile görüştüm, telefonla konuştum.
Birçoğunun işin çığırından çıkarıldığının, popülist bir amaçla köpürtüldüğünün farkında olması beni mutlu etti.
Annesi Ardahanlı babası Kars/Susuzlu olan ve o bölgede büyüyen biri olarak şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim:
Artvin bizim ikinci memleketimizdir.
Her yıl hem Şavşat’taki hem Borçka’daki Karagöl’e giderim. Bir doğa yürüyüşçüsü olarak Maçahel’e hayranım. Arhavi’de o soğuk suların ortasına atılan masalarda yediğim yemeğin eşini benzerini başka yerde görmedim.
Bir de bizler Cilavuz Köy Enstitüsü’nde/Öğretmen Okulu’nda okumuş Artvinliler ile Artvin Öğretmen Okulu’nda okumuş Karslılar/Ardahanlılar arasında büyüdük.
Benim en son yapacağım şey Artvinlileri zor durumda bırakmak, Artvinli bal üreticileriyle ilgili bir güvensizlik ortamı yaratmaktır.
Gerçek, doğal Artvin balının kıymetini en az Artvinliler kadar iyi bilirim.
Yaptığım hata nedeniyle gerçek bal üreten Artvinliler’den ve gerçek Artvinliler’den (işi kendileri için fırsata çevirmek için ortaya atılanlardan ve popülist siyasetçilerden değil) bir defa daha özür diliyorum.
Medyada yer alabilmek isteyen popülist siyasetçilerin, sosyal medyada dikkat çekmeye çalışan ağzı bozuk tiplerin bana saldırarak ısrarla köpürtüp uzatmaya çalıştığı bu sahte krizin, “sahte bal operasyonlarıyla” karşımıza sık sık çıkan sahte bal üreticileri konusunda da ciddi bir farkındalık yaratmasını diliyorum.
Sağlıcakla kalın!