Emin Arslan, Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı’na kadar yükselmiş, yaptığı başarılı operasyonlar nedeniyle meslektaşları arasında “efsane” olarak anıldığı için FETÖ kumpasının hedefi haline gelmiş emekli bir polis şefidir.
Emin Bey, 1972 yılında Balıkesir’de komiser yardımcısı olarak görev yaparken yaşadığı ders niteliğindeki bir olayı şöyle anlatıyor:
★★★
“O tarihlerde yeterli amir olmadığı için geceleri nöbetçi amirliği nöbetini komiser yardımcıları da tutuyordu. Bir gece nöbetinde Gönen İlçesi’nde 5 kişinin öldüğü trafik kazasını bildirdiler. Bunu hemen nöbet defterine yazdım, başka kimseye de haber verme ihtiyacını hissetmedim. Halbuki böyle durumlarda hem il Emniyet Müdürünü haberdar ediyormuşuz hem de Genel Müdürlüğe mesaj çekiyormuşuz. Ölenlerden biri de İçişleri Bakanı’nın yakınıymış.
Bakan, İl Emniyet Müdürü Nevzat Ayaz’ı aramış ve sitem etmiş. O da ‘Akşamki nöbetçi amirini acele bana getirin’ diye emir vermiş. Ben sabah nöbetten çıktığım ve istirahatli olduğum için bir arkadaşımın dükkanına uğramıştım.
Orada kahve içip sohbet ederken Balıkesir teşkilatı bütün her yerde beni arıyormuş. Bulunca da büyük bir endişeyle beni Emniyet Müdürü’ne götürdüler. Herkes bana kurbanlık bir koyun gibi bakıyordu. Zira Emniyet Müdürü çok kızmış ve bir an evvel beni bekliyormuş.
★★★
Nevzat Ayaz Bey’in odasına girdiğimde gerçekten çok sinirli olduğunu gördüm. Bana böyle bir hatayı nasıl yaptığımı, kazayı neden Ankara’ya, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve kendisine bildirmediğimi sordu. Ben de nöbet defterine yazdığımı ama kendilerine haber vermek gerektiğini bilmediğimi söyledim.
Bir süre düşündü, masasının üzerindeki evrakları karıştırdı ve sonra bana dönerek; ‘Demek ki okulun eğitim sisteminde uygulama eksiklikleri var. Sen sınıf birincisi olarak buraya geldin ama görüyorum ki bazı durumlarda ne yapman gerektiğini bilmiyorsun!’ dedi.
Sakinleşmiş bir tavırla sözlerine devam etti:
‘Biliyorsun, her gün saat 11.00’de Vali Bey’in yanına asayiş toplantısına gidiyorum. Sen 10.30’da benim yanıma geleceksin. Elinde bir defter olacak ve ben sana bir komiser yardımcısının böyle durumlarda neler yapması gerektiğini öğreteceğim…’
Gerçekten de öyle yaptı ve bana bir aya yakın ders verdi...
★★★
Yıllar sonra Emniyet Genel Müdür Yardımcısı görevindeydim ve Polis Koleji’nin mezuniyet törenine gidecektim. Eski Polis Koleji mezunu bürokratlar, vali ve siyasetçiler de bu törene davet edilmişlerdi.
Nevzat Ayaz da Polis Koleji mezunu olduğu için davetliler arasındaydı. Onun törene geleceğini öğrenince, Balıkesir’de ders notlarını tuttuğum defterimi alarak yanına gittim. Tören öncesi kendisine defteri göstererek o günleri anlattım. Hemen hatırladı. ‘Sayın müdürüm, siz o zaman bana ceza vermiş olsaydınız ben bu teşkilattan soğuyacak ve asla bu makamlara gelemeyecektim. Benim bu makamlara gelmemin en önemli etkeni sizin o günkü anlayışlı ve ders verici tutumunuz oldu’ dedim.
Sevecenlikle bana baktı ve nemlenen gözlerini silerek şunları söyledi:
‘Adam harcamak kolaycılıktır, ama adam kazanmak önemlidir”
★★★
Diplomalarını aldıktan ve resmi tören bittikten sonra vatana ve millete bağlılık yemini eden, vatan uğrunda seve seve ölmeyi göze alacaklarını söyleyen, ebedi başkomutanlarını ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyerek anan teğmenlerle ilgili disiplin soruşturması sürecinde merhum Nevzat Ayaz’ın genç bir komiser yardımcısına açtığı meslek kredisinin büyük önemini anlatmak istedim.
Adam harcamak gerçekten kolaydır, değerli olan ise adam kazanmaktır!..