“Eller gider Mersin’e biz gideriz tersine” diye bir deyim var.
Tam da Adana için söylenmiş.

Bir zamanlar Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan, yazarıyla, çizeriyle, sanatçısıyla, herkese kucak açan insanıyla, bonkörüyle, mert delikanlısıyla ve herkesin gıpta ettiği yaşam tarzıyla Çukurova’nın incisi Adana hızla geriye giden, süratle eskiyen, bir türlü yenilenemeyen bir kent görünümünde.

Eskiden buram buram narenciye kokan caddeleri, sokakları şimdilerde çöpten, kokudan geçilmiyor.

Sinekler istila etmiş adeta bu kenti.
Mahallesinde, sokağında, caddesinde kimse rahat oturamıyor.
Geceleri uyuyabilene helal olsun.
Çarpık kentleşme almış başını gidiyor.

Belki biraz acımasızca oldu Adana için söylediklerim ama Adana'nın genel fotoğrafını düşündüğünüzde söylediklerimin az bile olduğunu düşünenlerin sayısı hiç de az olmayacak.

Son zamanlarda ise herkesi isyan ettiren yol meselesi var.
Bu kentte EnerjiSA, ASKİ, Süperonline ya da başka bir kurum tarafından kesilmedik, deşilmedik yol nerede ise yok gibi…

Özellikle EnerjiSA için çalışan ekipler, sabahın erken saatlerinden itibaren maki ne ile yolları kesiyor, işçiler kabloları yerleştiriyor, başka bir ekip açılan kanalları kapatıyor.
Kapatıyor dedimse öyle ilk hali gibi değil.
Sıradan, gelişigüzel.

Bir miktar çakıl, biraz toprak, biraz asfalt malzemesi o kadar.
Açılan kanal yeterince kapandı mı, üzerinden geçecek olan araçlara zarar vermeyecek nitelikte mi, buna aldırış eden yok.
Dedim ya rastgele kapatılan kanallar.
Sonrası malum.

Üzerinden gelip geçen araçların bu tam anlamıyla dolmamış kanallara düştüğü anda çıkardığı sese inanın tahammül edemezsiniz.
Yazık değil mi bunca araca?
Bunlar milli servet.

Ekonominin yarattığı ağır darbe karşısında inim inim inleyen vatandaşlar, yolların bu hali karşısında kafayı yemek üzere.

Firmalara sorsanız, verdikleri yanıt, “Efendim biz yollara kanal açarken asfalt kırma parasını büyükşehir belediyesine yatırıyoruz, Eğer yollar hemen yapılmıyorsa, bunun sorumlusu büyükşehir” diyorlar. Bu açıklama ilk bakışta doğru olabilir ancak sizin ekipleriniz de lütfen açtığı çukuru adam gibi doldursun. Makamınızdan çıkıp çalışmaların yapıldığı alanları incelerseniz ne kadar haklı olduğumuzu göreceksiniz.

Büyükşehir Belediyesi’ne gelince, okulların açılmasına az bir süre kaldı ama gerçekten kentin dört bir yanı savaş alalına dönmüş gibi. Kapanmamak üzere her yer kazılıyor. Şakirpaşa Alt Geçidi ile Türkmenbaşı Bulvarı’ndaki alt geçit çalışmaları yüzünden trafik keşmekeş.

Yarın okullar açılıp, binlerce servis aracı yollara düşerse öğrencilerin zamanında okula, çalışanlarında iş yerine ulaşması mümkün görünmüyor.

CHP’nin devam eden ilçe kongrelerine yetişmek için gayret gösteren Başkan Zeydan Karalar’ın bunlardan haberi var mı bilmiyorum ama bir an önce kalıcı bir çözüm bulunsa iyi olur.

BELEDİYE OTOBÜSLERİNDEKİ LÜKS

Canımızı acıtan bir başka konu da belediye otobüs şoförlerinin keyfi davranışı.

Çoğu belediye otobüsü son durağa geldiği zaman kontak kapatmıyor. Araç çalışır vaziyette, klimalar sonuna kadar açık, şoför içerde yeniden hareket edecek saati bekliyor.

Bu konuda yığınla şikayet aldım.

Vatandaşlar, “Bu yoğurdun bolluğunu nereden geliyor? Kimse belediye otobüs şoförlerine, son durağa geldiğiniz zaman kontağı kapatın, boş yere mazot yakmayın, hareket saatine kadar aracı dinlendirin demiyor mu? Bu nasıl mantık. Adana Büyükşehir, halkçı belediye olmaktan çıkmış savurgan belediyesi olmuş” diye dert yanıyor.

Bunu test etmek için birkaç otobüs durağında bekledim. Gerçekten de belediye otobüsleri son durağa geldiğinde kesinlikle kontak kapatmıyor, belki 30 dakika, belki 45 dakika araç çalışıyor, şoförde içerde oturuyor. Ne mi yapıyor? Ne yapacak elinde telefon ya oyun oynuyor, ya da sosyal medyasında neler var-yok ona bakıyor? Memleketin geldiği duruma bakıp üzülecek değil ya….