Ülkede sahte alkolden, sahte içkiden geçilmiyor.
Sahte içki demek, ölüm demek, felaket demek!
Ülkemizde para için insanların hayatlarını tehlikeye atan yaratıklar var.
İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla, Antalya başta olmak üzere 26 ilimizde sahte alkol üretimi yapanlara yönelik operasyonlar düzenlendi, “Çengel-7” adı verilen bu operasyonlarda 3 bin 626 litre kaçak/sahte alkol ele geçirildi.
50 sanığın yakalandığını açıklayan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya “Vatandaşlarımızın can güvenliği ve sağlığı için kaçakçılara ve sahte alkol üretenlere karşı mücadelemiz kararlılıkla devam edecek.” dedi.
Jandarma ve emniyet güçlerini tabii ki kutluyorum. Ancak... İçki kaçakçılığının çok büyük boyutlara ulaşmasına iktidarın aşırı vergi politikasının sebep olduğunu düşünüyorum.
Alkollü içkilere yapılan ağır zamlar, sahte ve kaçak alkol üretimini çok cazip hale getirdi.
Gerçekte 150-200 liraya mal olan bir litre rakı, fahiş vergiler nedeniyle 1200-1300 liraya satılınca, bu fiyat farkı kaçakçılığı çok cazip hale getiriyor kaçakçıları coşturuyor!
★★★
Alkollü içkilere getirilen ağır vergiler insanların hem kesesini deliyor, hem de ölümlere sebep oluyor.
Ülke dertler yumağı... Hayat zor ve acımasız... İnsanlarımızın büyük bir kısmı pahalılığa ayak uyduramayınca teselliyi alkolde buluyor.
“Dertliyiz, içmeyip de ne yapacağız?” diye iç çeken milyonlarca kişi var.
Vahşi, gaddar, paragöz kaçakçılar ve onlardan alıp müşterilerine veren düşüncesiz ve ahlaksız satıcılar, ucuz diye metil alkolden (yani ucuz fakat zehirli alkolden) yapılan sahte içkilerle insanları bile bile ölüme sürüklüyor!
İçki fiyatları arttıkça insanlar ucuz kaçak alkole yöneliyor!
Acı haberler, yaşanan şoklar, insanlarımıza da, devleti yönetenlere de ders olmuyor, sahte içkiden ölümler devam ediyor.
Yakalanan sahtekarlara verilen ağır hapis cezaları, kolay para kazanmak için iğrenç, yüz kızartıcı işler yapıp insanların hayatıyla oynayan rezillere az bile...
Yazık değil mi bu millete?
Hollanda’da bir Türk genci
Ülkemizin geleceğini tehdit eden ve gerçek bir “Beka sorunu” olan “Beyin göçü” devam ediyor.
“Giderlerse gitsinler” denilen doktorlardan sonra, mühendisler ve istikbal vaat eden parlak öğrenciler de yurt dışına gidiyor. Daha doğrusu kaçıyorlar!
Üniversite mezunu bir genç bana Hollanda’dan mektup gönderdi:
“23 yaşındayım. Türkiye’de iş bulamadım. Bulsam da 17 bin lira asgari ücret alacaktım. Şimdi Amsterdam’dayım. Bir ay önce 2400 Euro maaşla işe başladım. Bu, çalıştığım firmadaki en düşük ücret” diyor.
Delikanlının “En düşük ücret” dediği 2400 Euro, Türk Lirası olarak yaklaşık 85 bin lira... İşinde tecrübesi arttıkça, ücreti de artacak. İki yıl içinde maaşının iki misli olacağını düşünüyor. Türkiye’ye dönmek gibi bir niyeti yok!
En yetenekli gençlerimizi kaçırıyoruz ne yazık ki!
TEBESSÜM
Kedinin fendi...
Kedisinden bıkan bir adam hayvanı alıp kilometrelerce ötede bir yere bırakır, fakat...
Eve döndüğünde kedinin miyavlayarak kendisini karşıladığını görünce çılgına döner!
Ertesi gün onu çok daha uzağa bırakır ama... Döndüğünde kediyi yine evde görüp baygınlık geçirir.
Bir sonraki gün kediyi çok karışık yollarda dolaştırır, sonra da ormana bırakır. Fakat, bir de bakar ki, kendisi yolunu kaybetmiş... Yol aramaktan başı dönünce cep telefonu ile evdeki karısını arayıp “O alçak kedi orada mı?” diye sorar. Karısı “Evet burada” deyince adam bağırır:
“Ormanda kayboldum. O şerefsize eve nasıl döneceğimi sor!”
GÜNÜN SÖZÜ
Hayatta bir hedefi olmayan kişi dümensiz bir gemiye benzer!