Sevgili okurlarım, karşımızda iki lider var ve ikisinin de partileri farklı...
Biri Meral Akşener, öteki ise Temel Karamollaoğlu.
Şimdi biraz geçmişe dönüp her ikisinin de Türk Milleti’ne şu günlerde yaşattıklarına kısaca bakalım.
Meral Hanım’la birlikte İYİ Parti’ye de bundan kısa süre öncesine kadar umut bağlayan milyonlarca insanımız vardı.
Hanımefendi, doğrusunu isterseniz AKP’ye karşı iyi bir muhalefet sergiliyor ve iktidarı yerden yere vuruyordu.
Haklıydı...
★★★
Altılı masanın, Millet İttifakı’nın önde gelen ismi idi.
Sonra neler olduysa oldu ve bizim hanımefendi yörüngesinden saptı!
Önce sesi soluğu çıkmaz oldu, sonra resmen olmasa bile iktidarın saflarına kaymaya başladı.
Bu tuhaf tavırları herkesin dikkatini çekse bile çoğunluk aynı fikri savunuyordu!
“Bizim hanımefendi gerçi bugüne kadar çok sayıda döneklik sergiledi ama bu kadarını yapmaz!..”
Yapıp yapmayacağını zaman ilerledikçe görecektik!
★★★
Onu zaman geçtikçe daha iyi tanıyacaktık.
Kolayca dönebildiğini savunanlar, biraz sabırlı olalım, ne yapacağı o zaman belli olur diyenler bir süre sonra haklı çıktı.
Ve Meral hanım siyaset sahnesinden çekilip parti başkanlığından bile vazgeçmek zorunda kaldı.
Elini eteğini her şeyden çekti.
Şimdi acaba ne yapıyor, bundan sonrası için ne düşünüyor, bilen yok.
Zaten yapacağı fazla bir şey de kalmadı!
Siyaset piyasasına bir kez daha çıkmıştı ama oynamaya kalkıştığı oyun ‘seyirciler’ tarafından yine reddedildi.
★★★
Akla ister istemez bazı sorular geliyor:
Niçin kaybolup arazi oldu?
Bu gibi sorulara genelde verilen kuşku dolu yanıt hep aynı...
“Korktu!”
Eğer korktuysa niçin korktu?
Bunun yanıtını bilmiyoruz.
Bazı yakınları birtakım işlere mi bulaşmıştı?
İktidar partisi kendisine önceden uyarıda bulunup korkutmuş muydu:
“Hanımefendi ayağını denk al, bizi bazı belgeleri ve gerçekleri basına sızdırmaya zorlama!..”
Hanımefendinin şimdi ne yaptığını partili arkadaşlarına sordum, bazıları bilmediğini söylerken bir bölümü de “Bildiğimiz kadarıyla evinde oturuyor” demekle yetindi.
★★★
Sevgili okurlarım, işin Meral Akşener boyutu çok özetle ve kısaca böyle...
Şimdi bu ismin yanına bir başka isim daha ekleyelim.
Temel Karamollaoğlu.
İki gün öncesine kadar Saadet Partisi Genel Başkanı idi.
İlk seçildiğinde (itiraf edeyim) kendisine kuşkuyla bakmıştım.
“Eyvah, Meclis’e AKP’ye sonuna kadar destek verecek yeni bir parti mi geliyor?..”
Şeriatçı mı, yobaz mı?
Bu çürük anlayışların propagandasını yapıp AKP’nin ekmeğine yağ mı sürecek?
★★★
Fakat gelin görün ki Temel Bey benim bu düşündüklerimin tam tersi çıktı...
Sağlam bir adam.
Meclis’te çok güzel konulara değindi ve AKP iktidarını yerden yere vurdu.
Genelde hitap ettiği kitle Türkiye’deki muhafazakâr kesimdi. Özellikle o geniş kesim üzerinde etkili oldu.
Böylece, ne pahasına olursa olsun AKP’ye oy verenlerden önemli bir kesimin sevgisini ve saygısını kazanmayı başardı.
★★★
İşte Temel Karamollaoğlu iki gün önce partisinin büyük kongresini topladı.
Genel başkanlık için yeniden aday olmayacağını açıkladı...
Oysa tek adaydı...
Ve başkanlığı başka bir partili arkadaşına seçimle devretti.
★★★
Karşımızda iki siyasetçi, iki eski genel başkan var.
Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu...
İlki görevi bırakmak, bazılarına göre kaçmak zorunda kaldı.
Nedeni bilinmiyor, şimdi ne yaptığı da bilinmiyor.
Allah selamet versin, ortalıktan kaybolup gitti.
Siyaset piyasasında yıllar boyunca aldığı geçer notları eliyle bir kenara itti ve sınıfta çaktı.
Bu oyuna nasıl düştüğünü, bu işin içyüzünü bir tek kendisi biliyor!
★★★
İkinci isim ise Temel Karamollaoğlu...
Genel başkanlık yaptığı sürece aslanlar gibi mücadele etti, hiç kimseye onurunu çiğnetmedi.
Doğru bildiğinden, yine bildiğim kadarıyla söylüyorum, asla korkmadı ve ödün vermedi.
Yakınlarının söylediğine göre genel başkanlığı ‘yaşlandığı’ için bıraktı.
83 yaşında...
Karşımızda iki siyasetçi!..
Biri kaçmış, diğeri siyaset alanında mertçe gibi vuruşmuş.
Kıyaslamayı siz yapın, kararı siz verin.