Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen 7 kişilik bilirkişi heyetinin, Grand Kartal Otel’de yaptığı incelemeler sonucu hazırladığı rapor için “korsan rapor” dedi. Bir bakan, resmi olarak görevlendirilmiş, yanan otelin içine girmiş bilirkişilerin hazırladığı rapor hakkında keşke böyle bir ifadede bulunmasaydı.
Adalet Bakanı, aynı zamanda Hakimler Savcılar Kurulu’nun da (HSK) Başkanı. C. Savcısının görevlendirdiği bilirkişi heyetinin raporuna Adalet Bakanı “korsan” diyorsa, soruşturmayı yürüten C. Savcıları ne yapsın? Hazırladıkları rapora “korsan” denilen bilirkişi heyetinde kimler olduğuna bakalım:
BUNLAR MI KORSAN RAPORCU!
Resmi bilirkişi heyeti Sedat Altındaş (İzzet Baysal Üniversitesi’nde Yapı Bilgisi Ana Bilim Dalı Başkanı), Adnan Yalçındağ (Bolu Özel İdaresinde İnşaat Mühendisi), Ömer Taş (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde Mühendis), Fazıl Şolpan (Köroğlu Betonda makine Mühendisi, iş güvenliği uzmanı), Hasan Uygur (DSİ 53. Şube Müdürlüğü’nde Elektrik Elektronik Mühendisi), Alper Kodaz (Bolu Valiliğinde Elektrik Mühendisi) ve Cem Gül’den (Mimar) oluşuyor. Yani bu insanlar mı 78 kişi yanarken vicdanları sızlamadan “korsan rapor” düzenledi? Bu çok ağır bir suçlama değil mi?
Aynı isimlerin daha önce bilirkişi olarak görev yaptıklarında hazırladıkları raporlara ne demeli? Acaba onlar da mı korsan? Aleyhlerinde rapor düzenlenen kişiler, bakanın açıklamasına dayanarak haklarındaki olumsuz rapor için bu kişiler neler söylemez ki! Acaba, bilirkişi heyeti, raporlarında Bolu Belediyesi’ni suçlamış olsa aynı şeyler söylenecek miydi? Bu da ayrı bir soru…
YASAL SÜRECE NİÇİN UYULMADI?
Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiyeci İrfan Acar tutuklandı. Yasaya göre kamu görevlileriyle ilgili yasal süreç yerine getirilmeden tutuklanması mümkün değil diye biliyoruz.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılamaları Hakkındaki Kanunun 4. Maddesine göre C. Başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar ya da şikâyet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gereken ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmaz. Hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni ister.
BU AŞAMALARDAN GEÇİLMEDİ
Bolu’da bu konudaki yetkili makam validir. Yani validen soruşturma izni istenmesi gerekiyor. İzin vermeye yetkili olan vali, bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya kendilerine gönderilen yazıdan öğrendiğinde ön inceleme başlatır. Ön incelemeyi kendisi de yapar ya da bir muhakkik tayin eder. Ön incelemede ilgili memurun görev suçu işlediği kanısına varılırsa soruşturma izni verilmesi yönünde görüş bildirir. Vali, muhakkikin önerisini yerinde bulursa soruşturma izni verir ve bunu ilgili memura ve savcılığa bildirir.
İlgili memur, 10 gün içinde karara itiraz için Bölge İdare Mahkemesine başvurur. Bölge İdare Mahkemesi, memurun itirazını yerinde görmeyip reddederse, dosyayı C. Savcılığına gönderir, savcı bu aşamada ilk hazırlık soruşturmasına başlar, tutuklama talep edebilir. Üç Belediye görevlisi tutuklandı. Ancak bu aşamaların hiçbirinden geçilmedi. Bunun bir nedeni olmalı…
BAKANLIK, ŞUNLARI YAPAMAZ MI?
Mülkiye Müfettişlerinin vali/kaymakamlık teftişlerinde kullandıkları 45 yıl önce hazırlanmış bir “Denetim rehberi” var. Her şeyin uzmanı olmanıza gerek yok, denetim rehberinde belirtilenleri incelediğinizde bir eksiklik olup olmadığınızı belirlemeniz mümkün. Mülkiye müfettişlerinin rutin/kısa süreli bir denetimde bile amaca büyük ölçüde ulaşmak, hizmet hakkında genel/sağlıklı bir bilgi edinmek mümkün.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin ifade ettiği gibi yangın önleme işlerini denetlemek tümüyle zor, mutlak uzmanlık gerektiren işlerden değil. Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, denetim rehberini saklamış. Kaymakamlık veya Valiliğe gittiklerinde Devlet Binalarının Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik çerçevesinde nasıl denetlendiklerinden örnekler aktaralım:
- Elektrik planı yapılıp sayaç yanına asılmış mı?
- Yangında ilk kurtarılacak eşyalar belirlenip etiketlenmiş mi?
- Yangın söndürme, kurtarma, koruma ve ilk yardım ekipleri oluşturulmuş mu?
- Binanın her katında büyüklüğüne göre yeterli söndürme araç ve gereçlerinin bulundurulması, kullanma talimatının hazırlanması sağlanmış mı?
- Yangın musluk ve hortumları sağlanmış mı? İki ayda bir kontrol ve temizliklerinin yapılıp yapılmadığı tatbiki olarak kontrol edilmiş mi?
- Elektrik tesisatı 6 ayda bir teknik elemanlarca kontrol ettirilmekte midir ve binanın aydınlatma düzeni yeterli midir?
- Yangın ikaz ve alarmı çalışıyor mu?
- Hükümet konağında bu yönetmelikte belirtilen tedbirler için daire müdürü görevlendirilmiş mi?
- Binada yangın ikaz ve alarmı verilerek, görevlilerin bu konuda üstlerine düşen görevi ne ölçüde bilinçli olarak yerine getirebildikleri gözlemlendi mi?
SİZİN İÇİNİZ RAHAT MI?
Turizm Bakanlığı denetçilerinin ellerinde neyi denetleyecekleri, bu çalışmayı nasıl yapacaklarına ilişkin bir rehber yok mu? “Belediye gördüğü eksiklikleri bize bildirmedi” demek yerine, o eksiklikleri denetimden de sorumlu Turizm Bakanlığı ortaya çıkarmadı, gereğini zamanında yapmadı.
Belediyeyi suçlamak yerine, kendi personelinin niçin denetim yapmadı, yaptıysa da niçin oteldeki bu eksiklikleri belirleyip bunun giderilmesini sağlamadı? “Adalet topaldır ama kör değildir.” Esas mesele bu değil mi? Sahi, içiniz rahat mı?