Anayasa ve TBMM İç Tüzüğü’ne göre Türkiye’de bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için şöyle bir süreç işler:
1- Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için savcılık tarafından hazırlanmış (milletvekilinin işlediği iddia edilen suçla ilgili bilgi ve belgeleri içerir) bir fezleke TBMM Başkanlığı’na gönderilir.
2- Fezleke, TBMM Başkanlığı tarafından Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden oluşan Karma Komisyon’a havale edilir. Komisyon rapor hazırlar.
3- Karma Komisyon, milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmayacağı konusunda bir karar alır ve Genel Kurul’a sunulmak üzere TBMM Başkanlığı’na gönderir.
4- Karma Komisyon’un raporu TBMM Genel Kurulu’nda görüşülür ve milletvekillerinin oylarına sunulur. Oylamada, basit çoğunluk elde edilirse milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılır.
5- Dokunulmazlık kaldırılırsa, milletvekili hakkında yargı süreci başlatılabilir.
★★★
Anayasa’ya göre Türkiye’de bakanların yargılanması için ise şöyle bir süreç işler:
1- Bakanlar, görevde işledikleri suçlar nedeniyle Yüce Divan’da yargılanır. Yüce Divan görevini Anayasa Mahkemesi yerine getirir.
2- Bir bakan hakkında soruşturma açılması için TBMM üye tam sayısının en az onda birinin yazılı önergesi gereklidir.
3- Önerge, TBMM Genel Kurulu’nda oylanarak kabul edilirse, bakan hakkında soruşturma açılması için bir Soruşturma Komisyonu kurulur.
4- Soruşturma Komisyonu, bakan hakkında yaptığı incelemeler sonucunda bir rapor hazırlar. Bu rapor, soruşturmanın sonucunu ve varsa suçlamaları içerir.
5- Rapor, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek oylanır. Yüce Divan’a sevk kararı, TBMM’de gizli oylamayla ve üye tam sayısının salt çoğunluğuyla alınır.
6- Yargılama ceza muhakemesi usullerine göre yapılır. Bakanların görev dışı suçları görevde olmadıkları zamanlarda genel yargı mercileri tarafından görülür, ancak bakan sıfatını taşımaya devam edenler için yine Yüce Divan usulü geçerli olur.
★★★
Süleyman Soylu, şu anda milletvekili dokunulmazlığı olan eski bir bakan.
Kendisi dün ilginç bir çıkış yaparak dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye dilekçe verdi.
Mevzuatı gayet açık yazdığımı düşünüyorum.
Bakan olarak yargılanabilmesi için soruşturmayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açması gerekiyor. TBMM’de bir soruşturma komisyonu kurulması gerekiyor. Sonrasında komisyon raporunun TBMM’de görüşülüp oylanması şart.
Bakanlık dışı dönemle ilgili de dokunulmazlığının kaldırılması gerekiyor. Onun için de süreci bir savcılığın başlatması gerekiyor.
Öyle “benim dokunulmazlığımı kaldırın” demekle olmuyor.
★★★
Yukarıda aktardığım süreçleri, Soylu da en az sizin, benim kadar iyi biliyor.
Peki bayram değil, seyran değil ve Soylu bu hamlesinin mevzuatta dahi karşılığı olmadığını bile bile neden böyle bir hamle yapıyor?
Bu soruyu AK Parti kulislerinde sordum.
İlginç yanıtlar aldım.
Şöyle özetleyebilirim:
1- Mevcut İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya meydan okuyor. Yerlikaya her gün organize suç örgütlerine operasyonlar düzenletiyor ve adeta “benden önce suç örgütleri ülkeyi ele geçirmiş” mesajı veriyor. Soylu, bu algı yaratılarak kendisinin hedef gösterildiğine inanıyor ve meydan okuyor.
2- Cumhurbaşkanı’nın dikkatini çekmeye çalışıyor. “Murat Kurum’u yeniden bakan yaptınız, Ali Yerlikaya’yı alırsanız ben buradayım” mesajı veriyor.
3- Siyasette esen değişim rüzgarlarında kendisini konumlandırmaya çalışıyor. AK Parti’nin erimesi, Cumhur İttifakı’ndan gelen olumsuz sinyallerin ayrışma sürecine dönüşmesi ve taşların yeniden dizilmesi halinde, yeni siyasi yelpazede “lider” olarak öne çıkmaya çalışıyor.
★★★
Bunlardan hangisinin doğru olduğundan bağımsız bir şekilde şunu düşünüyorum:
Soylu, bakanlık dönemiyle ilgili iddialar nedeniyle aklanmak istiyorsa TBMM’ye verdiği dilekçeyi geri çekmeli ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na kendi hakkında suç duyurusunda bulunmalıdır.
Eğer bakanlık dönemi dışında bir iddia varsa onun için de herhangi bir cumhuriyet başsavcısı aynısını yapabilir.
Yargıtay Başsavcılığı (ya da herhangi bir cumhuriyet başsavcılığı) da Soylu’nun bu “iyi niyetli” adımını karşılıksız bırakmamalıdır ve bir soruşturma başlatmalıdır.
(Soylu bunu yapmasa da Yargıtay Başsavcılığı ya da herhangi bir Cumhuriyet Savcılığı harekete geçip daha önce gündeme getirilen iddialar konusunda soruşturma başlatmalıdır.)
Madem şu anda milletvekili dokunulmazlığına sahip eski bir bakan böyle bir cesaret örneği gösterdi, herkese meydan okudu, o zaman kendisine “aklanma” şansı tanınmalıdır.
Haksız mıyım?