SEVGİLİ okurlarım, ‘beleşe’ bizim kadar meraklı bir toplum dünyada az bulunur!

Mutlaka dikkatinizi çekmiştir... Bazen büyük mağazalarda ‘indirim günleri’ yapılır.

İndirimi önceden haber alan beleşçi takımı sabahın erken saatlerinde kapı önünde kuyruk oluşturup sıraya girer.

Açılışa az bir zaman kala o kuyrukta mutlaka kavgalar çıkar, polis el koyar.

O kadar ki, bazı durumlarda mağazanın camları kırılır, eşyalar yağmalanır.

Bu utanç verici açgözlülük durumlarını televizyonlardan izlemek de bize düşer.

Gerçekleşen bu rezalete her seferinde milyonlarca insanımız utanarak tanık olmak zorunda kalır.

Rezalet daha çok şu alanlarda gerçekleşir:

Elektronik mal satan mağazalar.

Gıda indirimleri.

Ucuza satılan lüks giysiler ve aksesuarlar.

Federasyon davetleri.

★★★

Aslında beleşçilik pek çok alanda geçerlidir ama özellikle maç gezilerinde onların ismi pek ortaya çıkmaz.

Tamamı AKP iktidarından torpillidir.

Örneğin partili yandaş, iktidar tarafından yeni bir göreve atanır.

Göstermelik maaşı her bürokrat kadardır ama işin bir de gizli tarafı vardır.

O şahıs herhangi bir kamu kuruluşunun yönetim kuruluna üye olarak atanır ve oradan da maaşa bağlanır.

Bu gibi kuruluşlara halk arasında arpalık denir.

Çok güzel ve çok uygun bir deyiştir.

Siyaseten torpilli şahıslar bu ek görevler sayesinde malı götürür.

Ezilen ve açlığa mahkum edilen milyonlarca insanımızın durumu ne onları, ne de bu rezaleti sergiletenleri hiç mi hiç ırgalamaz.

Yönetim kurulu üyesi seçilen vatandaş ayda bilemediniz bir saat oraya uğrar, çayını kahvesini içip izin ister.

Ay sonu geldiğinde parasını cebine koyup gider.

★★★

Bizde beleşçiliğin bazı ilginç örneklerini başta Futbol Federasyonu olmak üzere öteki federasyonlar yaratır...

Heyecanla beklenen milli maçlar öncesinde özellikle Futbol Federasyonu’nun en önemli görevlerinden biri beleşçiler listesini hazırlamaktır.

Hele maç yurt dışında oynanacaksa!..

Önce kişisel başvurular alınır.

Her şey beleş!

Uçak biletleri, otel, yeme içme...

Başvuruda bulunup ricacı olanların öncelikle ayıklanması gerekir. Öyle ya, o kadar beleşçiyi yurt dışına taşıyıp sonra getirmeye kalkışmak pahalı iştir.

Buna petrol zengini hırsız Arap ülkeleri bile para yetiştiremez!

★★★

Bu gibi durumlarda ne yapılmalı?..

Önce iktidar yetkililerine sormalı!

“Efendim milli maça bir kafile davet edeceğiz. Harcamalar bize aittir.

Sizin önereceğiniz isimler acaba kimlerdir?”

İktidar yandaşı gazeteciler dahil ortaya yüzlerce isim çıkar ama bunların hepsini götürmek mümkün değildir ki!

Listeler ayıklanır, eldeki para durumu yeniden gözden geçirilir ve beleşçiler listesi Federasyon tarafından son kez oluşturulur.

Şanslı olanlara müjde hemen verilir...

“Sizi kutlarız. Listeye girdiniz, şu tarihe kadar hazırlığınızı tamamlayınız.”

Sanki piyangodan büyük ikramiye kazanmış gibi!..

★★★

Sevgili okurlarım, milli takımın yurt dışında bugüne kadar oynadığı maçlara (hiç abartmıyorum) binlerce kişi Federasyon tarafından bu yöntemiyle davet edildi...

Şanslı olanlar gidebildi.

Federasyon’da para bol.

Başta futbol ve basketbol olmak üzere federasyonların çoğu siyasetin tam göbeğinde, Recep Bey’in gölgesinde, iktidar partisinin emrinde ve hizmetinde.

Karışan, görüşen, denetleyen yok!

İstediğini çağır, istediğini bol kepçe götür.

★★★

İşin daha da ilginç yanı nedir bilir misiniz?

Bu beleşçiler listesi hep gizli tutulur.

Hiçbir zaman açıklanmaz, devlet sırrı gibi saklanır.

Bugün oynanacak Hollanda maçına da böyle kalabalık bir kafile gitti ama beleşçilerin kimlerden oluştuğu bilinmiyor.

★★★

Şimdi burada sorma zamanıdır...

-Bu iktidar döneminde yurt dışında oynadığımız milli maçlara kaç beleşçi götürülmüştür?

-Kimler hangi ülkelere gitmiştir?

-Bunlar hangi gerekçeyle götürülmüştür?

-Hangi harcamaları Federasyon tarafından karşılanmış, bu kafileler için toplam ne kadar ödenmiştir?

★★★

Lütfen dikkat ediniz, bu soruların yanıtı hiçbir zaman verilmeyecektir.

Verilmesi mümkün değildir.

Bu gece Hollanda maçını izleyecek olursanız, işin bu boyutunu da biraz olsun düşünmenizi istirham ederim!