Sevgili okurlarım, cezaevlerinden sürekli mektuplar alıyorum. Bunların tamamını sizlere duyurmak mümkün değil ama o mektupları okudukça cezaevlerindeki farklı dünyaları daha çok fark ediyorum.

Dahasını söyleyeyim, o mektupları tek tek biriktiriyorum ama ne yapacağımı doğrusunu isterseniz ben de bilemiyorum. 

Kafamı özellikle kurcalayan bir konu var.

Bu darbe girişimi sonrasında hem de çok ağır cezalara çarptırılan özellikle erlerin ve askeri öğrencilerin durumu...

Her biri emir komuta zinciri altında olay yerlerine sevk edilen, ancak silah kullanmayan, ya da o gece başka bir suça karışmış olmayan en alt düzeydeki TSK görevlileri... 

O mektuplardan birini size iletiyorum.

Yazan Çorum cezaevinde hükümlü er Uğur Seldüz.

★★★

“Merhaba Emin abi, ben 1 ocak 1994 Samsun doğumlu Uğur Seldüz.

Emin abi ben 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminde Hava Harp Okulunda er idim.

O gece yatağımdan zorla kaldırılarak önce askeri VIP bölgesine, oradan da ATATÜRK Havalimanına götürüldük. Orada bir saat kaldım.

Havalimanında kaldığım süre boyunca kimsenin malına canına kesinlikle tacizde tecavüzde bulunmadım, aksine vatandaşlardan zarar gördüm.

Sağ kulağıma vurarak patlattılar, duyma kaybı çekiyorum.

★★★

Ben ortaokul mezunu biriyim.

Asker olmadan önce çobandım. 

Yargılandığım ATATÜRK Havalimanı davasında önce tanıktım. İfade verdiğim savcı “Siz ersiniz size bir şey olmaz, devlet doğruyu yanlışı ayıklar. Kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu bilir. Devlet garibanın yanındadır” demişti.

Şimdi ise tanık olduğum davada sanık oldum ve müebbet hapis cezası aldım.

Emin abi benim suçum, günahım nedir, bunu bir türlü anlayamadım.

Yargımız emir kulu bir ere nasıl müebbet verir anlayamıyorum.

Sonuçta başımızdaki komutan albayları ben atamadım, devlet atadı.

Komutanımız albay bizi kandırdı.

Bize ‘ATATÜRK Havalimanına terör saldırısı var, gidip teröristleri imha edeceğiz’ dedi ve havalimanına böyle götürdü.

Ben kesinlikle ne Fetöcüyüm ne de darbeciyim.

★★★

Çobanım ben çoban.

Kesinlikle hiçbir çıkarım da yok ve olmadı Fetöden.

Darbeden müebbet aldım.

Darbe başarılı olsaydı beni İstanbul’a vali mi yapacaklardı ya da bir yerlerde üst rütbelere mi getirilecektim, hayır.

Yine tuvalet temizleyip, mıntıka temizliği yapmaya devam edecektim.

Sözlerimi bitirirken sizden yardım istiyorum. Lütfen sesimizi duyun.

Sizi saygıyla selamlıyorum.”

Samsunlu çoban Uğur Seldüz.”

★★★

Çoban Uğur haksız mı?..

Dosyasını elbette okumadım, olanlar konusunda bilgi sahibi değilim...

Ancak vatandaş olarak şunu düşünüyorum:

Bu 15 Temmuz darbe girişimi davalarının yargılama aşamasında epeyce haksızlıklar oldu ve bir daha tekrarı olmasın diye kurunun yanında yaş da yakıldı.

Kararların pek çoğu kesinleşti ve her şey bitti.

Er Uğur benden, bizlerden yardım istiyor ama elden bir şey gelmiyor, yardım etmek mümkün değil ki...

Bir genel af çıkmadığı sürece gerçek mağdurların ve haksızlığa uğrayanların kendilerini bu saatten sonra şu veya bu biçimde kurtarmaları da artık pek mümkün görünmüyor.

Neresinden baksanız zor bir durum.