Son gelişmeler üzerine bugün sizi 8 yıl öncesine götürüp, önemli olduğunu düşündüğüm bazı hatırlat malarda bulunacağım.
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra bu köşede “Koalisyon Tiyatrosu” başlığı altında iki yazı yayımlamıştım.
Yazılarımda oyu düşen AKP’nin, CHP ile sürdürdüğü hükümet kurma görüşmelerinin bir tiyatrodan ibaret olduğunu belirtmiş, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’yi, bu oyunun figüranı olmaması konusunda uyarmıştım.
Görüşlerimi de tahminlere ve dedikodulara değil, dönemin Saray Sözcüsü Binali Yıldırım’ın siyaset sahnesinde pek sık rastlamadığımız çok net açıklamalarına dayandırmıştım.
Zira Binalı Yıldırım, 7 Haziran seçimlerinden önceki açıklamalarında “Koalisyon tablosu ile karşılaşmaları halinde hükümetin kurulmayacağını, en kısa sürede yeni bir seçime gideceklerini” söylemişti.
Hiç kuşkunuz olmasın ki Yıldırım bu açıklamaları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın isteği ve onayı doğrultusunda yapmıştı.
Ama CHP’nin çok bilenleri (!) bu çıplak gerçeğe rağmen AKP ile koalisyon hükümeti kurma görüşmelerini sürdürdüler!
Hem de haftalarca!..
Peki sonunda ne oldu?
Binali Yıldırım’ın dediği gibi 1 Kasım’da erken seçim oldu!..
★★★
Devletin tüm gücünü sonuna kadar kullanan AKP, korkunç katliamlarla hortlayan terörün yarattığı korku atmosferinde kendisine dönen milliyetçi oyları da toplayarak, yeniden tek başına iktidar koltuğuna oturdu.
“Aman kamuoyunda uzlaşmaz bir parti izlenimi yaratmayalım, görüşmelerden kaçmayalım” diyerek koalisyon masasında haftalarca “istikşafi” müzakereler yapan ve böylece çok değerli bir süreyi boşa harcayan CHP yönetimi ise, giden seçim gemisinin ardından bakakaldı!.
Parti yüzde 25 oyu zor buldu!
Yani Dimyat’a pirince giderken az daha evdeki bulgurdan olunuyordu!..
★★★
1 Kasım’da alınan sonuçla “Koalisyon Tiyatrosu” perdelerini indirmiş, AKP için “Yeni Anayasa Görüşmeleri” adlı yeni oyunu sahnelemenin zamanı gelmişti!
Bu oyunun nasıl biteceği de, tıpkı 7 Haziran öncesinde olduğu gibi çok net biçimde belli oldu ve senaryo şöyle yazıldı:
“Mevcut anayasa ‘darbe ürünü’ olduğu gerekçesiyle değiştirilecek, yerine, başkanlık rüyası gören Tayyip Erdoğan’ın istediği ‘tek adam anayasası’ getirilecek.
Bu amaçla başlangıçta CHP’ye uzlaşmacı mesajlar verilecek.
‘Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ masasına oturtulduktan bir süre sonra da maddelerde ters düşmeler gerekçe gösterilerek ‘Bunlarla anayasa yapılmaz’ denilerek referanduma gidilecek...”
★★★
Sevgili okurlarım, Atı alan Üsküdar’ı geçmek üzere.
Adamlar niyetlerini açık açık yazıp söylüyorlar.
Rejimi değiştirerek tek adam yönetimini getireceklerini tüm dünyaya ilan ediyorlar.
CHP’nin çok bilenleri ise partiyi hâlâ “Aman toplumda bu CHP de mızıkçı, uzlaşılmaz bir parti imajını yaratmayalım, anayasa görüşmelerinden kaçmayalım” diyerek, tıpkı “Koalisyon Tiyatrosu”nda olduğu gibi, “yeni anayasa” oyununun figüranı yapmakta ısrar ediyorlar.
CHP’nin kurtuluş yolunun, AKP ile uzlaşmaktan değil, uzlaşmamaktan geçtiğini görmemizi istemiyorlar.
Bu nedenle kaybettikçe kaybediyorlar!..
Umutlarımızı bile yok ediyorlar!..”
★★★
Günümüze gelirsek;
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olmasını sağlamanın amaçlandığı “yeni anayasa” tartışmalarının hız kazandığı şu günlerde, özetle alıntıladığım yazımda dile getirdiğim gerçekleri hatırlatayım dedim.
Bakarsınız bu kez tarih tekerrür etmez!..