Sevgili okurlarım, Türk milletinin büyük çoğunluğu aylardan ve yıllardan bu yana enflasyon baskısı altında eziliyor.

Ülkeyi yönetenler bu durumun ya farkında değil, ya da umursamazlıktan geliyor.

Aslında farkındalar ama kendi maddi durumları nedeniyle işin üzerine gitmeleri mümkün olmuyor...

Çünkü o yönetenlerin tuzu kuru.

Üst düzey bürokratlar dahil her birinin çeşitli kamu kurumlarından ve özel şirketlerden aldıkları birden fazla ücret var.

İnsanların çektiği sıkıntıyı o yüzden anlamaları söz konusu değil.

★★★

Bu ağır enflasyon süreci aslında sadece bizi değil, yabancıları da vurdu.

Size Ayvalık’ta neler olduğunu kısaca anlatmak isterim.

Ayvalık’ta haftanın her perşembe günü “Midilli pazarı” kurulurdu.

Büyük bir ilçe, şehir gibi!

Midilli Adasının tam karşısında. Tekneyle bir saat...

Perşembe günleri Ayvalık bir başka canlanır, alışveriş acayip bir biçimde yoğunlaşırdı.

Midilli’den kalkan büyük feribotlar limanı doldurur, Yunan ahali koşarak kentin dört bir yanına yayılıp adeta hücuma geçerdi.

Ayvalık her perşembe günü (Kurtuluş Savaşımız öncesinde olduğu gibi) yeniden bir Yunan kenti olurdu!

★★★

Restoranlar dahil bütün dükkanlar dolu.

Her mağazada pazarlıklar sürüp gidiyor.

Yunan ahali ellerinde irili ufaklı paketlerle geliyor ve gidiyor.

Yatak yorgan, iç çamaşırı, giysiler dahil aklınıza ne gelirse satılıyordu.

Buzdolabı, çamaşır makinesi bile vardı.

Bu olanları araştırmıştım. Kimse kimseye kazık atmıyor, birbirini hiç tanımayan insanlar sözünde duruyor, ödemeler hiç aksatmadan yapılıyor ve işler tıkır tıkır yürüyordu.

Karşılıklı güven vardı...

Bu süreç nasıl başlamıştı?

Türkiye pazarı Midilli’den akın akın gelen Yunan ahaliye ucuz geliyordu ve gerçekten de öyle idi.

Sadece Midilli ve Ayvalık değil, bütün sahil şeridinde durum aynı idi.

Türkiye ucuz ülke idi ve bütün adalardan Türkiye’ye akın vardı.

★★★

Sonra aradan aylar ve yıllar geçti, bizim enflasyon patladı.

Patlamasıyla birlikte ahlâk değerlerimiz de hızla çökmeye başladı.

Günü birlik gelen Yunan kafileleri de artık kazık yemeğe başlamıştı...

Bunun iki nedeni vardı.

-Türkiye’deki fiyatlar çok artmış ve Yunan piyasasını geride bırakmıştı.

-İkincisi, esnafın önemli bölümü sözünde durmamaya başlamıştı. Malını satarken parasını eskiden olduğu gibi peşin alıyor ama malı ya göndermiyor, ya da geç gönderiyordu.

★★★

Ayvalık pazarının tadı bir süre sonra kaçmaya başladı.

Perşembe pazarı artık eskisi gibi değildi, giderek tenhalaştı. Midilli’den gelenlerin sayısı her hafta azalıyordu.

Pazar artık tenha.

Gelen teknelerin ve feribotların sayısı her hafta azaldı.

En büyük müşterileri giderek azalan ve ortalıktan çekilen pazarda bizim esnaf da piyasadan çekilmeye başladı. 

★★★

Şimdi çok çarpıcı bir başka gelişmeye tanık oluyoruz...

Eskiden onlar bize gelirdi, şimdi biz onlara gidiyoruz!

Yunanistan, adalara sınırda vize uygulaması başlattı. Parasını bastıran limanda vizesini alıyor...

Ve ibre artık tersine döndü.

Peki ama Yunan Adaları Türkiye’de niçin böyle rağbet görmeye başladı?

Esas neden:

Oralarda özellikle yiyecek ve içki fiyatları Türkiye’den daha ucuz ve makul.

İkincisi kazık yemiyorsunuz.

Kimse sizi aldatmaya kalkışmıyor.

★★★

Adalardan birkaç gün önce dönen bir arkadaşım anlatıyor:

“Adada dört kişi rakı balık yaptık. Soframız çeşitli mezeler ve deniz ürünleriyle doluydu. Bizim paramızla adam başı bin lira gibi bir hesap ödedik. Bu sofrayı Türkiye’de, hele Bodrum’da kurmuş olsaydık bizden en azından on misli para alırlardı...”

Sevgili okurlarım, bizim enflasyon aslında sadece bizi değil, Yunan ahaliyi de fena vurmuş oldu.

Onlar hiç değilse kendilerini koruyacak önlemleri alıyor.

Biz ise palavra atmaktan, halka masal okumaktan başka hiçbir şey yapamıyoruz.