Ege, Melisa, Naz... Ayrı özlemleri, hayalleri var. Ama acıları ortak. Balyoz tutsağı babalarından uzak olmak. Ama onlar inadına güçlü ve babaları gibi dik duruyorlar.Bu zamana kadar hep Balyoz tutsaklarının anlattıklarıyla asrın kumpasını, yaşadıklarını anlamaya ve sizlere anlatmaya çalıştım. Hasdal’a son gidişimde tanık olduğum tablo içeridekiler kadar dışarıda da tutsakların olduğunu gösterdi bana... 3 yaşından 15 yaşına kadar hepsi pırıl pırıl... Ege, Melisa, Beliz ve daha niceleri... Neredeyse hepsi orada büyümüş, hepsi ayrı özlemler, ayrı duygular içinde girmiş o kapıdan. Ortak yanları en büyük sevgileri babalarının orada olmaları. Birbirlerinin en iyi dostu olmuşlar, başkasına anlatamadıklarını birbirleriyle paylaşıyorlar. Öyle metanetli ve güçlüler ki insan bu gücün altında eziliyor. Sanmayın bu çocuklar, sadece Hasdal tutsaklarının çocukları. Onlar Maltepe, Silivri, Sincan ve diğerlerinde esir olan kahramanların da küçücük yaşında Balyoz yemiş çocukları... Ve hepsi babalarının çıkıp kendilerine masal anlatmasını bekliyor.
‘Babam bir kahraman’
Elleri, tombik tombik... Boncuk gözleri parlıyor, yarım yamalak kelimeleriyle “Sen de mi babamın iş yerine geldin?” diye soruyor. “Evet” diyorum. Hasdal’ın girişindeyiz. Adı Naz, dört yaşında, Deniz Kurmay Albay Kıvanç Kırmacı’nın kızı. Bir yaşından beri her hafta sonu, “Babasının iş yeri” diye bildiği Hasdal Askeri Cezaevi’ne geliyor. Naz susmuyor: “Burası kale, benim babam da kahraman olduğu için bu kalede onu koruyorlar. Bu demirleri çocuklar düşmesin diye yapmışlar, babam söyledi.”
- Ne yapacaksın baban gelince?
Sarılacağım ona, bir de öpeceğim. Annem, babamın tişörtünü saklıyor yatağının baş ucunda. Ben de geceleri gidip seviyorum onu, o zaman babam yanımda gibi hissediyorum. Babam gelsin oyuncakçıya gideceğiz, hiç gitmedik beraber.
İŞTE O DUYGUSAL KLİP - VİDEO

‘Ben hiç büyümeyeceğim’
- Kocaman kız oldun ne yapacaksın oyuncakçıda?
Yok, büyümedim. Ben, büyümeyeceğim de... Babam gelmeden büyümem, o beni daha çok sevsin diye hep böyle kalacağım.
- Tuna ve Doruk da Naz gibi bilmiyorlar babalarının neden Hasdal’da olduklarını, zaten Hasdal’ın adını da bilmiyorlar. Doruk 6 yaşında, Deniz Kurmay Albay Murat Ünlü’nün oğlu, bir de ablası var, Doğa... O da 14 yaşında. Doruk “Babamın patronlarını tanıyor musun?” diye soruyor bana... Hayırdır ne yapacaksın onları?
Onlara, ‘Babamı, bu mezar gibi iş yerinde çalıştırmayın artık’ diyeceğim. Babam önceden gemide çalışıyordu, orası çok güzeldi. Babam o zaman daha çok gülüyordu.
- Baban sana ne alsın?
Hiçbir şey, dönsün yeter. Her şeyim var evde, bir tek babam yok.
‘Önemli adamın oğluyum’

- Çocukların yaşları büyüdükçe bildikleri de artıyor. Kurmay Albay Ali Türkşen’in oğlu Serhan 11 yaşında. Serhan’ın Amerika’daki kardeşi olanlardan habersiz. Serhan da ilk 1.5 yıl babasını özel görevde biliyormuş... Öğrendikten sonrasını ise şöyle anlatıyor:
Üzülmedim, ağlamadım bile. Sadece tiklerim çıktı ama artık geçiyor. Biliyorum, ben önemli bir adamın oğluyum ama sabrım tükeniyor.
- Neler hissettiriyor sana bu yaşadıkların?
Bizim 7 yaşından beri üstümüz aranıyor ya sizin? Neler hissedebilirim, hayatımın en eğlenceli yüzünü aldılar benden. İyi bir adamın oğluyum, bana neden bunu yaptılar?
‘Bu bağı koparamazlar’
- Ege ve Zeynep yan yanalar... Hasdal’a gidip gelirken tanışmışlar. Ege, Uluç Yeğin’in, Zeynep ise Cenk Dalkanat’ın kızı, onların da babaları Kurmay Albay. Ege yaşadıklarını anlatıyor:
Başımıza bunların geleceğini bilseydim onunla daha çok vakit geçirirdim, en büyük pişmanlığım bu... Bizi ne kadar ayırmaya çalışırlarsa çalışsınlar aramızdaki bağı koparamayacaklar.
- Umay... Saçları, yüzü bebek gibi. Binbaşı Kemalettin Yakar’ın kızı... En çok babasının gittiği günü unutamıyor...
Babam giderken, ‘Bir gün belki dönemeyebilirim’ dedi... O gün gitti, sonra bir daha dönmedi. O günden sonra hep ben geldim babama. Ona kapıyı açmayı özledim, birlikte resim çizerdik artık hep çizdiğimiz resimlerde beraberiz. Tam 3 yıl oldu beraber fotoğrafımız hiç yok. Geldiği gün fotoğraf çektireceğim babamla hem de hiç çektirmediğim kadar. Dünyayı dolaşacağız diye söz verdi babam bana. O verdiği bütün sözleri tutar, biliyorum babam bu sözünü de tutacak.