“Türkiye’nin en büyük ihtiyacı, birlik ve kardeşlik siyasetidir. Birbirimize güvenerek 86 milyon kalp kalbe vererek gürel yarınlara hep birlikte varacağız!”
Bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait...
Ne kadar güzel, değil mi? Kimse itiraz edemez.
Sağımız-solumuz ateşler içinde yanarken, Ukrayna-Rusya, İsrail-İran savaşları ülkeleri yakıp yıkarken, Türkiye olarak tetikte durmamız, birlik ve beraberliği sağlamamız gerekiyor.
Ancaaak...
Sormak lâzım:
Yasaklarla, cezalarla, tutuklayıp hapse atmalarla mı iç cepheyi güçlendireceğiz?
Demokrasiyi rafa kaldırıp, özgürlükleri kısıtlayarak,
hak arayan gençleri dövüp hapse tıkarak kardeşlik sağlanabilir mi?
★★★
İktidar, eylemleri ve söylemleriyle büyük bir çelişki içinde!
Halkın oyuyla seçilen muhalif belediye başkanlarını hapse atarak, ülkede düşünce ve fikir özgürlüğü var zannedip protesto yürüyüşleri yapan üniversiteli öğrencileri tutuklayarak iç cephe nasıl güçlendirilebilir?
Anketlerde hep birinci çıkan CHP’ye savaş açan, Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu, hakkında bir iddianame bile hazırlanmadan, aylardır hapiste tutan iktidar, 86 milyon vatandaşla nasıl kucaklaşıp birlik ve beraberlik sağlayacak?
“Terörsüz Türkiye” deyip de, hak-hukuk çiğnenir, özgürlükler askıya alınır, adalet ortadan kaldırılıp cezaevleri, iktidara muhalif olanlarla doldurulursa, demokrasi tramvayı raydan çıkıp devrilir!
★★★
Gerçekte bir hakaret olan şu çağrıya ne demeli?
“CHP gelsin, etkin pişmanlıktan faydalansın!”
Hafta içinde, AKP Meclis Grubunda konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin, İstanbul’a çöreklenmiş haramilerin güdümünde olduğunu söyleyerek “Sayın Özel ve CHP yönetiminin yanlışta ısrar etmekten vazgeçip, ETKİN PİŞMANLIKTAN faydalanması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Ülkede kardeşlik isteyen Erdoğan, ana muhalefet partisine “kriminal suçlu muamelesi” yaparak kardeşliği nasıl sağlayabilir?
CHP lideri Özgür Özel, “Biz zaten iç cepheyi tahkim ettik. Bunun uzmanı biziz. İhtiyaç duyuyorsa yardımcı oluruz ama önce bize düşman hukuku uygulamayı bırakıp meşru bir siyasi muhatabımız haline dönüşsün!” demekte haklıdır.
Kardeşlik, birlik, beraberlik
İktidar bir yandan “Savaş var, iç cepheyi güçlendirelim” diyor, bir yandan da gözaltına almalara, tutuklamalara devam ediyor.
Kocaeli’nde, 19 Mart’ta İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına tepki olarak sokaklara dökülen insanlar arasından 72 kişi yakalanıp gözaltına alınmıştı. Bunların çoğu öğrenciydi...
Hazırlanan iddianamede gençler için 4 yıla kadar değişen hapis cezaları istendi.
İddianamede “Hükümet istifa” “Her yer direniş” gibi sloganlar suç unsuru olarak yer aldı.
Gençler, adı üstünde “delikanlı”dır, yaşları gereği hareketli, heyecanlı ve ateşlidir. Anayasamızda gösteri yürüyüşleri bir haktır. Bu hakkı kullanan gençler için 4 yıla kadar hapis istenmesine tepki gösteren CHP Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı, gençlerin barışçıl bir şekilde demokratik tepkilerini dile getirdiklerini belirtti.
Ülkeye demokratik haklar ve hukukun üstünlüğü ilkesi yerleşmedikçe “İç cepheyi güçlendirip kardeşliği ve beraberliği sağlamak” zora girer!”
TEBESSÜM
“Bu ceplere haram girmedi!”
Halka hitap eden politikacı “Bana istedikleri kadar iftira etsinler. Ben kimseden tek kuruş rüşvet almadım” der ve ceketinin ceplerini ters çevirerek bağırır:
“Muhterem hemşerilerim, Allah çarpsın ki, şu ceplere bir kuruş haram girmedi!”
Ön sıradaki bir dinleyici seslenir:
“Ceplere henüz tek kuruş girmediğine göre, elbiseyi terziden bugün almış olmalısınız!”
GÜNÜN SÖZÜ
Siyasînin bin metre söz vereni değil, bir metre iş yapanı daha makbuldur.