Antik Çin’in önemli komutanlarından, filozof Sun Tzu, Savaş Sanatı adlı kitabında şöyle demiş... Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin. Başkasını bilmeyip kendini bilirsen, bir kazanır bir kaybedersin. Ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin!

İçinden çıkılmaz bataklığa dönen Türk ekonomisi için, ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ başlatan, ‘Anayasa’nın amir hükümleri gereğince ben başkomutanım’ diyen Erdoğan, milletin anasından emdiği sütü burnundan getiren enflasyonun nedenini, çözümü ile ilgili ne yapılması gerektiğini, yapılanı ve ne zaman düşeceğini biliyor mu?

Gerilere gitmeden 2022’de dediklerine bakalım...

* İnşallah enflasyonu da en kısa sürede kontrol altına alarak raflardaki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz.

* Enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim.

* Enflasyon ve fiyat artışları hızla düşecek derken temenni değil, hakikat.

* Amerika’ya bak, enflasyon felaket. Avrupa aynı. Aradığınız gıda ürünlerini bile bulamıyorsunuz. Hamdolsun Türkiye’nin böyle bir sorunu yok.

* Enflasyonun gerilemesini beklemek, milletimin hakkıdır.

* Enflasyonla mücadele önceliğimizdir.

* Bilin ki enflasyon inecek.

* Enflasyon ve yaşadığımız her sıkıntının üstesinden geleceğiz.

* Şimdi sırada enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmek var.

* Yeni bir safhaya geçiyoruz! Hedefimiz fiyat artışı ve yüksek enflasyon sebebiyle gerileyen alım gücünü eskisinin üzerine çıkarmak. Eskiler, ‘Sabırla koruk helva olur’ der!

* Herkes hesabını 2023’te yüzde 20’ler seviyesinde enflasyona göre yapsın.

İşte 2023’te dedikleri...

* Enflasyon faizle birlikte düşecek.

* Enflasyon yüzde 43’e indi, her ay azalarak devam edecek!

* Bir süredir dünya ile birlikte başımızı ağrıtan enflasyon meselesini tek haneli rakamlara düşüreceğiz.

* Enflasyonu Allah’ın izni ile yeniden tek hanelere indireceğiz.

İnşallah maşallah... Anladık düşüreceksiniz de ne zaman, biz ölünce mi?

Yanıtı başkomutandan alamadık, hazinenin yeni komutanı Mehmet Şimşek’e bakalım...

* Çabalar enflasyonu orta vadede düşürmeye yöneliktir.

* Politikamız, enflasyonu 2024 yılı ortasından itibaren düşürmek, tek hanelere indirmektir.

* Enflasyon önümüzdeki birkaç ay içerisinde artışa devam edecek(!)

En azından yükselişin devam edeceğini biliyor!

Enflasyonla savaşta ön cephedeki komutan, Merkez Bankası başkanı Hafize Gaye Erkan biliyor mu  bir şeyler?

Enflasyon Raporu 2023 tanıtım toplantısında uzuuun bir sunum yaptı. Canlı yayınlandı. Saydım 80 defa enflasyon dedi ama bir kez bile ‘düşecek’ demedi!

Başkomutan adına ekonomik zirveler yapan cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın var mıdır bilgisi?

* Orta vadeli programı 2026 perspektifinde yapacağız. Dolayısıyla 2025’e kadar belki küçük güncellemeler... Ama asıl 2026 orta vadeli program netleşmiş olacak ve orada da perspektifimiz tek haneli enflasyon!

Bunca lakırdı arasında en mantıklı izahı o yapmış... Hele 2025’i bir görelim, orta vadeli program 2026’da bir netleşsin, 2027, olmadı 2028, o değilse 2030’a bakılır artık demeye getiriyor!

Görüldüğü gibi ne başkomutanın, ne onun seçtiği komutanların ekonomik kurtuluş savaşı veren memleketteki gerçek enflasyon nedeni, gideceği yer, düşeceği tarih ile ilgili bilgileri yok. Bildikleri tek şey, bir gün düşecek!

Bunu söylemek için baş ekonomist, başkomutan falan olmaya gerek yok.

Çık sokağa, 7’den 90’a önüne gelene sor... Enflasyon ne zaman düşecek?

Şak diye verirler yanıtı... Çıkmaz ayın son çarşambası!

ASAL Araştırma Şirketi bunu doğrularcasına çok yeni bir anket yaptı. İnsanlara, en önemli sorun sizce ne ve sorunları kim çözer diye sordu. Yurttaşlara göre en önemli sorun enflasyon! Enflasyonu, sorunları kim çözere verilen yanıtlar ise şöyle...

Her 100 kişiden 27.9’u AKP, 26.7’si hiçbiri, 18.8’i CHP, 7.2’si fikrim yok, 6’sı İYİ Parti, 4.9’u HDP, 4.7’si MHP, 3.8’i de diğer partiler dedi!

Yani seçimin üzerinden 2.5 ay bile geçmeden bu iktidarla da bu muhalefetle de değirmenin dönmeyeceğini görmüş millet.

Çünkü Türkiye’deki sorun ‘klasik mali sorun’ olmaktan çoktan çıktı... Adalet olmadığı, ahlaksızlık enflasyonu arttığı, kör tuttuğunu öptüğü, gemisini kurtarana şahane kaptan dendiği, diyanetten Kızılay’a neredeyse tüm kurumlara bakışımız değiştiği için ‘derin bir güven sorununa’ dönüştü...