Pet şişeden yapılmış svetşörtler geliyor Çin’den...

Eskiden kanserojen yiyorduk, artık kanserojen giyiyoruz.

Pet şişeden üretilmiş kumaş, çorap, battaniye ithal ediliyor.

“Çevre dostu” diye tanıtılıyor!



Tehlikeli boyutlarda kimyasal maddeler içeren “zehirli ayakkabılar” ithal ediyoruz Çin’den... Bizzat ticaret bakanımız açıkladı. Yanık kokusu vardır ya, derisi işte öyle kokuyor, elini biraz bastırarak sürtersen, boyası sıyrılıyor, kaşınma, kızarıklık, cılk yara yapıyor.



Çocuklarımızın, bebelerimizin elindeki her dört oyuncaktan üçü Çin’den geliyor.

Savcılarımızın soruşturmaları neticesinde, kanserojen olduğu, sinir sistemine hasar verdiği tespit edildi ama, geliyor.



Çin’den çöp ithal ediyoruz.

1970’lerden beri dünyanın en fazla çöp ithal eden ülkesi Çin’di.

Çöp ithal etmeyi yasakladılar.

Şu anda Çin’in çöpünü bile biz alıyoruz.

Çöplük olmaktan vazgeçen Çin’in çöplüğü olduk.



Çanakkale’de Seyit onbaşı bibloları satılıyor, Çin malı, papyonlu!

Muska nedir bilmedikleri için, sırtında devasa top mermisi taşıyan Seyit’in fotoğrafına bakıp, olsa olsa papyondur demişler, papyon takmışlar.

Smokinli Seyit onbaşı biblosu bile var.

Papyon takınca, bari smokin de giydirelim diye düşünmüşler.



Konya’da Mevlana Müzesi’nin çevresinde semazen bibloları satılıyor, düğmesine basıyorsun, semazen dönerken “Konyalım Yürü” türküsü çalıyor.

Tasavvuf müziğiyle filan uğraşmamışlar, Konya’da satılacak diye araştırma yaparken Konyalım Yürü’yü bulmuşlar, onu yüklemişler.

Trabzon’da satılacak desen, kolbastı’yla dönecek semazen!



Sayın hükümetimiz, nüfusu az diye Hereke Belediyesi’ni kapattı.

Türkiye’de resmi adıyla Hereke diye coğrafi bir bölgemiz kalmadı.

Bunu fırsat bilen Çin hükümeti, Nanyang şehrinde “Hereke Sanayi Bölgesi” kurdu, Hereke adının tescilini aldı, halı üretimine başladı.

“Made in Hereke” diye kakalıyorlar.

Dünya pazarındaki payımızdan vazgeçtik, Türkiye’deki halı pazarının yüzde 90’ı bile Çin’in eline geçti, Kapalıçarşı’da Çin Herekesi satılıyor.



Seccadeler Çin’den geliyor.

Takke, tespih, zikirmatik, hatimmatik, kıbleyi gösteren pusula, ezan okuyan kabe maketi, kontağa bastığında yol duası okuyan cihaz... Diyanet’in hacılarımıza dağıttığı şemsiyeler bile Çin malı.



Prezervatif geliyor Çin’den.

Şişme kadın geliyor.



Kirpik geliyor Çin’den.

Kaş geliyor.

Peruk geliyor.

Botoks geliyor.



Milli yemeğimiz kuru fasulye’yi artık Çin’den ithal ediyoruz.

Ceviz, kestane, kabak çekirdeği, sarımsak, soğan geliyor.

Pirinç, ayçiçeği, zencefil, soya, karabiber geliyor.

Bal geliyor, meyve tohumu geliyor.

Ahtapot, kalamar, karides geliyor.

Türk mutfağı dediğin, sanırsın Çin mutfağıdır.

Tabak, tencere, çatal bıçak, tuzluk.

Hamurun bayatlamasını geciktirmek için kullanılan, domuz kılından üretilmiş katkı maddesi geliyor.



Ağaç getiriyoruz Çin’den, plastikten!

Şehirlerimizdeki caanım ağaçlarımızı kesiyoruz, avm yapıyoruz, avm’lerin bahçesine bu plastik ağaçları dikiyoruz.



Akp belediyelerinde dinozor modası var ya...

O maket dinozorlar Çin’den geliyor.



Tebeşirlerimiz Çin malı.

Kalem, kalemtıraş, kalem kutusu, silgi, defter, matara, abaküs, kuru/sulu/pastel boya, beslenme çantası, yapıştırıcı, mürekkep, karatahta, sınıf duvarlarına asılan harita, termometre, kağıt, karton, dosya, kravat, her 10 okul çantasından 9’u Çin’den geliyor.

Cin Ali’miz vardı, hatırlarsınız.

Milli eğitim maskotu.

Çin Ali haline geldi!



Türkiye’de insana verilen değer sıfır.

Ama, Çinli’nin ölüsü bile para ediyor.

Çin’den kadavra ithal ediyoruz.



Türkiye’yi ampul partisi yönetiyor.

Ampul, Çin’den geliyor.



Yerli ve milli ayaklarına yatanlar iyi okusun.

Türk Bayrağı, Çin’den ithal ediliyor.



(Son beş yılda Çin’e 13 milyar dolarlık ihracat yaptık.

Karşılığında 113 milyar dolarlık ithalat yaptık.

Ucuz denilen Çin malı işte bu...

Beş yılda 100 milyar dolarımızı aldılar!)



Ameliyat önlüğünden şırıngaya, neşterden sargı bezine, tekerlekli sandalyeden işitme cihazına, kalça protezinden diş dolgusuna, kalp damarlarına takılan stentlerden memelere takılan slikonlara kadar, sağlığımıza dair ne varsa, hepsini Çin’den ithal ediyoruz.



E, hal böyleyken...

Çin’den aşı gelecek diye, sayın ahalimiz endişelendi.

Acaba güvenli mi?

Brezilya, Endonezya ve Filipinler gibi tırışkadan ülkeler haricinde niye kimse almadı?

Kobay mı olacağız filan?



Takmayın böyle şeyleri kafanıza gözünüzü seveyim.

Maazallah bi sakatlık olursa, Çin’den bol bol kefen bezi alıyoruz.

Ucuza ceset torbası da geliyor hamdolsun, hiç merak etmeyin.