Futbol tarihinin en golcü oyuncusu Ronaldo’yu 40 yaşına girerken hala seyretmek büyük bir ayrıcalık. Bu kadar üst düzey bir turnuvada elinden gelen her şeyi yapıyor.

Portekiz guruptan çıkarken ilk kez gol sevinci yaşayamamıştı... Dün akşamki maçın ilk yarısında şunu gördük, bütün takım gol atması için ona çalışıyor. Duran topları alışık olduğumuz gibi hep o kullanıyor. Portekiz, onun çabasına rağmen ilk yarıyı isabetli şut atamadan tamamladı.

Slovenya sakin kalarak, ani ataklarla sonuca gitmeyi planlamıştı. Sporar ve Sesko, bu plana çok uygun isimlerdi. Portekizli oyuncular, birebir baktığımızda, kariyer olarak Slovenya takımı oyuncularının çok üstünde. Takım savunmasını bu detaydan dolayı hatasız yapmak zorundaydı Slovenya... Bu anlayışta uzun süre başarılı oldular.

Portekiz Teknik Direktörü Martinez, takım net pozisyonlara giremeyince, Jota hamlesini de yaptı. Geçen sezon Milan’da, toplamda 15 gol ve 12 asistle oynayan Leao, rakip savunmayı yıprattı fakat sonuç alamadı.

Bitime artık 15 dakika kala, Slovenya uzatma planlarını yapmaya başlamıştı. İkinci devrenin başındaki Portekiz temposu yavaş yavaş düşüyordu. İşin gerçeği, İngiltere’yi seyrederken içimiz nasıl sıkılıyorsa, dün akşamki maçın büyük bölümünde aynı hislerle Portekiz’i izlemeye başlamıştık.

Uzatmada gelen penaltıyı Ronaldo kullanırken, işi yine ben bitireceğim duygusuyla topa vurmuştu sanki... Oblak yaptığı kurtarışla kuşkusuz Slovenya tarihine geçti. Penaltı kaçtıktan sonra Ronaldo’nun gözyaşları, Sesko net golü kaçırmasa devam edecekti. Penaltılarda meydan okudu ve bu defa attı. Diogo Costa 3 penaltıyı kurtarınca, Portekiz çeyrek finale yükseldi.