Ülkede ekonominin yoluna girmesi için her şeyden önce “Kamuda tasarruf” gerekiyor.

Sadece vatandaşın tasarrufu ile işler düzelmez.

Ancak “Kamuda tasarruf” sadece bir masaldan ibaret...

Diyanet İşleri Başkanlığı, fahiş harcamalar, beş yıldızlı otellerde toplantılar, karı-koca birlikte hac ziyaretleri, lüks makam araçları ve görkemli ziyafetlerle gündemden düşmüyor.

Bastırdığı takvimde vatandaşa “Açlık ve yoksulluk imtihandır” diye nasihat eden Diyanet İşleri, bu sözlerinin aksine lüks harcamaya doymuyor!

Hani “Âleme verir talkını, kendi yutar salkımı” diye ünlü bir söz vardır ya... Diyanet İşleri’nin durumu da öyle...

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın 3 adet Mercedes, 1 adet Mercedes Vito ve 1 adet de TOGG olmak üzere 5 adet makam aracı var. “Tasarruf” Ali Bey için sadece lügatte bir kelime!

Bu arada Ali Erbaş’ın muhterem eşi Seher Erbaş’ın bir değil, üç değil, tam 5 defa kurasız bir şekilde hacca gittiğini de belirtelim!

Ne diyebiliriz ki? “Devlet malı deniz” nasıl olsa!

★★★

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, oturduğu koltuğun sorumluluğu gereği, son günlerde etrafta yoğun bir şekilde dolaşan iddialara da mutlaka bir açıklama getirmeli. 

1) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Amerika’da 11 villası var mı?

2) Diyanet’in toplam 88 milyon mal varlığı olduğu iddiaları doğru mu?

3) Her sabah Diyanet’ten iki görevli konuta giderek binanın temizliğini yapıyor mu?

4) Beş defa hacca giden Seher Erbaş’ın beraberinde, ona hizmet etmeleri için villada temizlik yapan işçileri de götürdüğü doğru mu?

5) Konutun elektrik, su, internet ve telefon gibi giderleri Diyanet bütçesinden mi karşılanıyor?

★★★

“Kılıçlı” Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, şimdiye kadar bu sorulara bir açıklama getirmedi.

Geçtiğimiz hafta içinde Diyanet İşleri’nde, basın mensuplarıyla yapılan toplantıya, SÖZCÜ muhabirleri alınmadı.

Başkan Ali Erbaş, kendisine bu soruların sorulmasından endişe ettiği için mi SÖZCÜ muhabirlerini Diyanet’in kapısından geri çevirdi?

★★★

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Kamuda tasarruf” diye, ne kadar yırtınırsa yırtınsın, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere devlet kurumları tasarrufa yanaşmayıp aşırı harcamalara devam ederlerse, tüm yük yine fakir-fukara halkın sırtına biner ve ekonomide beklenen düzelme hayal olur!

“Öyle zaman gelecek ki!”

Değerli tıp adamlarımızdan Prof. Dr. Necati Tolun’dan ilginç bir mesaj aldım.

Tolun Hoca “20’nci Yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen isimlerinden İngiliz yazar George Orwell, 1948 yılında yazdığı ünlü ‘1984’ adlı eserinde bakınız ne söylüyor?” diyor ve onun şu sözlerini ekliyor:

“Öyle zaman gelecek ki, bazı ülkelerde, bazı yöneticiler, halklarını kendi istediği şekil ve inançlara eviremeyeceklerini anlayıp, dışarıdan kendilerine uyan başka toplumları getirip onlara vatandaşlık vereceklerdir!” 

Orwell’in 76 yıl önce yazdıkları günümüzde sizlere bir şey hatırlatmıyor mu?

Bölükbaşı’dan bir anı!

Türk siyasetinin en renkli kişilerinden biri olan rahmetli Osman Bölükbaşı’dan (1913-2002) bir anı... Bölükbaşı, Diyarbakır’da, meydanda toplanan büyük kalabalığa soruyor:

“Bunlar milleti soydu, doğru mu?

Halk cevap veriyor:

“Dogridir.”

“Halk aç ve sefil, doğru mu?”

“Dogridir.”

“Bunlar vatanı satıyorlar, doğru mu?”

“Doğridir.”

“Ben, bunları yüzlerine karşı söylediğim için bana ‘deli’ diyorlar...”

Soru yok ama halk yine cevap veriyor:

“Dogrudir!”

GÜNÜN SÖZÜ

Dünyada en ucuz şey hayallerdir. Çünkü hepsi bedavadır!