Değerli okurlar: Çok değil, 10 yıl önce Türkiye gündeminde, iktidar tarafından bir açılım süreci başlatıldı. O sürede bu konu ile ilgili AKP’nin üst düzey yöneticileri ve yandaş  bazı yazarların neler söylediklerini medyaya düşen şekliyle bir hatırlayalım.

7 Haziran 2014
“Öcalan’ın mesajları bizim de düşüncelerimiz”
BEŞİR ATALAY-Başbakan Yardımcısı

7 Haziran 2014
“PKK ile AK Parti doğrudan görüşüyor”
EFKAN ALA-İçişleri Bakanı

26 Ocak 2013
“Öcalan bölgenin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor”
SADULLAH ERGİN-Adalet Bakanı

28 Haziran 2013
“Öcalan kadar ilkeli olun”
ABDURAHMAN BOYNUKALIN-AKP Milletvekili

22 Ocak 2013
“Öcalan iyi ki bu dönemde muhatap”
MELİH ALTINOK-Yandaş Yazar

3 Aralık 2014
“Öcalan gerçek bir önder ve lider”
ETYEN MAHÇUPYAN-Başbakan Başdanışmanı

7 Haziran 2014
“Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var”
YALÇIN AKDOĞAN-Başbakan Yardımcısı

24 Kasım 2014
“Siz kim oluyorsunuz da Öcalan’ı zor duruma düşürüyorsunuz”
BÜLENT ARINÇ-Başbakan Yardımcısı

Oslo Görüşmesi
“Erdoğan Öcalan ile yüzde 95 uyuşuyor”
HAKAN FİDAN-Erdoğan’ın sır küpü

22 Ocak 2015
“Öcalan faktörü iyi ki var”
CEM KÜÇÜK-Yandaş Yazar

31 Ocak 2014
“Öcalan Türkiye’nin Demokrasisine katkı sağlıyor”
MEHMET METİNER

18 Temmuz 2013
“ Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor”
YİĞİT BULUT-Cumhurbaşkanı Başdanışmanı

19 Temmuz 2013
“Öcalan Dünyanın geleceğini okuyor”
YASİN AKTAY-Başbakan Yardımcısı

15 Haziran 2014
“Beğenmeseniz de Kürtlerin lideri Öcalan’dır”
BEŞİR ATALAY-Başbakan Yardımcısı

24 Nisan 2013
“Bebek katili denen insan Türkiye’nin önünü açtı”
NİHAL BENGİSU KARACA

On yıl sonra; 85 milyonun Cumhurbaşkanıyım diyen Sayın Erdoğan; “Mardin ve Şırnak  yerel seçim gezisinde “Bize oy versin ya da vermesin 85 milyonun  hizmetkarıyız” demekle kalmıyor, CHP’ye verip veriştiriyor ve  sonunda "AKP’ye oy verin" diyor.

Devam ediyor; Sayın Erdoğan, “21 yıldır emanetini taşıdığımız aziz milletimize asla yalan söylemedik, insanımıza karşı daima dürüst olduk. Bir de karşı tarafa bakıyorsunuz ortada ne şeffaflık var, ne dürüstlük var. Kent uzlaşısı diye bir şey uydurmuşlar, kimin eli kimin cebinde belli değil. Belediyeleri DEM’le beraber yürütecekler, DEM’siz yürütecekler diye ikiye ayırmışlar. Tutarsızlık, siyasi ahlaksızlık bunların adeta paçasından akıyor” diyor!

Ağrı mitinginde yine DEM partiyi hedef alıyor: "Çıkmış tek parti faşizmini hortlatmak için CHP ile bir olup sizlerin iradesine ipotek koymak istiyor. Dün silahla yaptıklarını bugün gizli ittifaklar kurarak gerçekleştirmenin gayretleri içindeler."

Değerli okurlar: 10 yıl önceki söylenenlerle, 10 yıl sonraki söylenenler karşısındaki yorumu siz değerli okurlara bırakıyorum...

Ülkede, siyaset çirkinleştiği gibi kullanılan dil de üstüne üstlük mide bulandırıyor. Bu kullanılan dil ve söylenilen yalan yanlış  sözler yakışıyor mu?

Bir seçim kazanmak için seçmene meydanlarda anlatılan (yalan demeye artık utanıyorum) gerçek dışı söylemlerle birbirlerini karalamanın kime ne faydası var? 14 Mayıs seçiminde iktidarla ittifakta olacak, yerel seçimde kendi adayları ile seçime girince "zübük...", yakışıyor mu?

Yukarıda ne diyor Sayın Erdoğan; "21 yıldır emanetini taşıdığımız aziz milletimize yalan söylemedik..."

Değerli Okurlar: Hem Sayın Erdoğan hem de AKP’nin tüm organlarında metal yorgunluğu var. Açık edilmiyor ama parti içten içe kaynıyor. Dikkat edilirse, artık kullanacakları argümanlar da kalmadı. Bu seçimlerde koydukları çoğu adayın yetersiz olduğunun da farkındalar. Sıkıntı, ellerinde aday gösterebilecek donanımlı adamları kalmadı. Her seçimde meydanlara sığmayan kalabalıklara konuşan Sayın Erdoğan, dikkat edilirse artık eski kalabalıkları toplayamıyor.

Yönetenler; halk çok yorgun, halk yoruldu, halk çaresiz şimdi ne yapıyor derseniz? Teoman Alpay’ın hüzzam eserini rahmetli Adnan Şenses’ten  dinliyor. “Yorgunum dostlarım yorgunum artık, vefasız yıllara dargınım artık.."

SON SÖZ: Senin paranla sana çorba vereni alkışladığın sürece aç kalmaya mahkumsun! ANONİM