Günümüzde, okul öncesi hariç 12 yıl eğitim süreci var, üzerine 4 yıl da üniversite... Yüksek lisans ve doktora dahil edilirse, ortalama 20 yılını eğitim sistemi içinde geçiriyor insan. Pek azı verimli, pek çoğu için bomboş, çöp... Neyi nerede kullanacağını bilmeden, çoğunun ne işe yaradığını bile anlamadan, ezberletilen bilgilerle dolu bir eğitim serüveninin sonunda elimizde cahil ama diplomalı bir nesil var.
“Peki ne yapmalı?” diye dünyaya bakarsak, Finlandiya eğitim sisteminin en başarılı ve örnek alınan modellerden biri olduğunu görürüz. Finlandiya’da öğrenciler 7 yaşında okula başlıyor, günde ortalama 4-5 saat ders görüyorlar.
Ödev ve sınavlar ise oldukça sınırlı, ancak tamamen yasak değil; özellikle ileri sınıflarda bazı değerlendirme süreçleri mevcut. Bu yüzden Finlandiya’da akşamları çocuklarına ders çalıştıran, proje ödevi için karton arayan veliler yok. Çünkü eğitimin yeri okul!
★★★
Bizde ise hâlâ “En başarılı öğretmen en çok ödev veren!” anlayışı hâkim. Veliler ve öğretmenler el birliğiyle çocukları sınav dolu bir geleceğe hazırlamak için ödev ve test bombardımanına tutuyor.
Finlandiya’da ilkokul öğrencilerinin teneffüs süreleri 75 dakika. Türkiye’de ise bu süre sadece 45 dakika. Az ders saatiyle dünyanın en iyi eğitiminin Finlandiya'da olmasının sırrı oradaki çocukların olağanüstü zeki olmasında değil; nitelik ve nicelik dengesinin doğru
kurulmasında.
Finlandiya’da okullarında spor ve sanat eğitimi çok önemli. Bizdeyse bu dersler genelde boş geçiyor ya da önemsiz görülüyor.
Oranın eğitim sisteminde eşitlik ilkesi çok önemli; tüm öğrencilere, ekonomik durumlarına bakılmaksızın aynı fırsatlar sunuluyor. Öğle yemeği, okul gereçleri ve sağlık hizmetleri ücretsiz. Okul günleri kısa, tatiller uzun. Öğrencilerin oyun ve sosyal aktiviteleri eğitimin bir parçası; bu sayede de öğrencilerin büyük çoğunluğu mutlu.
Oysa yapılan araştırmalara göre Türkiye'deki 11-18 yaş arası gençler, Avrupa’da yaşayan yaşıtlarına göre kendilerini daha mutsuz olarak tanımlıyorlar.
★★★
Aynı durum eğitimciler için de geçerli.
Finlandiya'da öğretmenler ve eğitimciler, eğitim sisteminin en önemli unsurlarından biri olarak kabul edilmekte ve yüksek bir saygınlığa sahip. Öğretmen olmak için yüksek lisans şart.
Kimse onlara "Bütün sene yatıp da para alıyorlar, çok tatilleri var, bu paraları hak etmiyorlar" demiyor.
Yıllık ortalama gelirleri 35.000-50.000 Euro arasında değişiyor. Çalışma saatleri ise haftada 15-20 saat. Kalan zamanlarını planlama, değerlendirme ve mesleki gelişim için kullanıyorlar.
Türkiye’de ise öğretmenler haftada 30 saat ders veriyor ve yıllık bazda yaklaşık 420.000 TL yapıyor (yaklaşık 14.000 Euro) Yıllık gelirleri Finlandiya’daki meslektaşlarının çok altında olmasına rağmen, çoğu kişi tarafından bu meblağ bile çok görülmekte.
Son dönemde Milli Eğitim’de yaşanan temizlik ve müstahdem krizi ise bizim diğer ülkelerde çocuklara ve eğitime verilen değerin ne kadar uzağında olduğumuzun ayrı bir göstergesi. Tasarruf tedbirleri kapsamında okullarda yeterli temizlik personeli için bütçe ayrılmamakta, bunun sonucunda da hijyen koşulları son derece yetersiz ve gittikçe tehlikeli boyutlara ulaşmakta.
Yetkililerden ümidi kesen veliler ve öğretmenler bu sorunları kendi emekleri ve imkanlarıyla halletmeye çalışıyorlar.
Sonuç ortada: Bizim çocuklarımız günde 8 saat ders görüp, üzerine etütlere katılıp, ödev yaptıkları halde aldıkları eğitim, Fin çocuklarının eğitim kalitesine yaklaşamıyor bile.
Bir şeylerin yanlış olduğunu görüp anlamak için âlim olmaya gerek yok. Sadece biraz bakıp, görüp, düşünmek gerekiyor!