MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim'de Abdullah Öcalan'a yaptığı tarihi çağrı sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan herhangi bir açıklama gelmemesi kamuoyunda büyük şaşkınlık yarattı.

Günler geçti, Erdoğan defalarca kürsüye çıktı, hatta uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Ama Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı o açıklamalara 8 gün sonra kendi partisinin grup toplantısından yanıt verdi.

Ama meğer o 8 günde de sessiz değilmiş.

Aşama aşama gelen bir plan varmış. 

Bir süredir iktidar tüm tuşlara aynı anda basıyor, toplumun sinir uçlarına dokunuyor diye konuşuluyordu.

Bu kez o basılan tuş öyle beklenmedikti ki, adeta kısa devre yaptırdı.

Atılan taşla birçok kuş aynı anda vuruldu.

Türkiye'deki 57 ilden daha fazla nüfusa sahip olan Esenyurt'ta, her iki kişiden birinin oyunu alarak göreve gelen Belediye Başkanı Ahmet Özer tutuklandı, yerine kayyum atandı.

Gelin gün gün neler olduğuna daha yakından bakalım.

***

Önce ay başına gidelim.

Mahkeme başkanlığı yaptığı sürede Canan Kaftancıoğlu, Enis Berberoğlu, Selahattin Demirtaş, Şebnem Korur Fincancı, Selçuk Kozağaçlı gibi birçok önemli ismin davalarında kritik kararlar veren Akın Gürlek 2 Ekim'de Adalet Bakan Yardımcısı'yken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandı.

Ahmet Özer soruşturmasının talimatını o verdi.

Özer'in tutuklanmasından sadece 2 gün önce, 28 Ekim'de ise CHP'den önce ilçeyi 13 yıl yöneten AKP'li eski Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu hizmetlerini hatırlattığı bir video paylaşıp "Esenyurt'a döneceğiz" mesajı yayınladı.

Kadıoğlu'nun bu paylaşımı önemliydi.

Çünkü sosyal medyayı sık kullanan biri değildi.

31 Mart seçimlerinden sonra 15 Temmuz anması dışında paylaşım yapmamıştı.

Ta ki geçtiğimiz haftalara dek.

3,5 ay sonra, 21 Ekim’de bir Youtube yayınına katılıp yine Esenyurt'taki hizmetlerini anlattı.

Ardından da 28 Ekim'deki o çok konuşulan paylaşım geldi.

Tutuklama haberi sonrasında Kadıoğlu yorumlarının zorlama olduğunu iddia etti ama kafalar karıştı.

Çünkü her ne kadar 2017'de istifa etmeden önce reşit olmayan genç kadınlarla videoları ortaya çıkmış, hatta Erdoğan'la ilgili olumsuz bazı konuşmalarının Cumhurbaşkanı'nın kulağına gittiği ve aralarının açıldığı haberleri kulislere yansımış olsa da, Kadıoğlu yıllarca Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen bir isimdi.

Erdoğan'ın İBB Başkanı olduğu dönemde danışmanlığını yaptı.

İBB Kaynak ve İştirakler Daire Başkanlığı görevinde bulundu.

2,5 trilyonluk kayıt dışı gelir sağlandığı iddiasıyla açılan Akbil yolsuzluğu davasında yıllarca Erdoğan ile birlikte yargılandı.

Sonrasında henüz bir beldeyken Esenyurt'un başına getirildi.

Esenyurt ilçe yapıldı, Kadıoğlu tarafından 13 yıl yönetildi. 

O süreçte Esenyurt rant odaklarının adeta bir cazibe merkezi oldu.

***

Tekrar kronolojik anlatımımıza dönelim.

Kadıoğlu’nun bu paylaşımı yaptığı günlerde bir yandan da sessiz sedasız Esenyurt genelinde gösteri ve yürüyüş yasağı ilan edildi.

30 Ekim sabahında ise Ahmet Özer Ergenekon ve Balyoz dönemlerini hatırlatan bir şafak baskınıyla evinden gözaltına alındı, aynı gün tutuklandı.

İddianame yine o dönemleri hatırlatan detaylarla doluydu.

Hatırlarsınız, Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerine açılan davanın iddianamesinde parkeciye ödeme amaçlı para göndermek, pideciyle sipariş için telefonda konuşmak gazetecilerin FETÖ ile bağlantılı oldukları iddiasıyla yargılanmalarına sebep olmuştu.

7 yıl sonra bu kez, başsağlığı telefonu ve kira ödemesinin suç delili olduğu öne sürüldü.

23 Ekim'deki terör saldırısı sonrasında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesindeki TUSAŞ'ın güvenlik kamerası görüntülerinin basına bir anda özellikle de iktidara yakın Sabah Gazetesi üzerinden servis edilmesi şaşırtmıştı.

Bu olayla ilgili de yine aynı gazete ön plana çıktı.

Özer tutuklanmadan, tutuklandı diye son dakika haberi yapıldı.

Sonrasında daha tutuklama yokken, yine aynı gazete tarafından Özer'in yerine Beşiktaş Kaymakamı'nın kayyum olarak atandığı haberi yayınlandı.

O sırada CHP'li vekiller TBMM'de nöbetçi olan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'dan bilgi almak istedi.

Ama onun bile süreçten haberi yoktu.

Sabah saatlerinde başka bir isim, Can Aksoy kayyum olarak atandı.

Kimilerine göre AKP içindeki rant kavgası nedeniyle isim önden sızdırıldı operasyon çekildi.

Kimilerine göreyse haberin zamanlamasında hata yapıldı, ismin değiştirilmesi gerekti.

***

Aynı gün içinde tutuklama ile sonuçlanan olağanın dışındaki hızda ilerleyen süreçle iktidar bir taş atıp aynı anda birçok kuş vurmuş oldu.

CHP içine adeta bir bomba atıldı.

Parti içindeki ayrım ayyuka çıktı.

ABB Başkanı Mansur Yavaş ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki görüş ayrılıkları keskinleşti.

Her ne kadar Yavaş bir cenazeye katılması gerektiğini söylese de destek için Esenyurt'a gelmemesi dikkat çekiciydi.

Sonrasında yaptığı hiçbir açıklama o mesajın önüne geçmedi, geçemedi.

Diğer yandan bir önceki seçimlerde "Velev ki montaj" diyerek sahte videolarla seçim propagandası dahi yapabilen AKP'nin eline bulunmayacak bir fırsat geçti.

DEM Parti Eş Genel Başkanları CHP'nin seçim otobüsünün üzerinde konuşma yaptı, Esenyurt'ta CHP ve DEM Parti bayrakları birlikte dalgalandı.

Bu terör ile DEM Parti ve CHP'yi yan yana göstermek için yoğun çaba sarf eden iktidarın yıllardır görmek istediği görüntüydü.

Üstelik bundan sonrası ile ilgili de tartışma çok.

Kendisine danışmanlık yapmış bir isim de olan Özer'in tutuklanmasıyla hedef İmamoğlu mu sorusu gündeme geldi.

Yapılan açıklamalardan İmamoğlu cephesinin de bunu böyle algıladığı aşikar.

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman ise el yükseltti.

Yine "Kent Uzlaşısı" ile kazanılan Akdeniz ve Toroslar Belediyeleri'nin ve İBB Meclisi'ndeki üyelerin de incelenmesini talep etti.

İmamoğlu yaşananlar için "fragman" dedi.

Bu fragmansa filmin içeriğinde nelerin olacağı merak konusu.

Ancak iktidarın bugüne kadar vizyona koyduğu normalleşme senaryolarının güce can suyu olmanın ötesine geçemediği artık su götürmez bir gerçek.