Rizeli kamyon şoförü kasanın arkasına yazmış... Sen çok tatlı olabilirsin ama ben şeker hastasıyım!
Seninle uzun yola çıkmak vardı ama sen seversin yarı yolda bırakmayı demiş başka biri.
Dayı şu hayalleri siyah poşete koy ki kimse görmesin yazanı da var, sen dalgana bak ben frekansı ayarlarım diyen de...
Kamyon kasası edebiyatı üniversitelerde tez konusu bile oldu. Örneğin 30-40 yıl önce kasaların arkasında iki söz varmış. Allah Korusun ve Maşallah! Türkiye’ye gelen bir yabancı ülkesine döndüğünde, “Türkiye’de iki dev nakliye şirketi var. Birinin adı Allah Korusun, diğerinin ise Maşallah” diye anlatmış durumu!
Kamyonlar çoğalınca kasa arkası edebiyatı da arttı haliyle... İnsanlıktan iktidara, ekonomiden dostluğa ne ararsan yazıldı...
Her şeyi bilmene gerek yok, haddini bil yeter... Beni yollar değil mevzular yordu... İnsanlık buysa üstü kalsın... Sağdan git iktidar olursun! İstediğin yere git, yeter ki aklıma gelme!
Hayatımı yazsam, duble yol olur... Benden sana bir akıl, aklın varsa tek takıl... Sellektör yapmanıza gerek yok, zamanı gelince alayınıza yol vericem!
Adımı avucuna yaz, hatırladıkça avucunu yalarsın!
İlerde güzel günler göreceğiz demişlerdi, daha ne kadar gideceğiz? Beni takip etme, ben de yanlış yoldayım... Vedalar soğuk olur sıkı giyin reis...
Biz kimseyi yarı yolda bırakmadık, onlar kendileri indiler... Otopsi istiyorum! Hayallerim eceliyle ölmüş olamaz... Kader satılmıyor ki iyisini alalım... Öyle bir sihirbazsın ki beni bile kaybettin.
Bas gaza, frene, debriyaja götür ver parayı vergiye, stopaja! Neyim olursan ol sırtımdan vuran olma, orası çok kalabalık tanıyamam seni...
***
Kamyon kasası edebiyatından seçkiler de nereden çıktı?
Her şeyin ve memleketin gündem belirleme merkezinin başkanı da olan Erdoğan’dan!
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turu için devletin tüm olanakları, TRT’si, yereli-ulusalı yüzlerce televizyon kanalı ve gazete desteği ile çalışmalarına hızlı bir giriş yapan Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde şoför esnafını topladı, şöyle seslendi onlara:
“Bir esnafımızın ekmek teknesinin arkasında (kamyon kasasında demek istiyor) şunu gördüm, Bizi çekemeyen anten taksın! Bizim sevgimizi çekemeyenler de anten taksın mııı? Gerçi onlar sandıktan gelen mesajları anlamayacak kadar ülkelerinden kopmuş durumda... Bunlara anten de yetmez! Onun için uzaya İMECE uydumuzu gönderdik. Belki oradan alacakları sinyaller, hakikatleri görmelerini sağlar!”
Kendi yüzdesine bakıp, diğer yüzde 45’in verdiği mesaj uzaylılara verilmiş gibi yaptı, çok şakacı olduğu için ti’ye aldı rakipleri ve 25 milyon seçmeni.
Kasaya, ‘Mevzu atlı karıncalar değil, dönen dolaplar’ yazan bilge kamyon şoförü haklı.
Erdoğan’a görünenle, gerçek Türkiye çok farklı oysa! Fark alt alta yazılsa geçmediğimiz halde ödeme yaptığımız otoyollardan bile uzun olur.
Öyle ki, memleketin en fazla korunup kollanan kesimi, iş dünyası bile kamyoncu edebiyatına başladı mecburen.
Nakit akışı nanay, piyasalar şinanay!
İş adamısın dediler, kredi vermediler!
“Reel sektörde finansmana erişimde çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Türk Lirası ve döviz cinsi kredi verilmiyor. Bankalar günlük 5 bin dolarlık sınır getirdi” diyen İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel mesela, ‘Bizi çekemeyen anten taksın’ diyen Erdoğan gibi ‘çekici’ bir mesajla anlattı durumu: Bırak kredi çekmeyi, kendi dövizimizi çekemiyoruz!
Piyasanın hali öyle şahane ki(!) Merkez Bankası da ne yapacağını bilmiyor. 18 Mayıs’ta ‘kredi kartından avans çekimini sınırladım’ demişti, 19 Mayıs’ta ‘sınırı kaldırdım’ diyor!
Yani onlar da bilge kamyonculara özenip kendi kasalarına şu lafı yazdı bir bakıma: Beni takip etme güzelim, ben de yanlış yoldayım!
Yazıyı kasa edebiyatından seçtiğim, cips paketi gibisin yüzde 70’in hava ve sellektör yapmanıza gerek yok, zamanı gelince alayınıza yol vericez sözleriyle bitireyim...