Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştuKONUŞMADAN SATIRBAŞLARI
-Bazı işadamlarını iddianamenin içine almak için çok şaşırtıcı ve ürpertici kriterler kullandılar. Anayasa, yasalar değil şüphelinin çocuklarının okuduğu okul, abone olduğu gazete veya gazeteler bir hukuk kriteri olarak kullanıldı... Hukuk yoluyla bu ve buna benzer girişimlerin hesabı görülecek. Hiç kimsenin Türkiye'nin istikbaline, istiklaline özellikle Türkiye'nin kardeşliğine ekonomisine tuzak kurma hakkı yoktur, haddi de yoktur.
17 ve 25 aralık darbe girişimleri eğer başarıya ulaşsaydı, inanın Türkiye bugün bu rakamlara ulaşamayacaktı. Cumartesi günü Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Genel Kurulu’na katıldım. Hazırlanan ve panik halinde hazırlanan bir iddianame var. Bu iddianame emniyet içindeki bir grup tarafından fezleke olarak hazırlanıyor. Hakim ve savcıların imzalarıyla usulsüz dinlemeler yapılıyor. Çok sayıda iş adamı keyfi iddialarla bu fezlekeye alınıyor. Şahsım suç örgütü lideri olarak tanımlanıyor. Pek çok yerinde dönemin başbakanı ifadesi geçiyor. Çalışma arkadaşlarım örgüt üyesi olarak gösteriliyor. Eğer 25 Aralık’ta bu darbeyi yapabilselerdi, örgüt lideri dedikleri şahsımdan başlayıp, çalışma arkadaşlarımı, iş adamlarını tutuklayacak, Yassıada tipi mahkemelerde yargılayacaklardı.
-Gezi olaylarında başarısız oldular, 17, 25 Aralık darbe girişimlerinde başarısız oldular, şimdi terör meselesi üzerinden yeni bir senaryoyu devreye alma hazırlığı içindeler. Dou ve Güneydoğu'da bazı il ve ilçelerde sergilenen şımarıklığın artık sınırları zorlar bir noktaya geldiğini görüyoruz.
BAYRAK İNDİRİLMESİNE İLİŞKİN
-Neymiş çözüm sürecini sekteye uğratmamış. Gereği neyse yapılacak. Şimdi çıkacak birisi garnizonun duvarlarını aşacak, Türk bayrağını indirecek, o bayrağı indirirken o görevliler seyredecek. Neymiş? Çözüm sürecini sekteye uğratmayalım. Ne demek ya? O bayrağı indireni, neyse alacaksın indireceksin gereğini de yapacaksın. Yapmıyorsan da sorumlusun.
-Herhalde ben Ankara’dan gelip de o bayrağı indireni indirmeyeceğim. Burada çözüm süreci… böyle bir şey olmaz. Bunun gereği neyse bunu yapmaya mecbursun. Askerin polisin bahanesi olamaz. Ben buradan Güneydoğu’ya tüm kardeşlerime sesleniyorum. Yollar kesiliyor ne olacak? Efendim çözüm süreci sekteye uğramasın. Arkadaşlar böyle bir mantık olmaz. Gelip yolları kesen bu eşkıyalara teröristlere evet orada jandarması da polisi de haddini bildirecek. Bir devletin görevi yol emniyetini sağlamaktır, can emniyetini, mal emniyetini sağlamaktır. Sen bunları yapamıyorsan görevli olarak, onları da biz bütün gerek teftiş gerek onlarla ilgili yapılması gereken uygulamayı yaparız.
-Bunları tabi gözden tabi tekrar geçireceğiz. Şu anda gerekli adımları attılar atıyorlar. Görevden alınanlar, gözaltına alınanlar var. Şunu en baştan söylemek durumundayım. Türkiye Cumhuriyeti bayrağına bu saldırıyı yapan hain alçak, arkadan seyreden alçaklar, onları oraya gönderilen efendileri tarafından ölmeye gönderilmiş piyondan başka bir şey değildir.
-O piyon vurulup ölmesi için oraya gönderildi. Oradaki askeri personel de bayrağın indirilmesinin önünü almayarak istismarın önünü açtı. Bu terörist tel örgüyü aşarak garnizonun içine giriyor. Bu konuda gerekli araştırma yapılacak, hesap sorulacak dedim. Ve iki tanesi şu anda görev yerleri değiştirildi. Bazı zanlılar gözaltına alındı. İdari soruşturmalar başlatıldı.
-Bakın yazılan senaryo çok açık. Eğer o maşa, o sırada burulursa terör örgütü ve HDP kitleleri tahrik edecekti. Ama bu alçakça eylemi gerçekleştirdiğinde de MHP ve CHP tarafından, malum medya tarafından bayrağın indirilmesi fırsat olarak kullanılacaktı. O hain etkisiz hale getirilmedi, bayrağa saldırı bir nefret vasıtası olarak kullanılmaya başlandı. CHP ve MHP istismara başladılar. Paralel medya ırkçılık akan manşetleri devreye soktular. Şimdi kuzey güney batı karıştırılmaya başlandı. Deyim yerindeyse adeta bıçak sırtında gidiyoruz. Kan tacirlerinin kriz baronlarının pusuda beklediği, düşmemiz için ellerini ovuşturdukları hassas bir zeminde yürüyoruz.
“BUNLAR İÇİN KAN AKMIŞ, İNANIN HİÇ UMURSAMADILAR”
MHP şehit cenazeleri gelsin diye pusuda bekliyor. Bir işe de yaradığı yok. Durumu bu. CHP pusuda bekliyor. CHP’nin genel müdürü tv’ye çıkıyor, 17 çözüm önerimiz var diyor. Birinciyi söylüyor, ikinciye gelince unuttum diyor. Sonradan anlaşıldı ki madde sayısı da 19’muş. Bunu da hatırlamıyor. Meselenin bu kadar dışındalar. Yaşatmanın çözümün tarafında hiç olmadılar. Ama nerede cenaze istismar etmek varsa oraya koştular. BDP şiddet ve kandan beslenen siyaset günlerine dönmek için pusuda bekliyor. Şu anda paralel medyanın, malum medyanın gazete sayfalarına, tv ekranına, internet sitelerine bakın çatışma vesilesine döndürmek için çırpındıklarını göreceksiniz. Bunlar için kan akmış, inanın hiç umursamadılar, umursamıyorlar.
“BUNLAR İÇİN EN İYİ KÜRT ÖLÜ KÜRTTÜR”
Bu ülke 30 yıldır sadece terörle mücadele etmiyor. İşte bu kirli zihniyetle de mücadele ediyor. Terörü bir geçim kapısı haline getirmiş, yoksul çocukların ölümünü rant haline getirmiş kan baronlarıyla da bu ülke mücadele ediyor. İnanın bunlar için en iyi Kürt ölü Kürttür. En iyi Alevi ölü Alevidir. Örgütlerin dizinin dibine çökerler. Hiçbir zaman yaşatmanın tarafında olmadılar. Hiçbir zaman çözümün tarafında olmadılar.
Bıçak sırtında ilerlediğimiz bir süreçte, akbabaların pusuda beklediği bir süreçte, 77 milyon bu gerilim tuzağına düşmeyeceğiz. Şunu özellikle vurguluyorum, terör örgütünün yaptığı alçakça eylemler, benim Kürt kardeşime hiç kimse genellemesin. Ne HDP ne de terör örgütü benim Kürt kardeşlerimi temsil etmiyor. Bunlar aramıza giremediler ve giremeyecekler. Bizim en hassas değerlerimizi istismar etmek için ellerinden geleni yapacaklar. Bayrağımız vatanımız kardeşliğimiz üzerinden alçakça saldırıyı yapmaya çalışacaklar. Bizi kendilerinin o debelendiği bataklığa çekmek isteyecekler.
Milletimin hiçbir ferdi, kardeşimiz bu tahriklere gelmesin. Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu devlet de bu millet de hiç olmadığı kadar güçlüdür. Bayrağımıza el uzatan haine de, silahlı efendilerine de bu devlet gereken cevabı en sert şekilde verir.
