Tembellik yavaş yavaş gelir, önce gölge gibi, sonra bir alışkanlık. (Benjamin Franklin)
Pandemi, çalışma hayatında köklü dönüşüm gerçekleştirdi. Uzaktan çalışma, bir zamanların ‘lüksü’ iken bir gecede hayat kurtaran standart haline geldi. Şimdilerde ofis koridorlarında ayak sesleri yeniden yankılanmaya başladı. Nedeni basit, beyaz evlerinde kaykıldıkça, şirket kârları düştü.
Dell, Intel ve Amazon gibi dev teknoloji şirketleri 2024’te 260 binden fazla çalışanını işten çıkardı.
Nissan, kârlarındaki ciddi düşüş sonrası 9 bin kişiyi işten atacağını açıkladı.
Tarım devi Cargill de düşen emtia fiyatları ve gelirler nedeniyle küresel iş gücünün yüzde 5’ini azaltarak 8 bin çalışanını işten çıkaracak.
Şirketlerin yüzde 90’ı yılsonuna kadar çalışanlarını tam zamanlı ofise döndürmeyi planlıyor. Hatta yüzde 30’u geri dönmeyenleri işten çıkarmayı düşünüyor. Amazon, 2024’te 350 binden fazla çalışanına ‘tam zamanlı ofise dönün’ talimatı verdi.
NEDEN OFİSE DÖNÜŞ?
Şirketlerin ilk gerekçesi: Verimlilik. Stanford Üniversitesi’nden bir çalışma, fiziksel olarak bir araya gelen ekiplerin, sanal ekiplerden yüzde 15 ila yüzde 20 daha çok fikir ürettiğini ortaya koydu.
Her sabah yeni bir gün doğar;
Ve o gün her şey mümkün.
(Can Yücel)
Öte yandan hibrit çalışma, dengeli bir çözüm sunuyor. Ofise gidip gelme süresinden tasarruf eden çalışanlar, haftada ortalama 5-6 saat kazanıyor ve bu süreyi ya üretkenliğe ya da kişisel ihtiyaçlarına ayırabiliyor. Bu şirketler yüzde 21 daha çok kâr ediyor. Haftada 5 gün çalışanını işe getirenler ise kârını yüzde 5 artırabiliyor.
EKONOMİ KONUŞUR
Ofis kirası, elektriği, temizliği derken operasyonel masraflar büyük yük. 2019’dan 2023’e kadar kirası ödenen boş ofis sayısı yüzde 60 artmış. Çalışanlar ofislere dönmese bile bu mekanlara para ödeniyor. Şirketlerin çoğu, ofis alanlarını uzun süreli kiralamalarla bağlamış durumda. Ayrıca bir şirketin binasının olması prestij meselesi.
“Her yerden çalışabilirsiniz ama köklerinizin olduğu bir yer her zaman size güç verir.” (Mary Oliver)
Ekip ruhu ve şirket kültürü, çalışanın masa başında oturmasından öte bir şey. Zoom toplantıları, Teams mesajları bu boşluğu doldurabilir mi? Hayır. İnovasyon ve iş birliği için aynı odada olmak gerekiyor. Deloitte’ın raporuna göre, iş birliği yapan ekipler, iş birliği yapmayanlara kıyasla 5 kat daha yüksek performans gösteriyor.
Ancak bu da tek taraflı bir bakış açısı. Çalışanlar, ‘şirket kültürü’ adı altında boş yere ofise çağrılmak da istemiyor. Esneklik artık bir lüks değil, temel bir ihtiyaç. McKinsey raporu çalışanların yüzde 87’sinin hibrit çalışmak istediğini söylüyor. Özellikle genç nesil, iş seçiminde esnekliği dikkate alıyor. Patronların bunu görmezden gelmesi, yetenek kaybına yol açıyor.
Diğer yandan aynı saatte yatmak, sabah erken kalkmak, duş, kahvaltı, kişisel bakım, üst başa özen göstermek, kişinin iç disiplini açısından iyi bir şey. İş arkadaşlarıyla birliktelik, kavga gürültü, sosyalleşme, rekabet, hep özlediğimiz şeyler. Bizi biz yapan, geliştiren...
Ayrıca size bir sır vereyim. Evden çalışanların işten çıkarılma olasılığı; ofise düzenli gidenlere göre yüzde 35 daha yüksek. Terfi şansları da yüzde 31 oranında az. (Kaynak: Live Data Technologies)
O zaman marş marş!
Çalışmak, hayatı tamamlayan bir şiirdir;
Duruşların en yücesidir.
(Pablo Neruda)