Muğla’nın Milas İlçesi’nin 354 nüfuslu Dibekdere Mahallesi’nde davul zurna çalmak bir zanaat, iş, hobi, ekmek parası ve zorunluluk. Çünkü neredeyse davul ve zurna çalmayana kız bile verilmiyor. Öyle davul zurna deyip geçmeyin, buradakiler birer sanatkar. Davul ve zurna ile en ağır Türk Sanat Müziği makamları da dahil olmak üzere her türlü müziği çalamayana o henüz çırak deniliyor.
Dursun Girgin (solda)
Dedesi ve babasından davul zurna çalmayı öğrenen 72 yaşındaki Dursun Girgin, halen oğlu ve torunuyla birlikte davul zurnacılık yapıyor. Dünyaca davul zurna çalınmasıyla tanınan Romanların yaşadığı Dibekdere’deki erkeklerin tek mesleği davul ve zurnacılık. “NOTA BİLMİYORUM” 2002 yılında Milas Yöresi Davulcular Zurnacılar Derneği’ni kurarak davul zurnayı Avrupa’ya tanıttıklarını belirten Dursun Girgin, düğünlere 46 yaşındaki oğlu Veysel ve 22 yaşındaki torunu Ozan ile birlikte gidiyor. Girgin, “6 çocuğum, 21 torunum var. Oğul ve torunlarımın hepsi davul ve zurna çalıyor. Ben 7 yaşında başladım çalmaya. Zurna çalmaya mecburdum. Bizim burada her babanın oğlundan ilk ve tek isteğidir. Biz soy olarak 250 senedir zurna çalıyoruz. Klarnet gibi zurna çalarım. Üniversiteyi bitirmiş torunum var o da zurnacılık yapıyor. İlk mesleği o. Eskiden zurna çalmayana kız bile vermezlerdi” dedi.  Çok iyi bir zurnacı olabilmek için önce çok iyi nefes almak gerektiğini belirten Girgin, “Nota bilmediğimiz için genelde küçük görülürüz. İyi güzel de Aşık Veysel de, Neşet Ertaş da nota bilmiyorlardı ama yaptıkları müziği kim yapabiliyor? Onlar gibi ben de müzik kültür adamlığı sevdalısıyım. Davul zurna, yemeğim, aşım oldu. Nota bizim için ikinci planda kalır. Çünkü nota bilmeyen 10 zurnacıyı yan yana getir, birbirlerinin gözüne bakarak en zor parçayı bile hepsi aynı ritimle çalar. Hatta bazı parçalar vardır ki bunları nota bilenler çalamaz. Zurna çalmak için nefes çok önemli. Zurnada perde olmadığı için en zor enstrümanlardan birisidir. İyi bir usta zurnacı ancak 20 senede yetişir” dedi.

KÜLTÜR BAKANLIĞI DESTEK VERMELİ

Davul ve zurnacılığın yüz tutan meslekler arasına girdiğini kaydeden Dursun Girgin, yetkililerden kendilerini destek olmalarını isteyerek şunları söyledi: “Kültür Bakanlığı Dibekdere’yi marka haline getirmeli. Davul zurna okullara girmeli. Buraya bir zurna ve davul yapım atölyesi kurmalı. Zurna İstanbul’da yapılıyor ama zurnaya ses veren kamışını ve zurnanın akordunu biz burada yapıyoruz. Çünkü zurna her ağaçtan olmaz. Biz bile burada ağacını bulmakta zorlanıyoruz.” Eskiden düğünlerin üç gün sürdüğünü de sözlerine ekleyen Girgin, “O zamanlar kazanç iyiydi. Sonra org çıktı düğün kültürü bozuldu. Anlayacağınız mertlik bozuldu biraz.