Dünkü yazımda ‘‘Terörist gibi bir devlet” başlığını kullanmıştım.

Trump’ın Amerika’sının tüm Ortadoğu’da terörist gibi hareket ettiğini ve dünya barışını tehlikeye soktuığunu anlatıyordum.

Bu yazımdan sonra Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan’dan bir e-posta aldım.

Dursun Atılgan, Amerika ve iş birlikçilerine ‘‘Emperyalist haydutlar” adını veriyor. Yaşanan olaylara bakılırsa gerçekten Amerika bu dünyanın başına çöreklenmiş bir haydut devlet! Sadece kendi çıkarlarını düşünerek dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen emperyalist bir ülke! Elindeki üstün silah gücüyle her türlü melaneti yapıyor!

Bir de haktan, hukuktan, demokrasiden bahsediyorlar! Bu kavramların hepsi sadece onlar içindir... Kendi sınırları dışındaki insanlara özgürlük ve bağımsızlıklarını kullanma hakkı tanımazlar!

★★★

Amerika’nın yaptığı işleri başka devlet, mesela Türkiye yapsa, Avrupa ülkeleri ile birlikte bütün dünya ayağa kalkar, kınamalar, protestolar, yaptırım tehditleri birbirini izler!

Amerika dünyanın kabadayısı! Korsanlık, haydutluk, ne yaparsa yapsın Avrupa Birliği’nin sesi soluğu çıkmıyor.

Köpekler bile hep fakire havlar!

Birbirlerini ısırmayan Batı ülkelerinin de dişi hep fakir ülkelere geçiyor!

Yoksul uluslar ağlar, zenginler güler, bu dünya böyle gider!

Zamanın adaleti böyle!

★★★

Amerika’nın, 2003’ten itibaren işgal ettiği Irak’ta sürdürdüğü insanlık dışı savaşı, yaptığı katliamı, işkenceyi, yıkımı kelimelerle anlatmak mümkün değil!

Demokrasi diye ölüm yağdırdı göklerden...

Amerika özgürlük içinde yaşamayı yalnız kendine hak görüyor!

Amerikan demokrasisi yoksul ülkeler için, düştüğü yeri tahrip eden bir bombadır. Onun barış ve özgürlük anlayışı, diğer ulusların üzerinden geçen tanktır!

Amerika için insan hakları elindeki üstün silah gücüdür. Modern kovboydur yani... Fakat günün birinde her kovboyu deviren başka bir kovboy çıkabiliyor!

Yıkım, zulüm ve sömürü!


Avrupa Atatürkçü Düşünme Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan, Amerika ve onun iş birlikçileri için ‘‘Emperyalist haydutlar” diyor ve şöyle devam ediyor:

‘‘17’nci yüzyıldan itibaren, emperyalist ülkeler uluslararası sistemi “yeni dünya düzeni” başlığı altında, yeniden biçimlendirmek üzere, sayısız ülkelerin içişlerine karışmayı, sömürmeyi ve şiddet uygulamayı adet haline getirdiler.

Bunun en somut örnekleri şunlardır:

- 17’nci yüzyılda mutlakiyet FRANSA’sı...

- 18’inci yüzyılda İNGİLTERE... Bu yüzyıllarda 20’den fazla kanlı savaşlar oldu...

- 20’nci yüzyıldan itibaren ise AMERİKA...

Bunlar, demokrasi, bağımsızlık, özgürlük, insan hakları çığırtkanlığı yaparlar, ancak bu değerleri sadece kendi ülkeleri ve yurttaşları için isterler!

Başka ülkeler içinse, bu değerleri maske olarak kullanırlar!

Ancak, maskenin altında kan, gözyaşı, yıkım, zulüm ve sömürü vardır...

★★★

Amerika “demokrasi getirme” bahanesiyle hangi ülkenin içişlerine karıştıysa, o ülkeyi yerle bir etti!

Yeni bir yöntemle, hedeflediği ülkede iç savaş çıkartarak o ülke yurttaşlarının birbirini boğazlamasını sahnelemeye başladı.

Şimdi sıra İran’da. Ancak, bu İran’la sınırlı kalmaz...

Türkiye’yi böyle haydutlardan korumak için, Millet İttifakı’nı güçlendirmek ve erken genel seçime giderek, Türkiye Cumhuriyeti’ni, kuruluş ayarlarına yeniden döndürmek en önemli hedef olmalıdır.”

★★★

Irak’taki Amerikan zulmünü anlatan ‘‘Basralı Ömer” şiirinde, ‘‘Franks” diye adlandırılan Amerikalılara hitap eden bir bölüm şöyle:

Bu nasıl demokrasi Franks

Düştüğü yeri yaktı.

Merhamet hür dünyaya

Bu kadar mı Irak’tı?

GÜNÜN SÖZÜ


Gerçek adalet fosfor gibidir, çevreyi karanlık sarınca iyice parlar!