Evdeki hesap çarşıya uymadı!
Her günü farklı olan çok değişken bir dünyada yaşıyoruz.
Yarın ne olacağını kimse bilemiyor!
Hızlı geçen hayatın akışı bazen, acımasız yıkımlara neden olabiliyor!
Mezarlıkları ziyaret ettiğimiz vakit, insanlar arasındaki dedikodu ve çekişmelerin, koltuk ve makam hırslarının, sıfırlanan paraların ne kadar anlamsız olduğunu anlıyoruz!
* * * *
Dün İstanbul’a kar yağıyordu. Yılın ilk karıydı bu... Hava titretecek kadar soğuktu ama inanın ki bu soğuk bile, içimdeki yangını hafifletmiyordu.
Zincirlikuyu Mezarlığı’nın kasvetli atmosferinde hazin bir cenaze törenindeydik.
Sevgili arkadaşım, uzun yıllar beraber çalıştığım meslektaşım Gazeteci-yazar Kurtul Altuğ, biricik kızı Ayşegül’ü kaybetmişti.
Kızım gibi sevdiğim, o güler yüzlü, iyi kalpli, zarif Ayşegül, yaklaşık iki yıldır mücadele ettiği kanserin pençesinden kurtulamamış ve genç yaşında hayata veda etmişti.
* * * *
Ayşegül’ün babası Kurtul Altuğ ile annesi Mediha Hanım tek evlatlarını kaybetmenin ıstırabı içindeydi. Ayşegül’ün eşi Nejat Diker ve delikanlı oğlu Güçlü Diker metin görünmeye çalışıyorlardı ama yüreklerinde deprem yaratan acıları yüzlerinden okunuyordu. Sürekli yağan karı ve titretici soğuğu hissetmiyorlardı bile...
Bir baba olarak onların duygularını anlıyorum. Sözcüklerle anlatılamayacak bir acı bu...
Hepsine başsağlığı ve Allah’tan onlara sabır vermesini diliyorum.
Nur içinde yat sevgili Ayşegül...
AKP 2015’te kendi ipini çekecek!
Bu akşam, lanetli 2014 yılını geride bırakıyoruz.
Türk Ulusu’na acılar getiren bir yıldı bu...
Yolsuzluk, hırsızlık, arsızlık... Ne isterseniz vardı 2014’te...
Yıla, ahlâksızlıkların her türlüsü acımasızca damgasını vurdu.
Bu iktidar, yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları çözme vaadiyle işbaşına gelmişti. Peki ne oldu?
Ülke, yolsuzluk bataklığında boğulur hale geldi!
* * * *
Aziz halkımız dünyadan habersiz olduğu için, yolsuzluğa bulanmış siyasetçilere oy vermekte tereddüt etmedi.
2014 yılına yolsuzluk iddiaları damgasını vurunca “Paralel yapı” diye bir
hikâye uydurarak işin içinden sıyrıldılar.
Peki, kamu vicdanı bunu kabul etti mi?
Yolsuzluklar, mütedeyyin (dini inançları güçlü) vatandaşları hiç rahatsız etmedi mi?
Bunu haziran ayının ilk haftasında yapılacak genel seçimde göreceğiz!
* * * *
Rüşvet ve yolsuzlukla suçlanan 4 eski bakanın Yüce Divan’a yollanıp yollanmayacağı bu pazartesi günü belli olacak. Ben şahsen komisyondan Yüce Divan kararı çıkacağını sanmıyorum.
Ancak... Dört bakan komisyonda aklanırsa, bu partizan kararın kamu vicdanını kanatacağına ve açılan yaranın AKP’yi sarsacağına eminim.
AKP, böylece kendi ipini çekmiş olacak!
“Sen bu işin sonunu düşünmedin mi?”
AKP döneminde “5 olay” gemi azıya alarak ülkeye damgasını vurdu:
1) Gırtlağa kadar yükselen yolsuzluk...
2) Yürek sızlatan yoksulluk...
3) Demokrasiyi katleden yasaklar...
4) “Açılım” diye şımartılan teröristlerin alçakça eylemleri...
5) İktidarın akıl almaz israfı. (Kaçak Saray, Süper lüks uçak, yüzlerce özel araç, v.s.)
6) Aşırı giderleri karşılamak için halkın sırtına bindirilen ağır vergiler!
* * * *
Bu yoksul milletin vergileriyle padişahlar gibi yaşanan lüks hayat herhalde sonsuza kadar devam etmeyecektir.
Milletin, içine gömüldüğü rehavet (vücutta görülen gevşeklik ve tembellik) uykusundan uyanacağı günler sanırım uzak değildir.
Sonunda, “vur patlasın; çal oynasın” diye gününü gün eden iktidarın şu türküyü söylemesi kaçınılmaz gibi, görünüyor:
“Alçaklara kar yağıyor, üşümedin mi?
Sen bu işin sonunu, düşünmedin mi?”
Günün Sözü
Korku, heyecan ve acı dolu bir ülke arıyorsanız orası Türkiye’dir!
