Yılbaşına kadar nasıl 400 lira kazanılır?

300 liralık alışveriş yap, 30 lirayı kap! Bi 300 lira daha harca, 30 lira cepte. Böyle böyle yılbaşına şunun şurasında kaç gün kaldı, 7... Bazen günde iki kere alışveriş yap, kap 30 liraları. Onuncu ve de sonuncu 300 liralık alışverişinde cebine 130 lira girsin... Etti mi sana 400 lira.

Hadi yine iyisin sayın seyirci yurttaş!

Ne mi bu?

Banka reklamı... Özeli, devleti tüm bankaların kartları kazandırıyor reklamlarda ama falanca bankanın kartı ile alışveriş yapan mutlu mesut insanlar yıl sonuna kadar harcaya harcaya 400 lira kazanıyor.

Son zamanlarda reklamlara takmış durumdayım. Çünkü reklamlardaki halimizle, günlük halimiz birbirine benzedi!

Çiftçi tarlasını deposu mazot dolu traktörüyle sürüyor, keyifle mahsulüne avucunu daldırıp şöyle diyor: İyi ki zırtbankın destek kredisi var.

Bir başka reklamda kurtaran hesaba sevinip mutlu oluyor insanlar!

Ev almak kolaymış gibi yapılan reklam var. Oynuyorlar reklamda.

Reklamda arabasını satan oyuncu mutluluktan havada ters takla atıyor.

Üç harfli marketin içinde horon tepiyor müşteriler.

Televizyon kanalında bir yarışma var. Gelin kaynana birlikte katılıyorlar. Geçen gün denk geldim, çakıldım kaldım. Önce kaynana gelinine demediğini bırakmadı, yemeğini beğenmedi. Ardından gelin kaynanasına çemkirdi, ‘bak anne benimle oynama’ dedi. Sonra hep birlikte göbek attılar!

Sözde gazeteciyim görmediğim şey kalmadı. Ama doğup büyüdüğüm memleketin hallerini anlamakta zorlanıyorum artık.

***

“Ödeme güçlüğü yaşayan vatandaşlarımızın kredi kartı borçları tek bir çatı altında toplanacak...”

“Gençlerimiz çeşitli isimler altında başlattığımız kredilerinden yararlandı.”

“Cumhuriyetimiz’in 100. yılına atıfla başlattığımız yeni bir kredi destek paketiyle esnaf ve sanatkarlarımızın huzurundayız.”

“Kamu bankalarının kapılarını kredi için aşındırın!”

“Firmalarımıza en az yüzde 75 oranında hazine destekli kefalet kredisi sağlıyoruz.”

Bunlar ne?

Saray reklamı!

Medyamıza göre ise ‘Erdoğan’dan müjde’ haberleri.

Borcunu ödeyemeyenlere verilecek ‘kefalet kredisi’ bile göbek atılarak kutlanıyor Türkiye’de.

İş o hale geldi ki Maliye bakanı şöyle övünüyor: KOBİ kredileri tarihsel ortalamanın 3 katından daha fazla büyüdü!

Küçük ve orta ölçekli işletmeler tarihin tüm dönemlerine göre 3 kat daha fazla kredi kullandı dedi yani... Bravo(!)

Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, Suudi Arabistan prensi ile sarılıp öpüştü. Ardından açıklama yaptı Araplar: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na yatıracağımız 5 milyar dolarlık mevduat için görüşüyoruz!

Medyamız bu kez, Suudi Arabistan’dan müjde diye verdi haberi.

Bayram değil seyran değil Araplar bizi niye öptü olayının gerçeği şuydu...

Para gelmeden altyapısı hazırlandı! AKP Meclis’ten, “Merkez Bankası’nda bulunan yabancı ülke merkez bankalarına ait para, alacak, mal, hak ve varlıklar haczedilemez” diye bir değişiklik geçirdi.

Akıllara, Merkez Bankamız’ın varlıklarına haciz mi gelebilir ki de böyle bir karar alındı sorusu geldi tabii. Allah korusun!

Ama ne olur ne olmaz düşüncesiyle Merkez’in depo hesabına 5 milyar, 10 milyar dolar koyup, pazarlıkla kim bilir yüzde kaç faiz alacaklarını kabul ettiren Suudi Arabistan’a, Katar’a garanti verildi.

***

Gelin kaynana kavgasından sonra canlı yayında göbek atılması, borç para reklamlarında göbek atılması, saray hükümetinin borç müjdelerine göbek atılması, Araplar’ın borç bile değil mevduat hesabı açma haberlerine göbek atmamızın altında ne yatıyor acaba?

Yapacak başka bir halt kalmadığı için ‘inceldiği yerden kopsun’ anlamına mı geliyor korkutan bu hallerimiz...

Yoksa, rahmetli Özay Gönlüm’ün meşhur türküsünde olduğu gibi maddi manevi değerlerimiz buharlaşırken belimizde iple bağlı duran memleket anahtarını gösterip, ‘Çözde al Mustafali, çöz de al’ mı diyoruz oynamaya devam ederken!