Aydıncık, Yozgat’ın az nüfuslu ilçelerinden birisi. Çiftçilerin traktörlerle eylem yapana kadar belki çoğunuz adını bile duymamıştınız. Köylülerin traktörlerde eylemi ilçeye bağlı Kazankaya köyünde başlamıştı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yozgat’ta miting düzenlemeye karar verdiğinde, kendisinin kullandığı traktörle girmeye karar vermişti. Başında kasketiyle bu geliş hayli ilgi toplamıştı.
CHP’nin Aydıncık ilçe Başkanı Sadık Erdoğan, köyü olan Kazankaya’da aynı zamanda çiftçilik yapıyor. Geçen yıl patates, bu yıl soğan ekti. Köylüleri gibi ikisinden de zarar etti. Hem sıkıntılarını dile getirmek, hem de tutuklanan Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla eylem yapmışlardı. Eylem hayli ses getirmişti. İkinci eyleme, jandarma engel oldu, traktörlerin yanlış yere park edildiği öne sürülüp 933’er lira trafik cezası yazıldı. Cezayı Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu kendi ceplerinden ödedi.
MANDA YOĞURDU, MEDİNE HURMASI
Ürettiği patatesin maliyetinin çok altında alınmak istenmesine tepki olarak CHP İlçe Başkanı Sadık Erdoğan, ilçe merkezinde yaklaşık 10 ton patatesi ücretsiz dağıttı. 7.5 ton patatesi de LÖSEV’li çocuklar için bağışladı. Köylülerin patatesinin elinde kalmaması, zararı biraz azaltmak için Sadık Bey, ulaşabileceği her yere başvurdu. Bu yalnız CHP’li çiftçilerin sorunu değildi. AKP’li olan üreticiler de destek verdi.
Seslerini duyurabilmek için eylemin dozunu artırdılar. Bir traktörün römorkuna doldurduğu 150 çuval (Yaklaşık 7.5 ton) patatesten, 10 çuvalını (Yaklaşık 500 kilo) yere döktü, üreticinin perişanlığını dile getiren konuşma yaptı. Kalan patatesleri de ücretsiz dağıttı. Yere döktüğü patatesleri de bir hemşerisi hayvanlarına yemlik olarak götürdü. Yani, ortada israf edilen bir şey yoktu. Patateslerin israf edildiği söylenince, Sadık Erdoğan da, “Asıl israfı yapan hükümetin kendisidir. Ülkede 5 milyon tondan fazla patates üretilirken, ürünün yarısı tarlada kaldı. Esnaf sadece kaliteli olan patatesleri aldı. O günlerde iktidarı eleştirirken “Onlar sarayda manda yoğurdu, kestane balı, Medine hurması yerken, çiftçinin geldiği son nokta ise bu. Daha soğana, patatesi çare bulamadılar” dedi.

AĞIR PARA CEZASI
Patatesleri dökerken, parasız dağıtırken, Sadık Erdoğan, Tarım İl Müdürlüğü’nden birilerinin gelip, “Derdiniz, sıkıntınız nedir?” demesini bekledi. O günlerde kendisine gelen bir zarfın içinden, Bakanlıktan gelen yazı çıktı. Patatesi döktüğü için ülkede darlık-kıtlık yaratmak, piyasanın dengesini bozmakla suçlandı, kendisine 1 milyon 400 bin ile 17 milyon 200 bin lira arasında para cezasının uygulanacağı belirtildi. Sadık Erdoğan, bu durumu şöyle yorumladı:
“Böyle bir cezaya çarptırılacağımı öğrendiğimde hayret ettim. Cezanın sebebi, benim 500 kilo patatesi yere dökmemle ülkede darlık-kıtlık yaratmak, piyasa dengesini bozmakmış! Asıl piyasa dengesini bozan, 2.5 milyon ton patatesin tarlada kalmasına sebep olan hükümettir. Komisyon toplanamadığı için henüz para cezasının ne kadar olacağı belirlenmiş değil. Zaten biz bitmişiz, bir de son bir darbe indirilmek isteniyor.
SUSACAK DURUMUMUZ KALMADI
Bizi bu cezalarla yıldırıp susturmaya çalıştılar. Bizim susacak durumumuz kalmadı. ‘Battı balık yan gider’ deyip eylemlerimizin dozunu artırıp devam ettirme niyetindeyim. Yakın zamanda çiftçinin dostu olarak bilinen bankanın önüne bir çuval soğan astım. Polis soğanı indirdi.”
Soğan hasadı yaklaşmışken, patatesten aldıkları yarayı soğanda da almayalım diye basın açıklamaları yaptı. Kilosu 7-8 lira maliyeti olan soğanının, kilosunu 4 liraya bile satamadıklarını anlattı. Banka borçlarını ödeyemeyeceklerini, traktörlerinin, tarlalarının icralık olacağı uyarısında defalarca bulundu. Soruna çözüm bulunmadı. Sadık Erdoğan’ın dediği gibi tarlalara, traktörlere hacizler gelmeye başladı. Soğanı satamadıkları için soğanı söken, kesen, çuvallara dolduran işçilerin parasının tamamını da ödeyemediler. O yüzden işçilerle, üretici sorunlar yaşıyor. Tarlada kalan soğanın başında çaresizce soğan eylemi yapmak zorunda kaldılar. Bu da soruşturma konusu oldu.

Sadık Erdoğan
KÖYLERDE NELER OLUYOR?
CHP İlçe Başkanı Sadık Erdoğan, “Öncelikle şunu söyleyeyim, yöremizde yüzü gülen bir tane çiftçi yok. Herkes geçim sıkıntısı içinde. Ürünü para etmiyor, maliyetine bile yaklaşılamıyor. Ürün elimizde, çoğu da tarlada kalıyor. Bunun sonucu olarak çiftçi gerçek anlamda zor durumda” diyor.
Köylerde neler yaşandığını, kendisi da köyünde ikamet eden Sadık Erdoğan’dan dinliyorum:
“Köylerde zaten hayvancılık önemli ölçüde azalmış durumda. Ahırında 3-5 ineği olanlar, bunları satıp soğan-patates zararını kurtarmaya çalışıyorlar. O parayı işçiye ödüyor, banka borcunu ödemeye çalışıyor, geçimini sürdürmeye çalışıyor. Bu süreçte tarlasını, traktörünü, ekipmanını satanlar oluyor. Tarlasını, traktörünü satamayanlar zaten icralık duruma düştü.
Jandarma icralık olanların traktörlerini, otomobillerini arıyor. İcralık olanların malına mülküne el konulurken, bazıları da icra borçlarını mallarını, hatta su borularını bile satıp karşılamaya çalışıyor. Kimisi icralık traktörü satıp, vadeli olarak traktör alıyor.”
KÖYLÜ İLE JANDARMA ARASINDA KÖŞE KAPMACA
Aydıncık’a bağlı o köyün adını yazmıyorum. Köyünde çiftçilik yapan, soğandan, patatesten büyük zarar gören Ö.D.’nin eski model otomobiline, bankaya olan icra borcu nedeniyle el konuldu. Sıra, traktörüne geldi. Vatandaş jandarmanın geldiğini öğrenince traktörüne binip köyünden ayrıldı.
Jandarmaya, Ö.D’nin tarlada olabileceği söylendi ama hangi tarlada olduğu konusunda kimsenin bilgisi yoktu. Bunun üzerine Jandarma, traktörün bulunduğu yeri belirlemek, için dron uçurdu. Traktörün yeri bir türlü belirlenemedi.
Artık köylere jandarma geleceği zaman, “Jandarma dronla geliyor” deniliyor ve icralık olanlar birbirine haber veriyor. Tarlada çalışanlara da haber uçuruluyor. Tabii bu arada yeri belirlenip drona yakalananlar da oluyor.
Farklı bir yöntemi de anlatayım: İcralık durumda olan bazı köylüler ise başka köylerde arazi kiralıyor, traktörünü de o köyde gizliyor. Çiftçi feryat ediyor, ama hiç bu kadar bunaldığı dönemleri de hatırlamıyor. Köylerde işte bunlar da oluyor.