
Sebepsiz yere sinirleniyor, hemen her şeye parlıyor ve çok çabuk yorulup sık sık tatlı
ihtiyacı mı duyuyorsunuz? Bütün bu belirtilerin nedeni kan şekeri düşüklüğü olabilir...
Yemek yedikten sonra yaşadığımız halsizlik, enerji düşüklüğü, yorgunluk, baş dönmesi, tatlı yeme isteği genellikle kan şekeri düşüklüğüyle ilgilidir. Bu sorun iş verimini düşürdüğü gibi, kişiyi öfkeli, sabırsız ve kızgın biri haline getirebilir. Dolayısıyla kan şekerini ölçtürmek, pek çok sağlık sorununun cevabını bulmak açısından da önem taşır…

Aşağıdaki belirtilerden hangilerinin sizde olduğunu kontrol edin
- Gün içinde acıkma ataklarınız oluyor mu?
- Şekerli gıdalara fazla istek duyuyor musunuz?
- Genellikle öğleden sonra başınızda ağrı oluyor mu?
- Yorgunluk haliniz sürekli olarak devam ediyor mu?
- Öğle yemeğinden sonra önlenemez bir şekilde tatlı ya da kahve isteğiniz oluyor mu?
- Zaman zaman yoğun baş dönmeleri yaşıyor musunuz?
- Yemek vaktiniz geçtiğinde sinirli oluyor musunuz?
- Yemek yediğinizde sakinleşiyor ancak belli bir süre sonra halsiz mi hissediyorsunuz?
- Yemek vaktinizde gecikme yaşandığında elleriniz, ayaklarınız boşalıyor ve terlemeye başlıyor musunuz?
- Uyku haliniz gün boyu devam ediyor mu?
- Sabaha karşı uyanıyor ve sonrasında uyumakta zorlanıyor musunuz?

Bu soruların çoğuna evet cevabı veriyorsanız, kan şekeriniz düşük olabilir. Eğer cevaplarınız doğrultusunda kan şekerinden kaynaklı bir sağlık sorununuz olduğunu düşünüyorsanız en yakın sağlık kuruluşuna gitmeli ve öncelikle şikayetiniz olan konuları hekiminize aktarmalısınız. Hekiminizin yönlendirmesi sonucunda da hemen tedaviye başlamalısınız.

Sağlıksız beslenmeye dikkat!
Kan şekeri kaynaklı sorunların başlıca nedeni sağlıksız beslenmedir. Fazla karbonhidratlı, rafine ürün açısından yoğun, aşırı kafein içeren, uzun açlık aralıklarının olduğu bir beslenme şekli sağlık açısından sorun yaratır. Ailede şeker hastalığının olması, fazla kilolu olmak, düzensiz beslenmek, egzersiz yapmamak, tek besin grubuna bağlı besinler tüketmek de önemli etkiler arasında yer alır. Kan şekeri düşüklüğü genellikle iki saatte bir kendini hissettirir. Özellikle kuşluk diye adlandırdığımız 11.00 ve akşamüstü 17.00 saatlerinde bu hastalar daha sinirli, hafif baş ağrısından muzdarip, yorgun ve sürekli yemek düşünür durumda olurlar. Bu sırada yapılan en büyük yanlış, sağlıksız yiyeceklere saldırmak ve kendimizi bir kısırdöngünün içine atmaktır. Hemen hemen dinlediğim bütün hipoglisemi öykülerinde, sözünü ettiğimiz süreçte ilk tüketilmek istenen yiyecek çikolata, kek, pasta, kurabiye ve bisküvidir. Bu yiyecekler başlangıçta hipoglisemik kişiyi çok mutlu etse ve açlığını giderse de, kısa bir süre sonra oluşan açlık tatlı isteğiyle birlikte geri döner ve alınan yanlış besinler enerji yerine yağ olarak vücutta depolanır.

Kan şekeri aniden yükselirse...
Karbonhidrat içeren bir besin tüketilmesini takiben kan şekerinde artış söz konusu olur. Bu yükselmeye paralel olarak da pankreas tarafından insülin hormonu salgılanır. Pankreastan insülin salgılanmasının amacı, yemek yiyince kanda artan şekeri düşürmek yani normale getirmektir.

İnsülin önemli
İnsülin direnci, diyabetli ve metabolik sendromu olan şişman bireylerde hızla ve hemen kana karışan saflaştırılmış ve rafine şeker içeren besinlerin tüketimine bağlı olarak kan şekerinde önce bir artış, ardından da insülin hormonunun salınımıyla bir azalma meydana gelir. Fakat her çıkışın bir inişi vardır. Kan şekerinin çabuk yükselmesi hızla düşmesine yol açar. Dolayısıyla bu tip bir besin tüketen birey, kısa bir süre sonra tekrar şeker veya şeker içeren bir besine ihtiyaç duyar. İnsülin hormonu aynı zamanda yağın vücutta depolanmasında da görev almaktadır. Bu nedenle böylesi bir kısırdöngüye giren bireylerde kilo alımı söz konusu olur.