Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçları Soruşturma Bürosu’nun hazırladığı iddianamenin soruşturma numarası 2019/114747’dir. Bu iddianamede her şey var. Ünlü köfteci Yusuf Akkaş’a, Afyonkarahisar’da bulunan Et Entegre Tesisleri 35 milyon liraya satılmak istendi. Yusuf Akkaş ise 20 milyon lira verdi. Bu tesisi istedikleri fiyata alması için Akkaş üzerinde baskı kuruldu. Aradaki farkın çete tarafından paylaşılacağı öne sürülüyordu. Köfteci Yusuf Akkaş konuyu yakın dostu olan dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya intikal ettirdi. Ardından da Bursa Emniyet Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ne şikayette bulundu.

Bu olaydan yıllar sonra Köfteci Yusuf’un işyerinden alınan köfte numunelerinde domuz eti bulunduğuna ilişkin rapor düzenlendi. Garsonluktan bugünkü noktaya gelen Köfteci Yusuf’la ilgili 23 Mayıs 2021 tarihinde yazdığım haber, ‘Köfteci Yusuf’un köftede domuz eti kullanıldığına ilişkin iddianamede yer alan bir bölümdü. O gün yazdıklarımı bugün tekrarlıyorum:

PEKER’DEN GELDİĞİ SÖYLENEN TESPİH

Köfteci Yusuf üzerinde kurulmaya başlanan baskı sonucu işyerinde olay çıkarıldı. Köfteci Yusuf’a yapılan tehditler arasında “Domuz eti kullanıldığını” yayacaklarını da söyledikleri belirtildi. Yağma ve suç işlemek amacıyla kurulan örgütle ilgili iddianamede ilginç bilgiler var.

Restoran zinciri sahibi Köfteci Yusuf Akkaş’ın avukatı Ali Uslu, 24 Aralık 2019 tarihli şikayet dilekçesinde şu iddialarda bulundu: 

“Sosyal medya üzerinden Sedat Peker’in Köfteci Yusuf’un ortağı olduğu belirtildi. Ancak Peker, bunu sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama ile yalanladı, adını kullanarak Köfteci Yusuf’a yaklaşabilecek kişiler hakkında şikayette bulunmasını tavsiye etti.

Kısa süre sonra köylüsü İsmail Gül, Yusuf Akkaş’a ulaşıp ‘Sedat Peker’in yakını olan kendisini gazeteci olarak tanıdığı Ahmet Akay isimli şahsın Sedat Peker adına bir hediye teslim edeceğini’ söylemiş. (Yusuf Akkaş’ın ifadesinde geçen Sedat Peker tarafından hediye olarak gönderildiği söylenerek Ahmet Akay tarafından kendisine hediye tespih verilmesi yakınlık kurma, güven aşılamaya yönelik örgütsel hareket tarzı olduğu değerlendiriliyor.) Yusuf Akkaş bu teklifi çok ciddiye almadı ve gazeteci olduğunu söyleyen kişiyle görüşmedi.

HAZIROLA GEÇTİLER

Daha sonra İsmail Gül, gazeteci Ahmet’i yanına alarak Yusuf Akkaş’ın Yenişehir’de bulunan fabrikasına geldi. Ahmet, Sedat Peker’in selamını iletip hediye olarak gönderdiğini söylediği tespihi verdi. Bu hediye verme işinden sonra Sedat Peker’in yakını olduğunu iddia eden ve hediyeyi getiren Ahmet, İsmail Gül aracılığıyla randevu talep etmiş. Ancak bu görüşme gerçekleşmemiştir. Daha sonra Ahmet, Yusuf Akkaş’ı telefonla arayıp ‘Bir hafta sonra Sedat Peker’in fabrikaya uğrayacağını’ söyledi.

Belirtilen tarihte Yenişehir’deki fabrikaya Ahmet, kendisini Erhan Kılıç olarak tanıtan ve yanlarında koruma olarak bulunan kişilerle geldi. Bu görüşme esnasında Erhan Kılıç’ın telefonu çaldı. Sedat Peker’in aradığını söyledi ve ortamda bulunan ve Sedat Peker adına geldiğini belirttikleri tüm örgüt üyeleri ayağa kalkarak hazır ola geçip mizansen yaptı.

Kılıç, Yusuf Akkaş’a, ‘Seni birazdan Sedat Peker ile görüştüreceğim’ dedi. Kendi telefonundan facetime uygulaması üzerinden kendisini Sedat Peker olarak tanıtan bir şahıs ile kısa bir sesli görüşme yaptırdı. Görüştüğü şahıs iyi dileklerde bulunduktan sonra telefonu kapattı. Gelen şahıslarda sorunsuz şekilde ayrıldı.”

DOMUZ ETİ SOKAR, BAKANLIĞI ÜSTÜNE SALARIZ

Avukat, daha sonra bu kişilerin telefonla tacizleri sürdürdüğünü de şikayet dilekçesinde belirtti. Şüphelilerin Cumhurbaşkanının da adını kullandıklarını kaydeden avukat, Erhan Kılıç’ın yine Yusuf Akkaş’ı arayıp, “Yaptığınız şey hiç hoşumuza gitmedi. Dostluk bitti. Reisin göndermiş olduğu tespihi almaya geliyorum” dedi. Bu görüşmenin ardından Kılıç, adamlarıyla birlikte Akkaş’ın fabrikasına geldi. Tespih kendilerine iade edildi.

Erhan Kılıç’ın Yusuf Akkaş’a iletilmek üzere, “Onun anasını sinkaf edeceğim, bizi çakal yerine koydu. Biz kendisi ile Karadağ’da iş yapmayı teklif edecektik. 4,5 yıldır Sedat Peker’in adını kullanıyor. Bundan sonra dostluk bitti. Arkasında değiliz” dedi.  Kılıç, Yusuf Akkaş’ın kendisini affettirmek için özür dilemek üzere Peker’in ofisine gidilmesini istedi ve suç duyurusunda olay şöyle yer aldı: 

“Reis kabul eder ise Akkaş, onun elini öpecek. Bunu yapmaz ise Köfteci Yusuf şubelerine  ‘Domuz eti sokar İlçe Tarım ve Bakanlığını üzerinize salarız. Bu da yetmez bize yakın gruplar var. İki grubu şubenize yollarım silahlar ile birbirlerine girer bu işin arkasında bizim olduğumuzu kimse anlamaz. Göreceğiniz zararı siz kendiniz düşünün.”

PARAYLA DOMUZ ETİ HABERİ

Şüphelilerden Cengiz Var, örgüt yöneticilerinden Ahmet Akay’a telefonla Köfteci Yusuf’un bir şubesinde olduğunu söyledi. Organize şekilde kendi adamlarından müşteri gibi restoranın şubesine gelen kişilerin sipariş verip domuz eti olduğunu söyleyerek kalkacaklarını, bu şekilde diğer müşteriler üzerinde algı oluşturup müştekiyi zarara uğratacakları, bunun planladıkları eylemin bir parçası olduğunu belirtilen iddianamede şöyle denildi:

“Telefon konuşmasında geçen Semih Çetinbaş’a, Erhan Kılıç tarafından ödenen para karşılığında  ‘Hür Haber’ isimli, www.hurhaber.net. URL adresli sitede 26.12.2019 tarihli habere rastlanmış olup ekran görüntüsü dosya fezlekesinde mevcuttur.”

18 sanıklı bu davanın ilk duruşması 2 Haziran’da Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de görüldüğünde tutuklu sanık da kalmadı.

Bu yazının üzerinden yıllar geçti. Köfteci Yusuf’un köftesinde domuz eti kullandığı haberi belgeleriyle yayımlandı. Bu kadar ünlü bir köftecinin, ürününe domuz eti katmasına, geçmişte yaşananları, iddianamede yer alanları bildiğim için açıkçası pek inanamadım. Eğer bunu yaptıysa yazıklar olsun... 

Köfteci Yusuf ne diyor?

Ürettiği köftede domuz eti çıktığı iddialarından sonra Yusuf Akkaş SÖZCÜ’ye konuştu. Akkaş: “Başıma ne getirildiğini bilmiyorum, adalete gittim. Bu olayda tek isteğim gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Ben garip bir kuşum. Birlikte çalıştığım 12 bin kişinin yüzüne kara leke sürdürmeyeceğim. Ben sadece köftecilik yapmak istiyorum. Herhangi bir gücüm yok. Et piyasası çok karışık. Yanımızda yüzlerce veteriner ve gıda mühendisleri var. Böyle bir şeyi yapmak istesek bile yapamayız.

Türkiye genelinde 280 iş yerim var. 28 yıldır köftecilik yapıyorum, ilk lokantamı İznik’te açmıştım. Bu olaylardan sonra Evelallah çok daha güçlü çıkacağıma inanıyorum. Kötüler iyiden daha zeki ama iyilik her zaman kötülüğü yenecek. Acayip bir şekilde tekme yedim.”