Son 12 yıldır kupon arazilerin hangi yandaş işadamına verilmesi gerektiğini önceden bilen ve onaylayan bir lider, “kupon bürokratın kendisine haber vermeden ve onay almadan istifa etmesini” izah edemedi.
Ben söyledim.
MİT’i bırakma dedim.
Yorgunum dedi.
Kendi bilir.
Bunun gibi havada laflar.
Hakan Fidan!
Kupon Adam!
Az bulunur. Ender yetişir. Çalışkan. Başarılı. Hedef koyan, hedefine yürüyen. Ordu’da astsubayken NATO’nun Almanya’daki Süratli Reaksiyon Kolordusu İstihbarat Başkanlığı’nda görev yaptı. ABD’de “yönetim ve siyaset” üzerine lisans derecesi aldı. Türkiye’de Bilkent Üniversitesi’nde “İngiliz, Amerikan, Türk İstihbarat Sistemleri” başlıklı teziyle yüksek lisans yaptı. Bilgi Çağında Diplomasi teziyle doktora yaptı, doktor oldu. OYAK Genel Kurul üyeliği yaptı. Avustralya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde danışman oldu. Atom Enerjisi Kurumu ve BM Silahsızlanma Enstitüsü’nde akademik çalışmalar yaptı. TİKA’yı bir süre yönetti. Henüz 42 yaşındayken MİT’in başkanı, en güvenilir isim ve sır küpü sayılan, kupon bürokrat oldu.

* * *

Oslo’da başladı.
İmralı’da devam etti.
Kandil’e uzandı.
“Analar Ağlamasın Mütarekesi” ilan edilmesinde Hakan Fidan’ın çok yüksek payının olduğu inkar edilemez.
Mütareke nedir?
Silah bırakmak değildir.
Parmağı tetikten çekmektir.
Örneğin tarihimizde; “Mondros Mütarekesi” var. Mondros Mütarekesi ilan edildi, silahlar sustu arkasından:
Sevr Anlaşması geldi.
Sevr, bölünmeydi.
Vatanı parçalıyordu.
Örneğin yine tarihimizdeki “Mudanya Mütarekesi” sonrasında parmaklar tetikten çekildi arkasından:
Lozan Anlaşması geldi.
Lozan, bölünmemekti.
Vatanı bölünmez bütün yaptı.
Yine tarihimizde “Analar Ağlamasın Mütarekesi” MİT Başkanı olarak Hakan Fidan’ın da aktif rol aldığı bir sürece rast geldi. Tarihimizdeki bu yeni; “Analar Ağlamasın Mütarekesi” sonunda nasıl bir anlaşma gelecek?
Sevr mi (bölünme) olacak?
Lozan mı (bütünlük) kalacak?

* * *

Olayların akışından çıkan sonuca göre; bugünün Cumhurbaşkanı ile bir hafta öncesinin MİT Başkanı’nın anlaştıkları ve birbirini tamamlayan “sır ile küp oldukları” nokta; “Türkiye Kürtlerine bağımsızlık vererek” barış sürecini noktalamaktı. Erdoğan ve Fidan’ın kuşkusuz bu “yeni mütareke, yeni müzakere, yeni bölünme anlaşmasının içinde bir üst akıldan” destek ve onay aldıkları görülüyor. Bu üst akıl; Türkiye, Lozan türü anlaşmada ısrar etmeye kalkarsa ona gözdağı vermek için Adana İncirlik’in birkaç misli daha donanımlı askeri üssü Erbil’de kuruyor. Almanya’nın IŞİD’e karşı savaşsınlar diye Peşmerge’ye gönderdiği silahların bir bölümü de PKK’ya veriliyor.

* * *

Kupon Adam!
İşte bu anda istifa etti.
Türkiye’nin bundan sonraki günlerinde yani geleceğin tarihinde kendine bir yer bulabilmek için istifa etmiş olabilir. Hakan Fidan, MİT Başkanlığı’ndan ayrılıyor fakat sahneden çekilmiyor.
Kupon Adam’ın oyunu!
Yeni başlıyor.

Türkiye’nin parçası olmak istemiyorlar!

Haberleri çoğunlukla doğru çıkan İngiliz The Economist Dergisi, son sayısında şu izlenimi yazdı: “Birçok Kürt artık Türk Parlamentosu’nun parçası olmak istemiyor. Kürdistan İslami İnisiyatifi’nden Sıtkı Zilan, “kendi parlamentomuzu kurmalıyız” diyor. İşadamı Şahismail Bedirhanoğlu, “Hükümetin Kobani Politikası ayrılıkçı duyguları güçlendirdi” diye konuştu.”