Basketbolda arka arkaya üçlük atıp, rakibin direncini bitirirsiniz ya, aylardan ‘Mayıs’ olunca bu işin futbol  versiyonunu Galatasaray gerçekleştiriyor. ‘Lider gibi maça başlamak’ diye bir konu arayışınız olursa buyurun  Galatasaray’ın maç başlangıçlarına bakın.

Sivasspor her maçını final olarak değerlendirmiş olabilir çünkü onlar ligde var olma mücadelesi veriyorlar ama Galatasaray da şampiyon olmak istiyor. Bu yüzden 20 dakikada olay bitmişti. Torreira yine golünü atmıştı. Osimhen’in 2 golü ve Barış’ın şutu ile maç bir anda 4-0 olmuştu. İlk devre 7-0 bitse kimse şaşırmazdı. Manaj’ın golü kısa bir mutluluktu onun için. 

Osimhen sanki Galatasaray’ın altyapısından yetişmiş! Her türlü fedakârlığı sonuna kadar yapan oyuncular gibi oynuyor. Bizim ligin çok üstünde. Eğer başka ülkeye transfer olursa eksikliği çok hissedilecek takımda... 

Sallai’nin meslek aşkı bir başka. Forvet bölgesinde son haftalarda formunu çok iyi yükseltmişti. Okan Buruk, ona savunmada görev verirken, oyun iştahından yine hiçbir şey kaybetmediğini gördüm. Bunu her oyuncu yapamaz. Barış ve Yunus hareket alanı bulduklarında rakip savunmayı çok hırpalıyorlar. Lemina orta alan organizasyonunda yine faydalıydı. Morata’nın orijinal yeri klasik santrfor. Her şeye rağmen pas trafiğinde elinden geleni yapıyor. Ceza sahası çevresi ve içinde topla buluştuğunda gol yüzdesinin çok fazla olduğunu hepimiz biliyoruz. 

İkinci devrenin büyük bölümünde G.Saray, tempoyu istediği gibi ayarladı. Bu durum normaldi. Oyuncular maç yirmi dakikada bitirmişti çünkü. Okan Buruk kart sınırındaki oyuncuları zamanında oyundan aldı. Maçın son bölümleri sonuca razı iki takımın mücadelesine dönüşmüştü. Galatasaray zirvede yakaladığı büyük avantajı bırakmaya hiç ama hiç niyeti olmadığını dün akşam bir kez daha gösterdi.