12 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybederken, 60 binden fazla vatandaşımız yaralandı. 8 binden fazla insanımız ise enkazdan sağ çıkarıldı.
Deprem bir doğa olayıdır. Kimse önüne geçemez ancak depremin yarattığı enkazı en aza indirmek; alınacak önlemlerle bizim elimizdedir. Eğer bilim insanlarının uyarılarını dikkate almış olsak, içinde oturduğumuz yapıların yönetmeliklere uygun olarak yapılmasını sağlasak bu yaşanılan acı olayların önüne geçebiliriz.
Eğer arsa sahipleri hakkı olmayan taleplerde bulunup, üç kuruşluk arsasını fahiş fiyata satmaya kalkışırsa, daha çok para kazanmak uğruna malzemeden çalmayı huy edinen müteahhitler konut yapmaya devam ederse elbette bu acıların önüne geçemeyiz.
Ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yerel yöneticiler ve bu tür projelere imza koyanlar, kötü zihniyetli insanlarla mücadeleyi sonuna kadar sürdürürlerse içimizi yakan bu acı olaylara dur diyebiliriz.
Şimdi Pandora’nın kutusunu açacak olursak, hele öyle bir müteahhit tipi var ki, yönetmeliğe uygun inşaat yapmayan müteahhitleri sahtekarlık ve dolandırıcılıkta fersah fersah sollar.
Depremle ilgili gazetelerde, televizyonlarda ve sosyal medyada çeşitli haber ve yorumlar okuyoruz. Bunların ne kadar doğru olup olmadığını hangisinin gerçek hangisinin asparagas olduğunu ilk bakışta çözmek mümkün olmayabilir. Ama bazı olaylar vardır ki elde somut bulgular varsa kimse bunun asparagas olduğunu ya da bu tür haberlerin yıpratma amaçlı olduğunu iddia edemez.

Bir iki gündür özellikle sosyal medyada bir çok hesap tarafından kullanılan bir paylaşım var. İddiaya göre, yaşanan ağır depremden hemen sonra inşaatında ağır hasar olduğunu gören bir müteahhit, çalışanlarına talimat vererek dış cephede çatlayan duvarların makyajla kapatılmasını istemiş.
Çalışanlar iskele kurup çatlayan duvarı sıva ile kapatırken, tesadüfen oradan geçen bir haber sitesi çalışanı görüntüyü kamerasına hapsetmiş. Ve hiç bekletmeden kendi hesabında bunu yayınlamış. Yaptığı yorumda da yaptığı inşaatları milyonlarca liraya satan müteahhidin insanları kandırmaya çalıştığını, göz göre göre hırsızlık yaptığını iddia etmişti.
Görüntüler sosyal medyada yayınlanınca bir anda Türkiye’nin en çok konuşulan konusu haline geldi. Görüntülerin fotomontaj olmadığı, tamamen bir gerçeği yansıttığını görenler, inşaattan sorumlu olan firmayı topa tuttular. Bunun üzerine firma yazılı bir açıklama yaparak bunun düzmece olduğunu, kendilerine yaptığı inşaatın yönetmeliklere uyduğunu, firmalarına yönelik bu saldırının maksatlı olduğunu ve konuyu mahkemeye taşıyacaklarını ifade ettiler.
Buradaki yorumu değerli okurlarıma bırakıyorum ancak benimde bu konuda diyecek bir çift lafım var. Şimdi sosyal medyasında bu görüntüleri paylaşan arkadaşın bu inşaat firmasıyla uzaktan yakından bir tanışıklığının olmadığına eminim.
Gazeteci arkadaşımız yoldan geçerken yeni yapılan bir inşaatın duvarlarındaki çatlakların makyajla kapatılmaya çalıştığını görmüş ve bunu sayfasında yayınlamış. Kim olursa olsun böyle bir olayı görünce çeker ve yayınlar.
Bence o inşaat firması, insanları tehdit etme yerine varsa yaptığı hata kabullenip bir an önce bunu ortadan kaldırmanın yolunu seçmeliydi. 10 ili yerle bir eden depremin yıktığı binaların tamamı yönetmeliklere uymayan müteahhitlerin yaptığı inşaatlar yüzündendir. Çünkü deprem öldürmez bina öldürür.