Merkez Bankası’nın bu haftaki toplantısında faiz indirim kararı vermesine kesin gözüyle bakılıyor. Tüm piyasa anketleri, eksiksiz olarak, 2.5 puanlık indirimle politika faizinin yüzde 45’e ineceği beklentisini gösteriyor. Faizler inse de üreticilerin ve halkın durumunun değişmeyeceğini, bir rahatlama hissedilmeyeceğini şimdiden söylemek gerekiyor. 

Faiz indirimi kesinleşmiş gözükse de indirim kararının doğru olup olmadığı konusundaki tartışmalar devam edecek. Bazı iktisatçılar faiz indiriminin gerektiğini savunurken, bazıları ise aralıkta yapılan indirimin de yanlış olduğunu, o nedenle ocakta indirim kararı alınmaması gerektiğini belirtiyorlar. Bu iktisatçılar Merkez Bankası’nın daha önce açıkladığı aylık mevsimsel etkilerden arındırılmış enflasyon oranlarına ulaşılamamasına rağmen bu indirimlerin devam etmesinin, Merkez Bankası’nın saygınlığı açısından var olan sorunu büyüteceği görüşündeler.  

Bu tartışmalar 3 Şubat’ta açıklanacak ocak ayı enflasyonuyla birlikte yeni bir boyut kazanacak. Yılbaşında yapılan kamu zamları ve son akaryakıt fiyatlarındaki artışlar nedeniyle, piyasanın yüzde 4 civarında beklediği aylık enflasyon oranlarının yüzde 5’e kadar çıkma ihtimali yükselmiş görünüyor. Ocak ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış enflasyon oranının Merkez  Bankası’nın belirlediği yüzde 2’ye inme ihtimali olmayacağı için, bu hafta yapılacak faiz indirimlerinin haklı olup olmadığı, şubat başında yeni bir boyut kazanarak tartışılmaya devam edecek. 

Merkez Bankası 2025 yılındaki toplantısı sayısını 12’den 8’e indirerek kendi üzerinde oluşacak faiz indirim baskısını azaltmak istemişti. Ancak piyasalardaki beklenti, ocak ayından sonra yapılacak ilk toplantı olan mart toplantısında da Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam edeceği yolunda. Bu da seri indirim beklentisi, hem Merkez Bankası’nı baskı altına alıyor, hem de Merkez Bankası’nın siyasi baskı altında kaldığı izlenimini büyütüyor. Bu de enflasyonla mücadele açısından Merkez Bankası yönetiminin elini zayıflatıyor. 

DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMAYACAK 

Peki bu hafta perşembe günü Merkez Bankası politika faizini yüzde 47.5’ten yüzde 45’e indirince ne değişecek? Faiz indirimleri nedeniyle şimdiden belli bir beklentiye girmenin gereği olmadığı çok açık. Çünkü, özellikle kredi ve mevduat faiz oranlarında, önemli bir değişiklik olmayacak. Birkaç puanlık indirimlerin ise ne kredilerin artmasına imkan vereceği, ne de bunun üretimi artırıp reel sektörün beklentilerini düzeltmeye yeteceğini kimse söyleyemiyor. Belki politika faizi yüzde 40’ların altına inmeye başladığında önemli bir değişiklik başlayabilir ama bunun da yılın ikinci yarısından önce olması mümkün gözükmüyor. Bu arada politika faizleri yüzde 40’a, ya da 35’e inse bile normal istikrarlı bir ekonominin koşullarının hala oluşmamış olacağı açık. 

Faiz indirimleri gelecek enflasyon verileriyle yeniden tartışmaya açılırken, yılın ilk 2 ayında gelecek enflasyon oranları, halkın refahının ne kadar hızla eridiğini de ortaya çıkaracak. Daha yılın 2. ayında, ilk kez verilecek yeni asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı ortaya çıkacak. Bu durum, 2025 yılının, asgari ücretli, emekli ve tüm çalışanların ek zam taleplerinin yüksek sesle dile getirildiği bir yıl olacağını gösteriyor.