Günlerdir Yenidoğan Çetesi iddianamesini okuyorum.
Bir yerinde o kadar etkilenmiş, o kadar öfkelenmişim ki tansiyonum yükselmiş.
Karşımda oturan arkadaşımın “gözüne ne oldu” sorusuyla durumu fark ettim.
Aynaya baktım, gözüm kan çanağı...
Tansiyonumu ölçtürdüm ve 18’e çıktığını öğrendim. Yüksek tansiyondan gözümdeki kılcal damar kanamış.
İddianamenin her satırında öyle büyük bir vicdansızlık, öyle büyük bir kötülük var ki insanın sinirleri dayanmıyor.
Yine de okumaya devam ettim. Önemli tespitlerim oldu ve sizinle de paylaşmak istiyorum.
★★★
Sağlık Bakanlığı olayı fark ettiği halde beş ay hiçbir şey yapmamış. Nasıl mı?
Anlatayım:
- Olay, Ocak 2023’te fark edilmiş. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri o tarihte yaptığı denetimlerde çok net bulgular elde etmiş:
- Defterleri doldurulmamış.
- Hasta raporları günlük tutulmamış
- Raporlarda anlatılanlarla gerçeklerin farklı olduğu gözlenmiş. (Örneğin, raporda entübe edildiği yazılan hastanın normal bir şekilde solunumunun devam ettiği gözlenmiş, sorulunca da ‘şimdi düzeldi’ yanıtı alınmış.)
- Hastaların sağlık durumlarıyla uygulanan tedavi şekillerinin uyumsuzluğuna dikkat çekilmiş.
- Buna karşın üç ay boyunca, yani CİMER’deki isimsiz ihbarın geldiği 27 Mart 2023 gününe kadar hiçbir önlem alınmamış. Hatta CİMER’den gelen ihbar dahi 5 Mayıs 2023 tarihinde polise bildirilmiş.
- Ocak 2023- 22 Mayıs 2023...
Aradan geçen 5 ayda çete elini kolunu sallayarak işlerini devam ettirmiş.
★★★
Bir başka sorun da şu:
Polis, 5 Mayıs 2023 tarihinde İl Sağlık Müdürlüğü’nden gelen yazıyla harekete geçmiş. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastanelerden Sorumlu yetkilinin ifadesini 22 Mayıs 2023 günü almış. Yani 17 gün sonra.
Daha sonra da klasik soruşturma işlemleri yürütülmüş:
Savcılıklardan kararlar çıkarılmış, teknik takip, dinleme, izleme gibi eylemlere geçilmiş.
İlginçtir, telefon dinlemelerinde bazı çocukların ölümüyle sonuçlanan durumlar canlı canlı izlenmiş.
Kimse de çıkıp, “ya biz delil toplayacağız derken bebekler ölüyor, buna dur demeli” dememiş.
Düşünün ki polisin çeteyi izlemeye aldığı Mayıs 2023’ten Ekim 2024’e kadar kaç bebek, bu çetenin eline düşmüş ve hayatını kaybetmiştir?
★★★
Kafamdaki bu soruların yanıtlarını alabilmek için çetenin kullandığı özel hastanelerden biri olan Avcılar Hastanesi’nin sahibi de olan, Sağlık Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı yapmış Mehmet Müezzinoğlu’nu aradım.
Kendisine yönelttiğim soruları ve Müezzinoğlu’nun yanıtlarını aynen aktarıyorum:
- Ne zaman haberiniz oldu.
- Perşembe akşamı (17 Ekim 2024) aldık. İki gündür fotoğrafı görmeye çalışıyoruz. Taleplerimiz soruşturmanın gizliliği nedeniyle karşılanmadı.
- Sizin hastanenizdeki durum nedir?
- Şu ana kadar incelenen dosyalara bakılırsa bizim hastanemizde dikkatli olmuşlar. Etik kurallara uymuşlar. Bizim buradaki dosyalarda yanlış görünmüyor.
Belki de bizim hastanemizi diğer hastanelerle sözleşme imzalayabilmek için bir “güven unsuru” olarak kullanmışlar. Bizimle iş birliğini kullanarak diğer hastanelerin güvenini kazanmaya çalışmış olabilirler.
Bizim en büyük hatamız bunlarla sözleşme imzalamak. Keşke yapmasaydık.
- Ne zaman sözleşme imzaladınız?
- 17 aylık bir süre...
- Siz yoğun bakım ünitenizi sadece kiraya mı verdiniz? Kazanca da ortak oldunuz mu?
- Biz sadece kiraya verdik. Yani yoğun bakım hasta sayısı ne olursa olsun bizim kazancımız artmadı. Zaten yoğun bakım servisimiz en az yüzde 20 zararla çalışıyor.
- Geçen süre içinde çetenin yaptığı usulsüzlükleri hiç fark etmediniz mi?
- Hayır, fark etsek anında bitirirdik sözleşmeyi. Hatta bu süre içinde Sağlık Müdürlüğü üç defa habersiz, iki defa haberli denetim yapmış.
- Soruşturma başladıktan sonra kimse gelip sizi bu çeteye karşı uyardı mı?
- Hayır hiçbir uyarı olmadı.
- Bu yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu hastaneyi 40 yıl önce açtık. Açılışa Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan da gelmişti. Orada da söyledim. Bizim için önemli olan para değil, mesleğin saygınlığı. Amacımız layıkıyla sağlık hizmeti vermek. Ekmeğimizi oradan kazandık ama şunu da hep bildik: Hekimlik para kazanma mesleği değil.
40 yıldır bu bakış açısıyla hizmet ediyoruz.
★★★
Müezzinoğlu’nun söyledikleri, düşüncelerimi doğrular nitelikte. Olay 20 ay önce fark edilmesine rağmen çete izlenmiş ama yaptıklarına müdahale edilmemiş.
İlginçtir Özel Avcılar Hastanesi 18 Ekim 2024 Cuma günü bir profesör, iki uzman olmak üzere beş kişilik bir ekip tarafından denetlenmiş ve denetçiler “2. basamak yoğun bakım hizmeti verebilir” raporu düzenlemiş.
Bir gün sonra da hastanenin ruhsatı iptal edilmiş ve kapatılmış.
Bütün bu olup bitenlerin birinci derece sorumlusu elbette çete üyeleridir. Ancak her şey Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün gözünün önünde cereyan etmiş.
Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi davranamaz.
Olay fark edildiğinde İl Sağlık Müdürü, şimdi de Sağlık Bakanı olan Kemal Memişoğlu, hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi hareket edemez.
Medeni bir ülkede yeni doğan bebeklerin katledildiği bu olay hükümetleri sallar.
Bizde bürokrat dahi yerinden olmuyor.
Yazıklar olsun böyle düzene!