Dinler üzerinde doktora yapmış bir arkadaşım bana söyledi: Dini inanca göre ölen iyi bir insansa, Allah onu cennete alır. Narin iyi bir insandı, gördüğü yanlışı gizlemek, saklamak ve saklayana suç ortağı olmaktan yana değildi. Dini inanca göre Allah Narin’i cennetine alacaktır.
★★★
Narin, “sizin ne yaptığınızı gördüm söyleyeceğim” dediği için öldürüldü. Büyükleri; annesi, babası, mısır tarlaları ile pamuk tarlalarının sahibi Tavşantepe Mahallesi’nin muhtarı amcası, ağabeyler, yengeler, halalar, teyzeler, “Narin’in bedeni henüz soğumamışken Eğertutmaz Deresi’nde su altına gömüldüğünden” haberli oldukları halde evin kapısına gelip Yasin okuyan komşu kadınlar ile katili de yanlarına alıp aramaya katılan erkek kadın herkes biliyordu.
★★★
Birlik olup; 50’den fazla asılsız ihbar yaptılar; yalan hikayeler uydurdular. Jandarmayı oyaladılar, savcıları şaşırttılar. Bu insanlar niçin “katili ve Narin’in bedeni bulunmasın diye dere yatağına gömeni” gizlemeye çalıştılar?
★★★
Benzer türde boğarak, bıçaklayarak, keserek çocuk öldürmeler Norveç’ de de, İsveç’ de de, Amerika’da, Kanada’ da oluyormuş; şu ya da bu sebepten canavarlaşan insanlar; ileri gitmiş, çok zengin, iyi eğitimli toplum fark etmiyor her yerde çıkıyormuş!
Çıkıyordur.
Çıkabilir.
Ancak sorun bu değil.
Niçin birlik oldular?
Katili niçin korudular?
★★★
Narin’in henüz insanlık özbilinci, özsaygısı tam olarak gelişmemişti. Çünkü o henüz 8 yaşında bir çocuktu. Ancak insanlık özbilinci ile insanlık öz saygısı gelişmiş bir insan gibi “gördüğü yanlışı söyleyeceğini” açık etmişti. Büyükler ise kenetlendiler; bildiklerini gizleyerek katili adaletten kaçırmaya kalktılar.
★★★
Narin’i öldüreni gizlemeyi, saklamayı, korumayı; insan olmanın özbilinci ve özsaygısı haline getirdiler. Narin’in cenazesine hiçbir bakan katılmadı fakat bir hafta sonra 3 bakan birden köye gitti.
Bu nedir?
Nedendir?
Evet Norveç’ de de, Almanya ile Fransa’da da çocuk öldürülüyor. Ama Norveç’ de, Almanya’da, Fransa’da bütün bir mahalle katili korumayı insan olmanın özbilinci ve öz saygısı yerine koyup; soruşturmanın 35 güne uzamasına alet olmuyor.
Katili gizlemiyor.
★★★
Narin’i öldüren katil her kimse onun; “Siz benim sayemde bu köyde, mahallede varsınız, benim sayemde yaşıyorsunuz, ancak ben varsam siz var olabilirsiniz” diyen ve bunu kabul ettiren biri olmasaydı; bu büyükler; “insanlık özbilinçleri ile öz saygılarını” katili korumaya alet etmeyeceklerdi.
★★★
Güç kimdeyse!
Ona boyun eğilir!
O öldürür.
Yanına kalır.
Herkes görse de görmez, bilse de söylemez. O, dinin ve imanın temsilcisi, tarlaların, toprakların, servetin, paranın, erkeklerin, kadınların, çocukların, aşiretin, tarikatın, devletin, partinin, Ankara’daki yönetimin her şeyin sahibi; ona sadece itaat edilir.
★★★
Bütün kuvvetleri elinde toplayan geri, hukuk tanımaz, adalet gözetmez yapının oluşmasının tarihi, ekonomik, sosyal kökleri var elbet... Tarih bilimi ile sosyoloji okumaları, bu özbilinci gelişmemiş yapıyı açıklayabilir. Ancak üzerinde düşünülmesi gereken; bugününün Türkiye’sinde hem doğuda, hem batıda bu yapının yaşıyor olması, yaşamaya devam etmesi ve Ankara’da siyaseti ve ülke yönetimini elinde tutanları da etki altına alabilmesidir.
Denizlerin akciğeri satışta!
Deniz tabanında kum ve çamurda yaşayan ve adına “Deniz Patlıcanı” denilen canlının ihracına izin verilmişti. Deniz patlıcanları denizlerin akciğeri olarak da biliniyorlar. Çünkü bir deniz patlıcanı yılda 150 tonluk deniz kumunun içine sızmış ağır metal dahil tüm kirliliği çekip emiyor ve denizi temizliyor. KARAR Gazetesi’nden Merve Şişman’ın yazdığı habere göre deniz patlıcanı ihracatına izin verilmesi Ege, Akdeniz, Marmara tüm sahil şeridinde yaşayan insanların tepkisine neden oldu. Dalgıçlar günde 40 kiloya yakın deniz patlıcanı toplayabiliyorlar ve yurtdışına kilosu 30 ile 150 dolar arasında satılıyor. Ege ihracatçılar Birliği verilerine göre deniz patlıcanı ihracatı yılda Türkiye’ye 10 milyon dolar gibi bir döviz geliri sağlıyor ancak bu canlının yok edilmesi denizlerimizdeki kirliliğin artmasına sebep oluyor. Deniz patlıcanını Türkiye’den Çin, Hong Kong, Malezya, ABD satın alıyor.