Yıllar yılı hayalini kurdukları evi alabilmek için bin bir emekle para biriktirerek dişinden tırnağından arttıran vatandaşlar dolandırıcıların hedefinde.

Ucuza bir ev alıyorum derken sakın sevinme satıcıya ödediğin para buharlaşıp yeni aldığın evde haczedilerek satışa konu edilebilir.

Dolandırıcıların satış işlemi gerçekleştikten sonra vatandaşları nasıl mağdur ettiklerini ve bu tarz dolandırıcılık eylemlerinden nasıl korunacağımızı gelin yazımızda birlikte değerlendirelim.

UCUZ ETİN YAHNİSİ...

Tam bir dolandırıcılık hikayesi!!! Emlak ilanlarında gördüğünüz ve gerçek değerinin çok altında yazılı miktarlara yapılacak satışlarda dikkat etmezseniz büyük mağduriyetler yaşayabilirsiniz…

Örneğin gerçek değeri 5 milyon lira olan bir taşınmazı satıcı size 2 milyon liraya satacağını bu satışta da harçların çok daha az çıkması için satış bedelinin emlak rayiç değeri üzerinden göstermenizi söyler ise aman dikkat dolandırılıyor olabilirsiniz.

NASIL MI DOLANDIRIYORLAR?

Taşınmazın devri anında sizin hiç tanımadığınız birine borçlu olan satıcının gerçek değerinin çok altında satış yapmasını kanun alacaklıdan mal kaçırma olarak değerlendirmekte.

Yani satıcının 5 milyon liralık taşınmazı size 2 milyona satacağım demesi aslında alacaklılarını zarara uğrattığı anlamı taşıyabilir.

Böyle bir durumda tapuda gösterilen satış değeri emlak rayiç değeri ile uyumlu hatta bu miktarın biraz üzerinde olsa dahi gerçek piyasa değerinin altında gerçekleştirilen satış işlemleri bazı durumlarda 2 yıl bazı durumlarda ise 5 yıl içinde iptal edilebilir.

NASIL DOLANDIRILMAM

Bir taşınmazın piyasa değeri 5 milyon ve gerçek satış miktarı da bu kadar ise o halde. Taşınmazı almak isteyen müstakbel müşteri tarafından satıcının hesabına gerçek satış bedeli olan yüksek tutarlı miktar ödenmeli.

Paranın hesaba gönderilmesi anında açıklamaya satın alınmak istenen taşınmazın tapu bilgisinin yazılması ve son olarak ise tapu harcının satışın gerçekleştirildiği yüksek miktar üzerinden yatırılması gerekir.

Bir başka korunma yolu ise ülke genelinde tüm tapu müdürlüklerinde uygulamaya alınan güvenli satış yöntemi kullanılarak sağlıklı bir alım satım işlemi gerçekleştirilebilir.

Güvenli satış yöntemi ile satıcı, tapu tarafından alıcıya gayrimenkul devir işlemi gerçekleştirildiğinde satış bedelinin hesabına geçeceğini, alıcı da gayrimenkul devir işlemi gerçekleştirilmeden satış bedelinin satıcıya aktarılmayacağını bilerek rahat ediyor. Nakit taşıma derdi ortadan kalkıyor.

ŞUNLARI ASLA YAPMAYIN

Satıcının hesabından başka bir kişinin hesabına para göndermeyin, banka havale - eft kısmındaki açıklama bölümünü boş bırakmayın ve tapu harcını asla daha az bir miktar üzerinden yatırmayın.

ALACAĞIN VARLIĞI ARAŞTIRILIR

Taşınmazını satın aldığınız borçlunun alacaklıları mal kaçırma iddiası ile tarafınıza karşı bu durumu dava etmesi halinde ise mahkeme tarafından söz konusu alacağın gerçekten var olup olmadığı dikkatle incelenecektir.

Bazı durumlarda dolandırıcılar tarafından bilerek gerçek değerin altında satışlar yapılmakta ve daha sonradan gerçekten var olmayan borçlara dayalı olarak icra takipleri başlatılabilmektedir. Bu durumda ucuza aldığınızı sandığınız ev bir anda icra marifetiyle satılarak parası sözde alacaklılara ödenebilmektedir.

YARGITAYA GÖRE

Benzer bir uyuşmazlığın görüldüğü 7 Mart 2016 tarihli kararında Yüksek Mahkeme “Bu özelliklerin doğal sonucu olarak davanın görülebilirlik şartlarından birisi alacağın varlığı diğer söyleyişle tasarrufta bulunan kişinin borçlu olmasıdır. Bu özelliği nedeniyle aciz nedenine dayalı tasarrufun iptali davasında alacağın gerçekte olmadığı husus iddia ve ispat edebilir. Çünkü dava şartlarından birisi de tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması gereğidir. Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatı çözümlenmelidir. Bu nedenledir ki borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının mahkemece incelenmesi gerekir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklıya alacağını tahsil olanağı sağlanırken bu alacaklının alacağının şeklen varlığının değil, gerçekliğinin amaçlandığını göz ardı etmemek gerekir.”

Sözün özü ne alırken ne satarken dolandırılmamak için kanunların emrettiği üzere hareket etmek en doğru davranış olacaktır.